| İşleri yeniden yoluna koydu. O gün hepimiz onu sevmiştik. | Open Subtitles | كان فى الطريق لارجاع الأمور الى نصابها و لقد أحببناه يومها |
| Daphne'yle işleri, çek defterini açarak yoluna koyuyorsun demek. | Open Subtitles | اذًا، أنت تعيد الأمور إلى نصابها بإستخدام دفتر شيكاتك |
| Ama sanırım her şeyi yoluna koyabilecek bir yol var. | Open Subtitles | ولكن أعتقد أن ثمة طريقة لوضع الأمور في نصابها. |
| ...suçluluğunu gizlemek isteyenler vardır diğerlerini kim telafi edecek. | Open Subtitles | هناك رجال يَخفونَ ذنوبَهم الآخرون الذين يَضِعونَ الأمور في نصابها. |
| Umuyoruz ki bu, insanları sakinleştirecek ve işler normale dönecek. | Open Subtitles | نأمل , سوف أن تبرد والناس وضع الأمور إلى نصابها في جميع أنحاء هنا |
| Bazen, insanlardan uzaklaşmalı kendine gelmeli, başı şeyleri enine boyuna düşünmelisin. | Open Subtitles | أحياناً تخرج من المسار، تعلم إعادة التشكيل، لوضع الأمور في نصابها |
| Her şeyi eski haline döndürebilir miyiz? | Open Subtitles | هل يمكننا إعادة الأمور إلى نصابها فحسب ؟ |
| Sana musallat olduğuna eminim, çünkü bir şeyleri düzeltmeye çalışıyor. | Open Subtitles | أنا فعلاً أظن بأنه يطاردك لأنه يرغب في وضع الأمور في نصابها |
| Bu işleri yoluna koyar, değil mi çocuklar? | Open Subtitles | من شأن ذلك أن يعيد الأمور إلى نصابها مجدداً، صحيح يا فتيان؟ |
| Ama en azından işleri yoluna koymaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | لكن على الأقل أنت تُحاولُ أن تضْع الأمور في نصابها. |
| Sadece her şeyi yoluna koymaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول أن اضع الأمور في نصابها الصحيح |
| Bazen bazı kurallara karşı gelip işleri yoluna koymak gerekir. | Open Subtitles | في بعض الأوقات أنت تكسر بعض القواعد لتضع الأمور في نصابها الصحيح |
| Sadece işlerine yoluna koymak isteyen biriyim, | Open Subtitles | أنا مجرد شخص أراد أن تكون الأمور على نصابها |
| Ama bu gece her şeyi yoluna koymaya çalışacağım. | Open Subtitles | لكن الليلة، سأشرع في إعادة الأمور إلى نصابها الصحيح |
| Yeteneğim, yaptıklarımı telafi etme şansı verecekti. | Open Subtitles | انها تمنحني القدره لوضع الامور في نصابها |
| İşlerin normale dönmesi hoş bir şeydir. - Selam, millet. | Open Subtitles | يبدو جيّداً عندما تعود الامور إلى نصابها |
| Konuşmamız gerek. Bazı şeyleri yoluna sokmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نتحدث يجب أن نضع الأمور فى نصابها |
| Beni tekrar kabul edeceksen her şeyi eski haline döndürebilirim. | Open Subtitles | يُمكنني أن أُعيد الأمور إلى نصابها إذا أعدتيني |
| Bu onun suçu olurdu ve bunu çözmeye ve düzeltmeye çalışırdı. | Open Subtitles | امم، وكان خطأً منها وكانت تحاول أن تسيّر الأمور وتعيدها إلى نصابها. |
| Bu bir şeyin doğrusunu bulmak ve daha önceki bir soruma verdiğin cevabı netleştirmek için. | Open Subtitles | لا، هذا كي نضع الأمور في نصابها ولتوضيح أجوبتك عن السؤال السابق |
| Ben sana o imkanı verdim. Şimdi, git! Burada herşeyi doğru yap. | Open Subtitles | امنحك هذه الفرصة الان اذهب وضع الامور في نصابها الصحيح |
| Bunu düzeltiyorum. | Open Subtitles | أنا أجعل الأمور في نصابها الصحيح. |
| Gidip her şeyi açıkça konuşup işleri düzelteceğim. | Open Subtitles | سوف اتكلم بصراحة و اضع الامور في نصابها |
| Ya bu, olayların akışını olması gerektiği yöne çevirebilmek için tek fırsatımızsa? | Open Subtitles | ماذا لو كانت هذه هي فرصتنا الوحيدة لإعادة الأمور إلى نصابها الصحيح؟ |