| Nöbet dehidratasyonun ya da nörolojik bir şeyin sonucu olabilir. | Open Subtitles | قد تكون نوبة الاختلاج نتيجةً للتجفاف أو ذاتَ منشأ عصبيّ |
| Bilginin duyularımızdan geldiğini hepimizin bilmesi gerekir, yani duyularımızı geliştirirsek, bilgimizi de bunun sonucu olarak arttırmış olacağız. | TED | ينبغي علينا أن نفكر جميعاً في أن المعرفة تأتي من حواسنا، لذا فإذا وسعنا حواسنا، فسوف نتقدم بمعرفتنا نتيجةً لذلك. |
| Böylece bu kampanyanın bir sonucu olarak 80’lerin başında ticari balina avcılığı yasaklandı. | TED | وهكذا وفي بداية الثمانينات كان هناك فرض حظر على صيد الحيتان لأغراض تجارية التي قويت نتيجةً لهذه الحملة. |
| Ve bunun sonucunda karın öldü, bir oğlun öldü, diğeri ise kayıp, ve bu sefil çukurda tıkılıp kaldın. | Open Subtitles | و مع ذلك نتيجةً لذلك، زوجتكَ ماتَت ابنٌ ميت، و الآخَر مَفقود و أنتَ عالِق في هذا الجحيم |
| Genişlemiş kalbi kanserin sonucunda olmuş olabilir mi? | Open Subtitles | هل ممكن أن توسع قلبها كان نتيجةً للسرطان ؟ |
| Dikkatsiz davranışının sonucunda dikkatsiz ve sorumsuz davranışının bütün kutlama mahvoldu. | Open Subtitles | نتيجةً لسلوكك غير المسؤول.. سلوكك غير المسؤول و الطائش. الحفلة بالكامل أصبحت... |
| Bayanlar ve baylar sonuç olarak, iki, üç ay öncesine kadar bilmediğimiz şeyi gördük. Mümkün olup olmadığını gördük. | TED | و نتيجةً لذلك، سيداتي سادتي، رأينا شيئًا لم نكن نعرفه في الشهرين أو الثلاثة السابقين، ما إذا كان من الممكن. |
| Bakın Vali, yaptıklarına dair tüm görebildiklerim doğrudan sizin hareketlerinizin sonucu! | Open Subtitles | انظُر أيها الحاكِم، حسبَ ما أراه مَهما كانَ ما فَعلوه كانَ نتيجةً مُباشرةً لأفعالِك |
| Bu delilin bir polis memurunun yanlış yönlendirilmiş sadakat duygusunun bir sonucu olarak kirletilmesini yahut kayıplara karışmasını istemiyorum. | Open Subtitles | ولا أريده أن يُفسَد أو يُفقَد نتيجةً لتضليل بعض رجال الشرطة لشعورهم بالولاء حقاً ؟ |
| Çabalarının sonucu olarak da banka hesaplarım ve diğer bir takım kişisel bilgilerim CIA bilgisayarlarında yer etti ki ben böyle olmasını istemiyorum. | Open Subtitles | والآن نتيجةً لِجهودكَ حساباتي البنكيّة ومعلوماتي الشخصيّة في أجهزةِ الاستخبارات ولا أُريدهم هناك |
| Onların çalışmalarının sonucu olarak bugün dünyada daha az kötülük var. | Open Subtitles | نتيجةً لجهودهم هناك القليل من الشر فى العالم هذه الايام |
| Canlıların kılavuzsuz bir evrimin sonucu olamayacak kadar hassas oldukları söylenmişti. | Open Subtitles | كان يُقال, أنَّ الأشياء الحية مُعقدة جداً لأن تكون نتيجةً لتطورٍ غير موجه |
| Bu şekilsizlik bir hastalığın veya bir enfeksiyonun sonucu değil çok güçlü bir büyünün sonucu. | Open Subtitles | التّشويه ليس نتيجةً لمرض أو لإصابة... بل لسحر قويّ. |
| - Bu patlamada onun sonucu! | Open Subtitles | هذا الإنفجارِ يُوجّهُ نتيجةً. |
| Yolculuklarının bir sonucu olarak | Open Subtitles | و نتيجةً لرحلاتهِم |
| Ve bunun sonucunda da az kalsın ortağını öldürtüyordun. | Open Subtitles | و نتيجةً لذلك كاد أن يقتل شريكك. |
| Bunun sonucunda son altı aydır sana sadık kalabildim..." | Open Subtitles | "نتيجةً لذلك أنا كنتُ قادرةً على أن أصبح سليمة لك |
| Beyin sapındaki hava embolisi sonucunda. | Open Subtitles | نتيجةً لانسداد الهواء في جذع مُخّه. |
| sonucunda bir kişi öldü. | Open Subtitles | و نتيجةً لذلك ماتَ رجُل |
| sonucunda Kim Anderson öldü. | Open Subtitles | و موت (كيم اندرسون) كان نتيجةً لذلك |
| sonuç olarak, Venüs'ün sıcaklığı kurşun eritecek kadar sıcak ve gezegen kemik kadar kuru. | TED | نتيجةً لذلك، فإنّ درجة الحرارة على سطح الزهرة كافية لصهر الفولاذ، كما أنّ الكوكب جافٌّ تمامًا. |