"نحن يَجِبُ أَنْ" - Translation from Arabic to Turkish

    • zorundayız
        
    • etmeliyiz
        
    • yapmalıyız
        
    • yapmamız gereken
        
    • iyi olur
        
    Umudumuzu kaybetmemek ve devam etmek zorundayız Open Subtitles نحن يَجِبُ أَنْ لا نَفْقدَ الأملَ وعلينا الاستمرار
    Tüm gece bununla ilgilenmek zorundayız, hareket ettir. Open Subtitles نحن يَجِبُ أَنْ نُشغّلَه طوال اللّيل،و نبقيه يَتحرّك
    Bu kanamayı durdurmak zorundayız. Open Subtitles نحن يَجِبُ أَنْ نَوقّفَ هذا النزيف. انة بخيرُ.
    Bize yiyecek ve giyecek veriyorlar, onlara itaat etmeliyiz. Open Subtitles يَعطونَنا غذائَنا وملابسَنا. و نحن يَجِبُ أَنْ نَطِيعَ.
    Birbirimize yardım etmeliyiz, boğazımızı kesmemeliyiz. Open Subtitles نحن يَجِبُ أَنْ نُساعدَ بعضنا البعض، لا نـقْـطــعَ حناجرَ بعضنا البعضِ.
    Yine de, elimizden gelen her şeyi yapmalıyız o şeyi kurtarmak için o ilahi hak ve tarihi kafasına yerleştirilen şeyi. Open Subtitles على الرغم من هذا، نحن يَجِبُ أَنْ إعملْ كلّ ما يمكن عمله لتَوفير الشيءِ ذلك الحقّ المقدّسِ والتأريخِ وَضعَ على رأسهِ.
    Bak, tek yapmamız gereken, bir süre postalarını benim eve yönlendirmek. Open Subtitles النظرة، كُلّ نحن يَجِبُ أَنْ فقط أمامي بريدكَ إلى بيتِي لفترة.
    Onun için bu olmadan önce, seni durdurmak zorundayız. Open Subtitles لذا قبل أَنْ يَحْدثَ، نحن يَجِبُ أَنْ نَتوقّفَك.
    Hayır, bunun ne kadarının bir tuzak olduğunu ortaya çıkarmak zorundayız. Open Subtitles لا، نحن يَجِبُ أَنْ نَكتشفَ ..كَمْ من الافخاخ.
    Bu davayı kazanmak zorundayız. Hiçbir şey için değilse bile, iç huzuru için. Open Subtitles نحن يَجِبُ أَنْ نَرْبحُ هذه الحالةِ لراحةِ البال، على الأقل.
    - Bak polise gitmek zorundayız. Open Subtitles انظر نحن يَجِبُ أَنْ نَذْهبَ إلى الشرطةِ.
    Eyaletin emrettiği şeyleri yapmak zorundayız. Open Subtitles نحن يَجِبُ أَنْ نَعمَلُ الذي الحالة تُخبرُنا لنَعمَلُ.
    Geri dönmek zorundayız, Sagamore kafamızı koparacak. Open Subtitles نحن يَجِبُ أَنْ نَعُودَ. ساجامور سَيكونُ عِنْدَهُ رؤوسُنا.
    Neden sizin isteklerinize uymak zorundayız? Open Subtitles الذي يَعمَلُ نحن يَجِبُ أَنْ نَتوافقَ إلى أيّ تُريدُ؟
    Yeni bir hastalık olup olmadığını kontrol etmeliyiz. Open Subtitles لَرُبَّمَا نحن يَجِبُ أَنْ نُدقّقَ هو لَيسَ شيءاً جديدَ.
    Dans etmeliyiz, unutma. Open Subtitles تذكّرْ، نحن يَجِبُ أَنْ نَرْقصَ. لا تَنْسِ.
    Belki de seni yok etmeliyiz. Open Subtitles لَرُبَّمَا نحن يَجِبُ أَنْ فقط نَقْهرُك.
    Tanrı erdemliyse, o zaman bizde erdemli bir şeyler yapmalıyız. Open Subtitles إذا الله مستقيمُ، ثمّ نحن يَجِبُ أَنْ نَعمَلُ أشياءُ مستقيمةُ.
    Tüm bu nefret karşısında bir şeyler yapmalıyız. Open Subtitles نحن يَجِبُ أَنْ نَعمَلُ شيءُ بشأن كل هذا الحقد
    Bence bunu Ally'nin yoluyla yapmalıyız. Open Subtitles أعتقد نحن يَجِبُ أَنْ نَعمَلُ هذا طريقِ ألي.
    Söyleyeceğim gibi bu sabah yapmamız gereken birkaç biyokimyasal tahlil daha var. Open Subtitles كما أني كَنتَ عَلى وَشَكِ أَنْ أقول هناك بضعة أكثر الاختبارات الكيماوية الحيوية التي نحن يَجِبُ أَنْ نُؤدّيها
    Park ettiğimiz zaman, yapmamız gereken tek şey .arka tekerin altına 2 tane büyük tahta parçası koymak olacak. Open Subtitles كُلّ نحن يَجِبُ أَنْ نَعمَلُ كُلَّ مَرَّةٍ نحن يَجِبُ أَنْ نَضِعَ كتلتان كبيرتان تحت العجلةِ الخلفيةِ.
    Artık gitsek iyi olur. Open Subtitles نحن يَجِبُ أَنْ نَذْهبَ من المحتمل، حقّ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more