Onun ya da herhangi bir şeyin aramıza girmesine izin veremeyiz. | Open Subtitles | لذا لا يمكننا أن نسمح له أو لأي شيء أن يفرقنا |
Kağıtları değiştirmiş olmalı! Bu şekilde kaçmasına izin veremeyiz. | Open Subtitles | لا بد وأنه بدلها لا يمكننا أن نسمح له بالنجاة بفعلته |
Elini diğer elinin üzerine koymak için ona izin veriyor ki böylece istediğini alabilsin. | Open Subtitles | نحن نسمح له بأن يكون صاحب اليد العليا حتى يستطيع الحصول على ما يريد |
Annesinin hayatını kurtarmak istiyor. Neden ona izin vermeyelim ki? | Open Subtitles | هو يريد انقاذ حياتها,لماذا لا نسمح له بذلك؟ |
Onu öldürmesine de müsaade etmeyeceğiz. Buna emin olamazsın... | Open Subtitles | لكننا لن نسمح له بقتلها أيضاً - لا يمكنك ضمان - |
Bu gece de evde yatmasına izin vereceğiz. | Open Subtitles | سوف نسمح له لا يزال ينام داخل هذه الليلة. |
Hey, kardeş, biz ne gideriz, ne de onun gitmesine izin vermeyiz. | Open Subtitles | انت يارجل .. نحن لن نتحرك ولن نسمح له ان يتحرك |
Kararını vermiş ve onun için en iyisinin ne olduğunu bilmesine izin vermeliyiz. | Open Subtitles | لقد أتخذ قراره وأظن أن علينا أن نسمح له بأن يُميز الأفضل له |
Sistemi aldatmaya çalışıyor ve bunu yapmasına izin vermeyeceğiz. | Open Subtitles | إنّه يحاول خداع القانون، ولن نسمح له بذلك |
Bunu yapmasına izin veremeyiz. Kadınlarla çektirdiği resimlerine ne oldu? | Open Subtitles | لا يمكننا أن نسمح له بذلك ماذا عن صورته مع تلك الفتاة؟ |
O uçağa binmelerine izin veremeyiz. Hadi. | Open Subtitles | لا يجب ان نسمح له ان يركب الطائرة.هيا بنا. |
O ahlaksız kadın için hayatını heba etmesine izin veremeyiz. | Open Subtitles | ولن نسمح له بأن يُضيع حياته من أجل هذه المرأه الخبيثه |
Dinle, sorumlusu her kimse, aramıza güvensizlik sokmasına izin veremeyiz. | Open Subtitles | اسمع، أياً كان المسئول لا يمكننا أن نسمح له بإثارة الشكوك بيننا |
En azından ona izin verdiğimiz her şeyi. | Open Subtitles | أنا أعني, على الأقل كل الشيء نحن نسمح له به |
En azından ona izin verdiğimiz her şeyi. | Open Subtitles | أنا أعني, على الأقل كل الشيء نحن نسمح له به |
Fakat ona izin vermeyeceğiz. | Open Subtitles | نقاط ضعفنا لكننا لن نسمح له |
Bugün buraya bunun her yerde olduğunu söylemeye geldim -- Meksika’da bugün gözümüzün tam önünde bu oluyor. ve buna daha fazla müsaade edemeyiz. | TED | لقد جأت اليوم لأخبركم , أن هذا يحدث في كل مكان . إنه يحدث أمامنا اليوم في المكسيك . و لا يمكننا أن نسمح له بالتقدم أكثر . |
Bizi bu hâle sokmasına neden müsaade ediyoruz? | Open Subtitles | لمَ نسمح له بأن يفعل هذا بنا؟ |
Eğer bir çift yeni ayakkabı alırsa eroin içmesine izin mi vereceğiz? | Open Subtitles | ولديهِ مقابلةٌ في مشفى سانت سيباستيان إن اشترى زوجاً جديداً من الأحذية فهل علينا أن نسمح له بتدخين الحشيش؟ |
Bir daha asla Goril Şehri'ne dönmesine izin vermeyiz. | Open Subtitles | لن نسمح له بالعودة إلى الغوريلا مدينة مرة أخرى. |
Bence yarışmasına izin vermeliyiz. | Open Subtitles | حسناً أعتقد أن علينا أن نسمح له بالمشاركة |
Bu yıl ne kadar zor geçerse geçsin arkadaşlığımızla aramıza girmesine izin vermeyelim. | Open Subtitles | مهما كان سيكون الأمر صعباَ هذه السنة لن نسمح له أن يقف في طريق صداقتنا |
Aradığımız şüpheli hem yerel hem uluslarası ekiplerden kurtuldu ve yine kurtulmasına izin vermeyeceğiz. | Open Subtitles | ونحن لن نسمح له بالنجاة بفعلته مرة أخرى. |