"نحن يجب أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • zorundayız
        
    • etmeliyiz
        
    • almalıyız
        
    • gerekir
        
    • olmalıyız
        
    • tutmalıyız
        
    • yapmalıyız
        
    • bulmamız gerek
        
    Hikaye patlak vermeden bunu ortalığa yaymalıyız. Ona uymak zorundayız. Open Subtitles نحن يجب أن ننشر خبرمرضه قبل أن تنتشر قصة الفتاه
    Hala bir yerde yemek yemek zorundayız. Belki bir kaç lokma bir şey. Open Subtitles ما زال، نحن يجب أن نحظى بتناول الطعام في مكان ما فقط ولو قليل، ربما
    Her şeyi berbat ediyorsun. Düğüne devam etmeliyiz. Open Subtitles أنت دائمـاً ما تفسد كلّ شيء نحن يجب أن نواصل المراسم
    Evlerine dönebilmeleri için onlara yardım etmeliyiz, Michael. Open Subtitles نحن يجب أن نساعدهم ليصلوا إلى المنزل , مايكل
    Güney Bulvarı'nda yapılan yeni dairelerden birini almalıyız. Open Subtitles تعرف ما الذى ينبغى علينا أن نفعله ,أمى نحن يجب أن نحصل على واحدة من تلك الشقق الجديدة هم يبنون على الجادة الجنوبية
    Yaşlı kadın deli iblisin yeni ev sahibi olması gerekir gibi görünüyor. Open Subtitles نحن يجب أن نذهب إلى منزل البحيره فى الحال. أنا أتصلت بجريس..
    Saat 11.00'de otobüs terminalinde olmalıyız. Open Subtitles نحن يجب أن نكون في المحطة عند الساعة الحادية عشر
    O bir dost. İki yakamızı bir araya getireceksek, oda tutmalıyız. Open Subtitles نحن يجب أن نأجر الغرفة حتى نتدبر أمورنا المعيشية
    Belki de işi sağlama almak için kalbine hızlı bir stres testi yapmalıyız. Open Subtitles ربما نحن يجب أن نعطي قلبك إختبار إجهاد سريع، لكي يكون آمن فحسب.
    Onun kendisini görmesini nasıl sağlayacağımızın bir yolunu bulmamız gerek. Open Subtitles نحن يجب أن نفكر في طريقة لنريها هذا الأمر بنفسها
    Başka çocukları öldürmeden bulmak zorundayız. Open Subtitles نحن يجب أن نجد هذا الشئ قبل أن يقتل أطفال أخرى
    Ve olmak istediğimiz yere geri dönmek istiyorsak emirlere uymak zorundayız. Open Subtitles لكن إذا نريد العودة إلى حيث نريد لكي نكون نحن يجب أن نطيع الأوامر.
    Bu yüzden gitmek zorundayız. Open Subtitles لقد كان يؤذي والدتي لذا نحن يجب أن ننتقل
    Onlarla bi konuşayım. Unuttun mu, prensesi kurtarmak zorundayız. Open Subtitles دعنى أكلمهم تذكر,نحن يجب أن ننقذ الأميرة
    Niye şimdi Denizcilerin saldırısına uğramak zorundayız? Open Subtitles نحن يجب أن نكون الآن مهاجمين من قبل جنود البحرية
    Belki Sylvia'yi tekrar kontrol etmeliyiz. Open Subtitles حسنا، لربّما نحن يجب أن ندقّق مع سيلفيا ثانية.
    Tabii biraz alışveriş etmeliyiz. Open Subtitles الآن، بالطبع، نحن يجب أن نتسوق بعض الحاجيات.
    Ancak eğer bir şey saklıyorsa, daha fazla etkileşim açısından çok dikkatli olarak devam etmeliyiz. Open Subtitles لكن إذا كانت تخفي شيء نحن يجب أن نكون حذرين مع التفاعلات المستقبلية
    Bir saat değil, bir hafta izin almalıyız. Open Subtitles نحن يجب أن ننزل كل إسبوع، ليس فقط في الساعة.
    Doğru, Senin hiç eşyan yok Bunun anlamı alışverişe gitmeliyiz. Giysi, ayakkabu ve iç çamaşırı almalıyız Open Subtitles حقاً , أنت ليس لديك أغراض , لذا نحن يجب أن نشترى الملابس . و الأحذية و الملابس الداخلية
    Bütün artıları ve eksileri değerlendirmek gerekir. Open Subtitles نحن يجب أن نأخذ في الإعتبار كل الفوائد والأضرار
    Bu manyağa bizi rekabetten kurtardığı için minettar olmalıyız. Open Subtitles نحن يجب أن نكون ممتنين إلى هذا المعتوه لإزالة منافستنا
    tutmalıyız çünkü yüzlerce kay kaycı olacak ve hepsini alt etmemiz lazım. Open Subtitles نحن يجب أن لأن هناك سيصبح مئات متزحلق من جميع أنحاء ونحن نحتاج لإغلاقهم.
    Bence bu çocuğa bütün laboratuvar deneylerini yapmalıyız. Open Subtitles أعتقد نحن يجب أن ندير مجموعة كاملة إختبارات مختبر على هذا الرجل. إنظر أين نحن.
    Onları bulmamız gerek. Open Subtitles حسنا, نحن يجب أن نخدعهم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more