Burada oturmak, şarabımı içmek, çalışmak, çocuklara yemek yapmak. | Open Subtitles | أن أجلس هنا، وأشرب نبيذي أن أعمل، وأعد العشاء للأولاد |
Kendi kalemde, kendi şarabımı içip oğlumun yükselişini seyrederken ölmek isterdim. | Open Subtitles | في حصني، وأنا أشرب نبيذي مشاهداً ابني يحبو نحو الثراء |
Kendi kalemde, kendi şarabımı içip oğlumun yükselişini seyrederken ölmek isterdim. | Open Subtitles | في حصني، وأنا أشرب نبيذي مشاهداً ابني يحبو نحو الثراء |
Kocaman bir kadeh kırmızı şarap. Benim şarabım. | Open Subtitles | -زجاجة كبيرة قديمة من النبيذ الاحمر ، نبيذي انا |
Sonra yanıma geliyorsun, tekrar tekrar flört ediyorsunuz üstüne öpüşüyorsunuz muhteşem melodilerimi dinliyorsunuz, mükemmel şarabımdan içiyorsunuz gidip harika halımın üstüne döküp gülüyorsunuz. | Open Subtitles | ومن ثمة تأتون قربي تتغازلون و تتغازلون تتغازلون و تتغازلون وتتبادلون القبل و تستمعون الى موسيقاي الرائعة و تشربون نبيذي اللذيذ |
Bu durumda, ikinci şarap kadehimi iptal etsem iyi olur. | Open Subtitles | في تلك الحالة، اعتقد أنني سأستغني عن نبيذي الثاني |
Bu kadın, evime gelip, ucuz şaraplarımı içebileceğini zannediyor. | Open Subtitles | أتعتقد هذه المرأة أنها يمكنها دخول منزلي وإحتساء نبيذي الرخيص؟ |
Cabernet şarabımı balıkla içen kadın mı söylüyor bunu? | Open Subtitles | هذا حديث السيدة التي مزجت نبيذي مع السمك |
İddiaya varım bu kez elma şarabımı reddetmeyeceksin. | Open Subtitles | متأكدة أنك لن ترفضي نبيذي هذه المرة |
Kendi şarabımı götürmem bile gerekmiyor. Hatta götürmememi özellikle söylediler. | Open Subtitles | و لا يتوجب علي إحظار نبيذي الخاص |
Buraya gelip şarabımı içmekte özgürsünüz. | Open Subtitles | اه لقد أدخلت نفسك و تشربين نبيذي |
Orospu çocuğu şarabımı döküyor. | Open Subtitles | Goddamn هو! ذلك إبن العاهرةِ صَبّ خارج نبيذي. |
Senden, Miami'deki tarım uzmanlarının, basit bir listesini istiyorum, ve sen benim şarabımı içiyor ve yemeğimi yiyorsun, hiçbir şey vermiyorsun. | Open Subtitles | جئت إليك أسأل عن قائمة بسيطة لأخصائيي ميامي الزراعيين وأنت شربت نبيذي وأكلت ! |
Benim şarabımı içemezsin. | Open Subtitles | لا تستطيعينَ تناولَ نبيذي. |
şarabım seni zehirliyor. | Open Subtitles | لقد أخذتَ نقود لتسمم نبيذي |
şarabım döküldü, sinirlerimi de bozdun! | Open Subtitles | نبيذي مخرّب، مزاجي محطّم! |
- Jane mürver çiçeği şarabımdan al. - Evet, teşekkürler. | Open Subtitles | ـ (جاين)، أحتسي قليلاً من نبيذي العتيق ـ أجل، شكراً لك |
Sana şarabımdan uzak dur demiştim. | Open Subtitles | (يا (مايك طلبت منك الإبتعاد عن نبيذي |
İşte bunda yanıIıyorsun. En sevdiğim şarap, biradır. | Open Subtitles | هنا أنت مخطئة , نبيذي المفضل هو البيرة |
Atlarımı zehirleyip, şaraplarımı mahvettiler. | Open Subtitles | لقد سمموا خيولي و اهلكوا نبيذي |
Henüz hiçbir şey içki şişeme olan saldırını haklı çıkaramadı ve neden ölü bir kadının tutuklanmasına izin veriyorsun? | Open Subtitles | لا شيء حتى الآن يبرر هجومك على نبيذي لماذا سمحت لجثة أن تكون تحت الإقامة الجبرية؟ |
Hayır, memur bey. Şarabımın yanında sadece bir bardak yemek aldım. | Open Subtitles | لا أيها الشرطي , فقط حضيت بالعشاء مع نبيذي |