| Evet, belki de part-time iş imkanını bana söylemeyi unuttun | Open Subtitles | نعم , نسيتِ إخباري ان هناك وظيفة بدوام جزئي متاحة |
| Ostroda'da eğitim alanında olan olayı unuttun mu? | Open Subtitles | هل نسيتِ الحادثة التي حدثت على أرض التدريب في أوسترودا؟ |
| Evlerini yakmak istiyordun. Ama unuttun bile. | Open Subtitles | لقد أردتِ إشعال النار في بيتهم لكنك نسيتِ |
| unutmuşsun. Karanlık Olan'larla tecrübem var. - Her şey bir manipülasyon. | Open Subtitles | نسيتِ أنّي أمتلك خبرة مع القاتمين وكلّ شيء عبارة عن خداع |
| Ama çok önemli bir unsuru unutuyorsun... benim Ambrosiamı. | Open Subtitles | لكنكِ نسيتِ عنصراً مهماً جداً.. طعام الآلهة |
| Evli olduğumuzu unuttunuz mu? Evet, Bay Beaumont. Özür dilerim. | Open Subtitles | هل نسيتِ أنكِ متزوجة ؟ فعلت يا سيد بيامونت أعتذر |
| İşten eve döndüğünde evrak çantanı boşaltmayı unuttun. | Open Subtitles | لقد نسيتِ أن تفتحي حقيبتكِ عندما عدتِ من العمل |
| Ama birşeyi unuttun: Kaya makası yener. | Open Subtitles | لكنكِ نسيتِ شيئا مهم ان الحجر يحطم المقص |
| Eğer kalırsan yakalanabilirsin. Yoksa tüm öğrendiklerimizi unuttun mu? | Open Subtitles | إذا بقيتِ هنا فستخاطرين بإنكشاف تكتيكك أم أنكِ نسيتِ كل شيئ أخبرونا به ؟ |
| Evet, onun için. Boşanma işini tamamen unuttun mu? | Open Subtitles | أجل , له هو هل نسيتِ أن تسأليه عن الطلاق؟ |
| Açmayı mı unuttun yoksa personel mi bulamadın? | Open Subtitles | هل نسيتِ أن تفتحيها أم نسيتِ أن تبلغي الموظّفين؟ |
| Yapma. Tatillerinde ne olduğunu unuttun mu? | Open Subtitles | رجاءً ، هل نسيتِ ما يحدث لك في الإجازات ؟ |
| Yoksa onu en son evde yalnız bıraktığımızda olanları unuttun mu? | Open Subtitles | أم أنّكِ نسيتِ ما حدث في آخر مرّة تركناها لوحدها؟ |
| Odadaki dadı kamerasını unuttun herhalde. | Open Subtitles | نسيتِ أمر كاميرا مراقبة المربّية في غرفة النوم, أليس كذلك؟ |
| Yine unutmuşsun. O insanların hepsini kurtaracak olan kişi sendin, değil mi? | Open Subtitles | لقد نسيتِ مجددا بأنه أنتِ من أنقذت كل هؤلاء الناس أليس كذلك ؟ |
| Görünen o ki, saat 1 ve 2 arasında nerede olduğunu unutmuşsun. | Open Subtitles | على ما يبدو، نسيتِ أين كنتِ بين الساعة 1: 00 والـ2: |
| Ah, zarif bir hanımefendiye dönüşmeden önceki kendi halini unutuyorsun galiba. | Open Subtitles | لقد نسيتِ كيف كنتِ من قبل لقد أصبحتِ سيّدة مهذّبة. |
| Aşığın aşığını unuttunuz. O yüzden aşk dörtgeni oluyor bence. | Open Subtitles | لقد نسيتِ عشيقة العشيق، مما يجعله تقنيا مستطيل حبّ على ما أظنّ. |
| Unuttuysan söyleyeyim, ben "acayip" iri bir adamım ve bu "acayip" minik bir tayt. | Open Subtitles | لا ، لا ، في حال إن كنت نسيتِ أنا رجل ضخم بطريقة غريبة وهذه صغيرة وضيقة بطريقة غريبة |
| Belki de unutmuşsundur; fotoğrafik hafızam var. | Open Subtitles | لدي ذاطكة صورية في حالة لو كنتِ قد نسيتِ |
| En son planladığımız buluşmayı unutmadın. | Open Subtitles | . أنتِ نسيتِ لقاؤنا آخر مرة لعمل الخطط. |
| Bir gün hayatını yaşamayı unuttuğunu fark edersen bu çok üzücü olur. | Open Subtitles | وسيكون محزناً إن أدركتِ يوماً ما أنّكِ نسيتِ أن تعيشي حياتكِ |
| Bahsettiğime eminim. Unutmuş olmalısın. | Open Subtitles | أنا واثقة من أنني أخبرتكِ لابد أنكِ نسيتِ |
| Boynunda ve kulağının arkasında bazı noktaları atlamışsın. | Open Subtitles | لقد نسيتِ طلاء بقعتان علي رقبتكِ و خلف أذنكِ |
| unuttuğun bir şey olursa, gelip alabilirsin ya da... | Open Subtitles | , حسناً، إن نسيتِ شيئاً يمكنكِ أن تعودي لأخذه |
| Eğer Okea'ya gelmeden önce yaşadığın herşeyi unutursan daha kolay olur. | Open Subtitles | تعرفين، سيكون الأمر أسهل لو نسيتِ كل ما حدث لكِ قبل القدوم إلى هذه الدار |
| Şemsiyenizi unutmuşsunuz. | Open Subtitles | .لقد نسيتِ مظلتك |
| 57 gün önce karanlıkta gördüğünüz bir adam hakkında ifade veriyorsunuz ama gördüğünüzü iddia ettiğiniz adamın ismini söylemeyi unutuyorsunuz. | Open Subtitles | وأخيرًا قدمتِ إفادة، بعدما رأيتِ الشكل بشارعٍ مظلم بـ57 يومًا، لكنكِ نسيتِ بأن تقولي اسم الرجل الذي تدعين أنكِ رأيته. |
| Benim görüşüm, bu davanın gerçeklerini unuttuğunuz yönünde. | Open Subtitles | رأيي هو أنك نسيتِ حقائق هذه القضية |