| Bunu yapabiliriz. Sadece kullanılmayan alanlar için biraz fazla ödersin. | Open Subtitles | نستطيع عمل ذلك, انه فقط سيكلفك اكثر بسبب المكان الجديد |
| Sen bana ne istediğini söyle belki de bir şeyler yapabiliriz. | Open Subtitles | لذا لما لاتخبرني ماذا تحتاج ؟ وربما نستطيع عمل شيئا ما |
| Adamım şu kalabalığa bak! İstediğimiz gibi pazarlık yapabiliriz. Millet bize bayılıyor. | Open Subtitles | انظر لهذه الفتيات المثيرات يارجل, نستطيع عمل اى شئ وسيحبونا |
| Açıkçası, size bir saldırı olmadığı sürece biz bir şey yapamayız. | Open Subtitles | حسن، في الواقع لا نستطيع عمل شيء حتى يقع حادث لك |
| Fakat tek başımıza yapamayız. Benimle gelmelisin. | Open Subtitles | لكننا لا نستطيع عمل ذلك لوحدنا يجب أن تأتي معي |
| Küçüğü için yapabileceğimiz bir şey yok ama bu onlar için bir şans olabilir. | Open Subtitles | ولكننا لن نستطيع عمل أى شئ للمذنب الصغير ولكن ربما هذا يعطيهم فرصة |
| Olasılıksızlıkların benzer bir ölçeklendirmesini yapabilirdik; hiçbir şey tamamen imkansız değil. | TED | نستطيع عمل مقايس مماثلة من المستبعدات:.. لا مستحيل تماما. |
| Evet ama bir şeyler ters giderse herhalde... iniş yapabiliriz. | Open Subtitles | هنالك ما يقلقني بخصوص هذا ؟ -نحن نستطيع عمل هذا |
| Belki bulutun içine bir atlama yapabiliriz. | Open Subtitles | ربما نحن نستطيع عمل نافذة قفز صغيرة للدخول الى الغيمة |
| Sana eğlenceli geliyorsa beraber de yapabiliriz. | Open Subtitles | أو نستطيع عمل هذا معاً إذا كان هذا ممتع بالنسبة لك |
| - Pastırma kokan çorba yapabiliriz. | Open Subtitles | نستطيع عمل شوربة رائحتها كلحم الخنزير المقدد. |
| Çünkü biliyorum ki birlikte bu şirket için harika şeyler yapabiliriz. | Open Subtitles | لأنه سويا، أعلم أننا نستطيع عمل أشياء عظيمة لهذه الشركة. |
| Tamam, iki doktorumuz olduğuna göre iki ameliyatı da aynı anda yapabiliriz. | Open Subtitles | حسناً,لدينا طبيبان لذا نستطيع عمل عمليتين جراحيتين في الوقت نفسه |
| - Burada şimdilik bir şey yapamayız. - Gidelim. | Open Subtitles | نحن لن نستطيع عمل المزيد هنا على أية حال هيا بنا نذهب |
| Ebedi Mümin Kutsal Bakiremiz, senin susuz öksüzler için endişelenmeni sağlamaya çalıştığı sürece hiçbir şey yapamayız. | Open Subtitles | لكننا لا نستطيع عمل ذلك طالما تلك السيدة موجودة وأن تقلق بشأن اليتامى العطشى |
| Yalnızca sen Van Gein'i tanıyorsun. Sensiz hiçbir şey yapamayız. | Open Subtitles | أنت فقط التي تعرفين وجه فان جين نحن لا نستطيع عمل شئ، بدونك |
| Üzgünüm ama bunu yapamayız. Tüm mahalleyi kontrol etmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | أنا خائفه نحن لا نستطيع عمل ذلك نحن يجب أن ندقّق كامل الحي |
| Polisi aramaktan başka yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | لا نستطيع عمل شيء غير الاتصال بالشرطة |
| Bu konuda yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | لا نستطيع عمل شيء بخصوصهذاالآن! |
| Lütfen, yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | رجاءً, لا نستطيع عمل شئ |
| Harika işler yapabilirdik. | Open Subtitles | نستطيع عمل اشياء كبيره |
| Biz ne istersek yaparız. | Open Subtitles | أستمعي يا ألبو. نحن نستطيع عمل مهما نريد أن نفعله |
| Oo, bunu ayakta yapabilir miyiz? | Open Subtitles | هل نستطيع عمل ذلك و نحن واقفون، من فضلك؟ |