| Joe'nun yerinde değil. Konuşabileceğimiz bir yerde? | Open Subtitles | ربما ليس عند جو ربما مكان حيث يمكننا ان نتحدث فيه |
| Yalnız Konuşabileceğimiz bir yer var mı? | Open Subtitles | نعم ؟ هل يوجد مكان ما نتحدث فيه على إنفراد ؟ |
| Ama unutma, göreve her birlikte çıkışımızda Konuşabileceğimiz bir geçmiş yaratıyoruz. | Open Subtitles | ولكن تذكر في كل مرة نذهب فيها في مهمة معا سوف نجعل الماضى امر نتحدث فيه |
| O zamana kadar, Konuşacak bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | وإلى أن يحين ذلك ، فلا يوجد ما نتحدث فيه |
| Biz burada konuşurken dışarıdaki adamım burayı... görebileceğin en büyük medya sirkine dönüştürmek için çalışıyor. | Open Subtitles | في الوقت الذي نتحدث فيه هنا, رجلي يهتم بالسرك الذي تفعله. رجلك؟ |
| Konuşabileceğimiz bir yer var mı? | Open Subtitles | هل هناك مكانٌ ما يمكن أن نتحدث فيه ؟ |
| Konuşabileceğimiz bir yer var mı? | Open Subtitles | هل هناك مكانٌ ما يمكن أن نتحدث فيه ؟ |
| "Bu konuyu Konuşabileceğimiz başka bir yer var mı acaba?" | Open Subtitles | أهناك مكان آخر نتحدث فيه بالأمر؟ |
| Özel olarak Konuşabileceğimiz bir yer var mı? | Open Subtitles | انظر, iهل هناك مكان نتحدث فيه على انفراد? |
| - Konuşabileceğimiz bir yer var mı? | Open Subtitles | هل هنالك مكان نستطيع أن نتحدث فيه ؟ نعم |
| Özel Konuşabileceğimiz bir yer var mı? | Open Subtitles | هل من مكان نتحدث فيه بانفراد؟ |
| - Evet. Konuşabileceğimiz bir yer var mı? | Open Subtitles | أجل هل هناك مكان نتحدث فيه ؟ |
| Konuşabileceğimiz bir yer var mı? Konuşabileceğimiz bir yer var mı? | Open Subtitles | اهناك مكان نتحدث فيه... |
| Bu anıtın temelini bu sene atmayı planlıyoruz. Sonunda, bu ulusu yaralayan ve konuşulamayan eylemlerin adına Konuşacak bir yer olacak. | TED | خططنا أن نكسر القاعدة مع هذا النصب التذكاري لاحقاً في هذه السنة، فسيكون مكان نتحدث فيه عن الأفعال التي لا يتحدث عنها الأفعال التي خلفت جرحاً |
| Anlayacağın, senle ben, Konuşacak şeylerimiz var,... | Open Subtitles | لدي أنا وأنت بعض ما يجب أن نتحدث فيه |
| Konuşacak bir yer bulabilir miyiz? | Open Subtitles | هل يمكننا إيجاد مكان نتحدث فيه ؟ |
| Şu an biz konuşurken iki adamım Dimitri'nin evinde benden haber bekliyor. | Open Subtitles | لدي رجلان في شقة ديميتري في هذا الوقت الذي نتحدث فيه. |
| Evet, ama biz konuşurken rakipleri yerini alıyor. | Open Subtitles | نعم، ولكن كل من منافسيها يَخطْوُن في الوقت الذي نتحدث فيه |
| Şu anda biz konuşurken, o farkında bile olmadan Truva Atı'nı yedinci kata götürüyor. | Open Subtitles | "وفي الوقت الذي نحن نتحدث فيه يدخلُ هو بغير قصد، بتلك الخدعة" "إلى غرفة الموارد والمعدات في الطابق السابع" |