"نجد وسيلة" - Translation from Arabic to Turkish

    • yolunu bulmalıyız
        
    • yolunu bulana
        
    • yolunu bulabiliriz
        
    • bir yolunu bulmazsak
        
    • bir yol bulmamız
        
    • yolunu bulamazsak
        
    • bir yol bulmalıyız
        
    Karını senin seks rutinine dahil etmenin bir yolunu bulmalıyız. Open Subtitles علينا أن نجد وسيلة لدمج زوجتك إلى روتين الجنسي.
    Üretimi arttırmanın bir yolunu bulmalıyız. Open Subtitles يجب علينا أن نجد وسيلة الإنتاج إلى مسارها الصحيح.
    Yetenekleriyle başka birini yenmenin bir yolunu bulana kadar. Open Subtitles إلى أن نجد وسيلة لمقاومة شخص يتمتع بقدراته في الميدان
    Ondan kurtulmanın yolunu bulana kadar burada takılı kaldık. Albay Caldwell. Open Subtitles ولن نبارح مكاننا قبل أن نجد وسيلة للتخلص منه
    Ama sanırım bir yolunu bulabiliriz. Open Subtitles على الرغم من أنني أعتقد أننا يمكن أن نجد وسيلة.
    Eğer Enos'u yok etmenin bir yolunu bulmazsak, her defasında bir canla, hiçbir şey onu Charleston'ı ele geçirmekten alıkoyamaz. Open Subtitles إذا لم نجد وسيلة لتدميره، عندئذ لن يمنعه شىء من الاستيلاء على تشارلستون، روح واحدة في نفس الوقت.
    Bu ülkeleri daha iyi bir şekilde destekleyecek bir yol bulmamız gerekiyor. TED علينا ان نجد وسيلة لندعم هذه الدول بطريقة أفضل
    Ama eğer idamı ertelemenin bir yolunu bulamazsak 30 gün sonra hiçbir anlamı kalmayacak. Open Subtitles -نعمل على ذلك {\an6\pos(240,210)}لكن إن لم نجد وسيلة لتأخير الإعدام {\pos(190,230)}لن يهم الأمر بعد 30 يوماً
    Bu buluşmayı kendi avantajımıza çevirmek için bir yol bulmalıyız, belki deponun nerede olduğuna dair bir ipucu buluruz. Open Subtitles علينا أن نجد وسيلة لنجعل هذا اللقاء في صالحنا ربما نحصل على دليل عن ذلك المخبأ
    Çocuklar hadi ama. Bu Scauldron'u kurtarmanın bir yolunu bulmalıyız. Open Subtitles رفاق هيا يجب أن نجد وسيلة لتحرير السكآلدرين
    Paralarını ödemenin yolunu bulmalıyız yoksa ortalığı kan götürecek. Open Subtitles علينا أن نجد وسيلة لنعيد لهم نقودهم وإلّا سنغرق بدمائنا
    Hayır ama her şeyin bir sırası var onu bulmadan önce onu yenmenin bir yolunu bulmalıyız. Open Subtitles لا، ولكنْ الأولويّة للمهمّ قبل البحث عنه علينا أنْ نجد وسيلة للتغلّب عليه
    Ki bu yüzden bunu bozmanın bir yolunu bulmalıyız. Open Subtitles ولهذا يجب أن نجد وسيلة لكسر هذا السحر
    Ama sadece seni korumanın daha iyi bir yolunu bulana kadar. Open Subtitles لكن هذا فق ريثما نجد وسيلة أفضل لتأمينك
    Ama sadece seni korumanın daha iyi bir yolunu bulana kadar. Open Subtitles لكن هذا فق ريثما نجد وسيلة أفضل لتأمينك
    Jamus silahımı aldı ve cihazı kurtarmanın bir yolunu bulana kadar beni bırakmayacak. Open Subtitles لقد إستولى (جيموس) على سلاحى و لن يسمح لي بالرحيل حتى نجد وسيلة لإنقاذ جهاز التخزين
    Onu uyandırmanın bir yolunu bulabiliriz. Open Subtitles يمكننا أن نجد وسيلة لجلعها تتحرك مرة أخرى
    Belki de bu şeyi durdurmanın bir yolunu bulabiliriz. Open Subtitles ربما يمكن أن نجد وسيلة لوقف هذا الشيء
    Ama Gavin'i sorgulamanın bir yolunu bulmazsak, söyleyeceklerin işe yaramaz. Open Subtitles لكن نظرتك لن تجدينا نفعا ما لم نجد وسيلة لإستجواب (غافن).
    Azınlıkların haklarını korumak için bir yol bulmamız gerekiyor. Open Subtitles يجب علينا أن نجد وسيلة لحماية حقوق الأقليات.
    Buna ulaşmanın bir yolunu bulamazsak, Open Subtitles لو لم نجد وسيلة للوصول إليه
    Bu adadan kaçmak için başka bir yol bulmalıyız. Open Subtitles علينا أن نجد وسيلة أخرى من هذه الجزيرة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more