Biz bu sarayın çok konforlu olduğunu, ve çevrenin de tamamen uygun olduğunu anlıyoruz, ama şimdi, korkarım sizin için en güvenli yer değil. | Open Subtitles | نحن نفهم أن هذا القصر يمكن أن يقدم راحة كبيرة والحي بالتأكيد هو لطيف جدا لكن في هذه اللحظة اخشى انه ليس الاكثر امانا |
Özerk olmak için karşılaştığımız zorlukları ve fırsatları anlıyoruz. | TED | نحن نفهم التحديات والفرص التي نواجهها لنعتمد على ذواتنا. |
Bunun hastalar ve aileleri üzerindeki gerçek psikolojik sonuçlarını anlıyoruz. | TED | نحن نفهم العواقب النفسية الحقيقة على المريض وعائلته. |
Tamam birbirimizi Anladık,ben onu almak istersem eğer, bir saniye | Open Subtitles | إذن نحن نفهم بعضنا اشتره ، حسناً ؟ انتظر قليلاً |
Anladık ki, bu geceki konserde kızların arasında, köpükle maden arayacaksınız, değil mi? | Open Subtitles | نحن نفهم أنه خلال الحفل الليلة سوف تغمرون الفتيات في الجمهور بالرغوة البيضاء. هل هذا صحيح؟ |
Başı sonu olmayan bir ölçüm yöntemi. Bizde sürekli, "Dünyayı anlıyor muyuz? Tahminler yürütüyor muyum?" | TED | هذا معيار أبدي. هناك معيار أبدي عنّا كأن نقول: هل نحن نفهم العالم؟ هل نقوم بتنبؤات؟ و غيرها. |
kendi vücudumuzu çalıştıran yazılım programlarını anlıyoruz. | TED | نحن نفهم البرمجيات التي تجعل أجسادنا تعمل. |
Yaşamın bağıntısının belirli bir bilimsel altyapı gerektirdiğini anlıyoruz, ama egomuz henüz bize yetişemedi. | TED | نحن نفهم الأسس العلمية للعلاقات الحياتية ولكن غرورنا لم يدرك ذلك بعد. |
Madame Curie'nin araştırmasının güvenilirliğine inanmanızı anlıyoruz. | Open Subtitles | نحن نفهم أن كنت مقتنعا لمصداقية التحقيق مدام كوري. |
anlıyoruz. Tam-koşu yaptım ve şimdi oyuna devam edemiyoruz. | Open Subtitles | نحن نفهم أنك حزين لأن هدفك لم يكتمل والأن لن نستطيع اللعب |
anlıyoruz, ama dostum gelecek adına cevap veremez. | Open Subtitles | . نحن نفهم , ولكن صديقى لن يجيب عن المستقبل |
Tanrım, bize gönderdiklerinin her kelimesini anlıyoruz | Open Subtitles | أيها الرب,نحن نفهم تماما الكلمة التى أرسلتها إلينا |
Hayır, Senatör Murray'ın şartlarını tamamen anlıyoruz. | Open Subtitles | لا، نحن نفهم تماماً تحفظات عضو مجلس الشيوخ موراي |
Anladım. Tedavi edilmemişken kızımı ısırdı. anlıyoruz tatlım. | Open Subtitles | أعلم ، هو الذي قتلها في فترة قبل العلاج نحن نفهم ذلك عزيزتي. |
anlıyoruz, ailenizi geri istiyorsunuz. | Open Subtitles | نحن نفهم. أنت تريد لم شمل عائلتك من جديد |
Bunu ışığın elimin yan tarafına vurmasından ve tıpkı bir setin önündeki su dalgaları gibi bükülmesi ve hafif bir iz bırakmasından anlıyoruz. | Open Subtitles | نحن نفهم هذا عندما يصيب الضوء جانب من يدي وينحني و ينتشر قليلا، تماما مثل موجات الماء حول وجود إعاقة |
Binbaşı Carter'ı kontrol altına aldığını Anladık, ama sen o değilsin. | Open Subtitles | نحن نفهم أنك سيطرت على الرائدة كارتر,ولكنك لست هي |
Anladık. Devam edebilir miyiz? | Open Subtitles | نحن نفهم هلّ بالإمكان أن نتحرّك على طول؟ |
Türler arasında geçiş yapamadığını Anladık. | Open Subtitles | نحن نفهم اننا لم نخطط للتعامل مع نوع معين |
Biz bilgisayardan yapılan araştırmayı onun yaptığını Anladık. | Open Subtitles | نحن نفهم أنّه كان موضوع بحثٍ على حاسوبكم. |
öyleyse ne olduğunu gerçekten anlıyor muyuz yoksa ne olduğunu anlamaya mı çalışıyoruz? | TED | إذاً هل نحن نفهم حقا ما هي, أو هل أننا نحاول أن نجد -" لنقتنع "- ما نعتقد أنها عليه؟ |