Bu yüzden bunu Biz kuantum kaldırması ve kuantum kilitlenmesi olarak adlandırıyoruz. | TED | لهذا السبب نطلق على هذا التأثير اسم الرفع الكمّيّ، و التثبيت الكمّيّ. |
Biz saate önem veriririz. Gerçekten gerekli olmadıkça silahlarımıza davranmayız. | Open Subtitles | ننتبه للساعة ولا نطلق النار ما لم يكن ذلك ضرورياً |
Ona terörist diyoruz, ...çünkü komuta zinciri onun bir terörist olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | نحن نطلق عليه أرهابي لأن مجموعة من القياديين يقولون عنه إرهابي لعين |
Sanırım ya siyah bir sıçan ya da çatı sıçanı dediğimiz şey. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا كان فأراً أسوداً أو ما نطلق عليه فأر السقف |
Benim memleketimde kızlara böyle deriz özellikle de senin gibi güzel olanlara. | Open Subtitles | في قريتي نطلق على جميع الفتيات هكذا خصوصا عندما يكونن جميلات مثلك |
Bak, bir şeylere ateş edince ne kadar rahat ediyoruz. | Open Subtitles | انظر إلى مدى راحتنا الآن ونحن نطلق النار على الأشياء |
Öncelikle, kendimizi geliştirebileceğimize inanmalıyız ve anlamalıyız. buna gelişim zihniyeti diyoruz. | TED | أولاً، يجب علينا الاعتقاد والفهم أن بأمكاننا أن نصبح أفضل، ما نطلق عليه النمو العقلي. |
Biz bir askeri vuramıyoruz ama sen Shankill'de bir barı patlatabiliyorsun? | Open Subtitles | إذاً، لايمكننا أن نطلق على جندي لكن بإمكانك أن تفجّر حانة؟ |
Biz bunlara biyolojik midifikasyon yöntemleri diyoruz. | TED | ويمكننا ان نطلق عليها اسم ادوات التعديل البيولوجي |
Ona mazlum diyoruz çünkü o daha bir çocuk, küçük bir çocuk ve Goliath büyük, güçlü bir dev. | TED | حسنا، نطلق عليه هذا الإسم لأنّه طفل، صبي صغير، وجالوت رجل ضخم في منتهى القوة. |
Kendiliğinden-birleşme dediğimiz fikri kullanıyoruz. | TED | نستخدمُ فكرةً نطلق عليها اسم التركيب الذاتي. |
Kimyasal Reaksiyon dediğimiz şey budur. Atomlar partner değiştirdiğinde yeni moleküller oluşur. | TED | وهذا ما نطلق عليه التفاعل الكيميائي، وهو عندما تقوم الذرات باستبدال شريكها وصناعة جزيئات جديدة. |
Buz hareket etmeye başlayacak gibi toparladığında Biz ona buzul deriz ve isim veririz. | TED | عندما يبدأ الجليد في تلك الحالة بالتّحرك، نسمّيه كتلة جليديّة و نطلق عليها اسما. |
Buraya bahçe deriz, çünkü onları besleyip su veririz. | Open Subtitles | نحن نطلق عليها المزرعة لأن كل ما نفعلة هو أطعامهم |
Sonra, savaş boyunca tekne kenarındaki Hindistan cevizlerine ateş edip durduk. | Open Subtitles | ثم قضينا الحرب كلها نطلق على جوز الهند من على المركب |
Bu kötü saldırgan hücreleri seçerek başlıyor, buna klonal seçim diyoruz. | TED | حيث يبدأ في تحديد تلك الخلايا السيئة و العدوانية التي نطلق عليها نظرية الإنتقاء النسيلي |
Öyleyse yanlış evlilik diyelim. | Open Subtitles | دعينا نطلق على هذه السنوات زواج ودي غير موفق |
Tetik sevdalısı, eski kız arkadaş... - Onları vuralım mı? | Open Subtitles | الحبيبه السابقه والقناصه السعيده هل نطلق عليهم |
Çocukken arkadaşlarımla birlikte ona "Beyazsu" derdik. | Open Subtitles | الأطفال الصغار، أنا وأصدقائي كنا نطلق عليها المياه البيضاء |
Ancak aramızdaki iletişimi kolaylaştırması adına, bu operasyona bir isim vermemiz gerekiyor. | Open Subtitles | لكن نريد أن نطلق على هذه العملية إسم لسهولة التواصل فيما بيننا |
Tüm zengin insanların yaptığı gibi, fakir insanları vurmak için silaha ihtiyacımız var. | Open Subtitles | مثل كل الناس الأغنياء، سوف نحتاج إلي سلاح لكي نطلق النار على الناس الفقراء |
Onlar çok güçlüler. Bu gücü serbest bırakmalıyız ki kıta için katkıda bulunabilsinler. | TED | لديهنّ القوة وعلينا أن نطلق العنان لتلك القوة ليستطيعوا أن يساهموا في القارة |
Sence bu bir şey ifâde ediyor mu? CDC'de, buna istatiksel olarak önemi olan salgın hastalık kümesi diyorduk. | Open Subtitles | في مراكز مكافحة ومنع الأمراضِ نطلق على هذا التوزيع التجمعي المرضي الهام |
Onun gerçek adı bu değildi, Biz ona böyle diyorduk, çünkü teri iki gömlek ve bir spor ceketten geçecek kadar terliyordu. | Open Subtitles | لم يكن هذا إسمه الحقيقي ولكننا كنا نطلق عليه هذا الإسم لأن عرقه يظهر حتى و لو كان يرتدي قميصين وسترة |
Çünkü Onlara ateş ettik. Onlarda nereden ateş edildiğini gördü. | Open Subtitles | لأننا أفصحنا عن مكانها لقد رأونا نطلق عليهم من هناك |