| Burada olduğu için üzgünüm, ... burada, sizin köyünüzde; ama askerlerin bizi yakalamalarına izin veremeyiz. | Open Subtitles | انا آسف لان هذا سيحدث هنا هنا في قريتكم لكننا لا نستطيع ترك الجنود ياسروننا |
| Hiçbirşeyin yolumuza çıkmasına izin veremeyiz. | Open Subtitles | نحن لا نستطيع ترك أيّ شئ يقف في طريق ذلك |
| Kablo, giriş, video, uydu, kapat. Bu sefer iyi insanların kazanmasına izin veremeyiz. | Open Subtitles | نحن لا نستطيع ترك الرجال الجيدين في هذا الوقت |
| - Hayır. Kimseyi geride bırakamayız. | Open Subtitles | لا سيدي، نحن لا نستطيع ترك أحدً ورائنا في هذا المرة |
| Brand, gidemeyiz. O kadar altını bırakamayız. O bizim geleceğimiz. | Open Subtitles | براند, لا نستطيع الذهاب لا نستطيع ترك كل ذاك الذهب إنه مستقبلنا |
| Çünkü geride tanık bırakamayız." | Open Subtitles | أنت تفقد أعصابك , لأننا لا نستطيع ترك شهود |
| Bunun olmasına izin veremezdik, anlıyor musun? | Open Subtitles | لم نكن نستطيع ترك ذلك يحدث هل تفهمين؟ |
| Kısacası, Valta'nın teslim edilmesine izin veremeyiz. | Open Subtitles | وضع ببساطة، نحن لا نستطيع ترك فالتا يكون مسلّما. |
| Buna izin veremeyiz. O insanlara yardım edemeyiz. Kim olduklarını ya da nerede olduklarını bilmiyoruz. | Open Subtitles | ـ نحن لا نستطيع ترك هذا يحدث ـ نحن لا نعرف من هم، أو أين هم |
| -Çocuğun ölmesine de izin veremeyiz. | Open Subtitles | . لكن لا نستطيع ترك الصبي يموت ماذا سنفعل ؟ |
| Hiçbir şeyin bizi yarın Washington'daki görevden uzaklaştırmasına izin veremeyiz. | Open Subtitles | لا نستطيع ترك أي شيء يعرض مهمتنا في العاصمة غداً للخطر |
| Arap haydutların Amerikalıları kaçırmasına izin veremeyiz. | Open Subtitles | أنت تعرفُ مثلما أعرِفُ أنا بأنّنا ... لا نستطيع ترك الإنتحاريّين العرب يتجوّلون بالجِوار ويختطفون المواطنين الامريكيّين |
| Bu olayın öğrenilmesine izin veremeyiz. | Open Subtitles | نحن لا نستطيع ترك هذا يكون معروفين. |
| - Başarısızlıklarımızın bizi avlamasına izin veremeyiz. | Open Subtitles | - نحن لا نستطيع ترك حالات فشلنا تطاردنا. |
| Bir şüpheliyi arabanın bagajında bırakamayız. | Open Subtitles | لا نستطيع ترك المشتبه به في صندوق السياره |
| Kovanın bulması için Wraithleri burada bırakamayız. | Open Subtitles | لا نستطيع ترك الريث هناك لتجدهم السفينة الأم |
| Besbelli, kutuyu bu lanetli yerde bırakamayız. | Open Subtitles | من الواضح اننا لن نستطيع ترك الصندوق في هذا المكان الملعون. |
| Bu adamı dışarıda bir dakika daha bırakamayız. | Open Subtitles | لا نستطيع ترك هذا الرجل فى الخارج لدقيقة اضافية |
| - Ne hissedersek hissedelim, ...bu adamı baştan savma bir araştırmayla içeri atılmaya mecbur bırakamayız. | Open Subtitles | لا نستطيع ترك هذا الرجل دون تحقيق يستحقة |
| Doğru olanı yapmamız gerek. Onu bu halde bırakamayız. | Open Subtitles | علينا أن نفعل الشيء الصحيح أننا لا نستطيع ترك جيدا |
| İyi askerlerin boş yere ölmesine izin veremezdik. | Open Subtitles | نحن لا نستطيع ترك رجال جيدين |