Birbirinden habersiz büyümüş iki kızın yaz kampında karşılaşıp şok olmalarını anlatıyordu. | Open Subtitles | حول فتاتين نشأوا على حدة ثم يجتمعون في المخيم الصيفي ويفقدان صوابهما |
Kesinlikle, siyahım. Şehirde yükselmesine izin verilmeden büyümüş birine karşı yakınlık duyarım. | Open Subtitles | بالضبط، أنا أسود أتعاطف مع من نشأوا بالحي القديم |
Onlar da annem ve bizler gibi büyümüşler. | Open Subtitles | لقد نشأوا في حياة الصيد مثلنا نحن ووالدتنا. |
O ve babam askeri okuldan beri beraber büyümüşler. | Open Subtitles | هو ووالدي نشأوا معاً منذٌ أن كانوا سوياً في الجيش |
Sonra büyüdüler ve karma bir birliğe katıldılar. | Open Subtitles | لقد نشأوا معا و أنضمو الى الاخوة المختلطة. |
Yol ayrımına geldiklerinde doğru yolu seçmek için yetiştirilmiş çocuklar. | Open Subtitles | نشأوا على الوصول إلى مفترق الطرق واختيار الطريق الصحيح |
"Büyük Bunalım" döneminde büyüyen bu iki insan, 80'lerin ilk yıllarında yanlarına yeni bir çocuk aldılar. | TED | إذن شخصين نشأوا في الكساد الكبير، هم في في بدايات الثمانينات اسقبلوا طفل جديد. |
10 kişiden 8'i bugün sahip oldukları ailelerinin içinde büyüdükleri aileleri kadar ya da daha güçlü olduğunu söylüyor. | TED | ثمانية من أصل 10، يقولون أن الأسرة التي يملكونها اليوم هي أقوى من الأسرة التي نشأوا فيها أو تعادلها قوة |
Diğer Balcoin çocukları için. Diğer kasabalarda doğmuş, başka topluluklarda büyümüş 4 kişi daha. | Open Subtitles | أربعة آخرين ولدوا فى بلدان أخري، نشأوا فى دائرات أخري. |
Birbirlerinden ayrı büyümüş iki kızın yaz kampında buluşup şaşırmalarını anlatıyor. | Open Subtitles | حول فتاتين نشأوا على حدة ثم يجتمعون في المخيم الصيفي ويفقدان صوابهما |
İkisi de Güney Boston'da büyümüş, ikisi de işsiz kalmış şans ikisine de gülmüş ve iş bulmuşlar sonra biri ölüyor diğer de kayboluyor. | Open Subtitles | نشأوا في " ساوثي " طردوا من العمل إنتهى حظهم , حيث وجدواً عملاً جديداً ثم مات أحدهم والآخر مفقود |
En iyi arkadaşıydı. Beraber büyümüşler. - Orduya beraber yazılmışlar. | Open Subtitles | .لقد كانوا أصدقاء مفضلين نشأوا معاً, وتمَّ تجنيدهم معاً |
Birlikte büyümüşler, çok yakınmışlar. | Open Subtitles | لقد نشأوا سويا, وكانوا متقاربين جدا |
Ve videoda Çernobil'den bahsetmesi tesadüf değil. Salvi kardeşler, nükleer reaktöre yakın olan küçük bir kasabada büyümüşler. | Open Subtitles | ولم يذكر تشيرنوبيل عبثًا، الفتية "سالفي" نشأوا في بلدة صغيرة قريبة من المفاعل، |
Okuldayken. Aynı sokakta büyümüşler. | Open Subtitles | في المدرسة نشأوا في نفس الشارع. |
Beraber büyümüşler. | Open Subtitles | لقد نشأوا سويا |
Kubbelerin altında büyüdüler. | Open Subtitles | لقد نشأوا تحت القباب |
Bizim kurallarımızla yetiştirilmiş bütün çocuklar adına! | Open Subtitles | جميع الأطفال نشأوا بمبادئنا |
Bizler bu şekilde büyüyen tek çocuklar değildik. | TED | لسنا الأطفال الوحيدين الذين نشأوا بهذه الطريقة. |
Yine de, gelişmiş dünyada, beton içinde büyüdükleri ve bütün bildikleri sanal gerçeklik olduğu için doğayı hiç görmeyen, gidip güneşin altında ya da yukarıdaki gölgelikten gelen benekli güneş zerrelerinin altında yatma şansı olmadan büyüyen yüzlerce çocuk var. | TED | وإلى الآن، هناك مئات والمئات من الأطفال في العالم المتطور الذين لم يرو الطبيعة، لأنهم نشأوا في بنايات الخرسانة وجميعهم يعرفون الواقع الإفتراضي، بدون أي فرصة أو مناسبة للذهاب والإستلقاء في الشمس، أو في الغابة، مع نقط بقع الشمس تأتي إلى الأسفل من المظلة القماش فوقهم. |