"نظرة عليه" - Translation from Arabic to Turkish

• bakabilir
• bir göz
• bakayım
• bakarım
• ona bakmak
• göz atmak
• göz atabilir
• bir bakacağım

Hâlâ sorun yaşıyorum. Gelip bir bakabilir misin?
نعم ، لا زلت أواجه مشكلة معه هلا دخلت و ألقيت نظرة عليه ؟

Evdeki sistemim sorun çıkarıp duruyor, acaba bana bir uğrayıp bakabilir misin diyecektim.
حسناً، نظام حاسوبي المنزلي يسيء العمل، وكنتُ أتساءل لو بإمكانك المرور، وتلقي نظرة عليه. سأعوّك لك على وقتك.

Eğer bu bir tür yazılı tarihse bir göz atmayı çok isterdim.
لو كان هذا جزء من تاريخ مكتوب فسيسعدني أن ألقي نظرة عليه

Çekimi bitirdikten sonra bilgisayarıma aktarıyorum sonra tarıyorum ve bir göz atıyorum.
بمجرد أن أنهي التسجيل أحمل الفيديو على حاسوبي، لأقوم بعدها بتفحصه وألقي نظرة عليه.

İyi olmaktan çok uzaksınız. Önce ona bir bakayım, sonra size bakacağım.
بدون إكرامية، سَأَلقي نظرة عليه أولاً ثمّ سَأَلقي نظرة عليك

Benim her zaman kafamı karıştırıyor. Ne zaman olsa bakarım.
.شكراً للإلْقاء نظرة عليه من أجلي .هذه الأمور تُشوّشُني دائماً

İçeri gidip ona bakmak istiyorum.
أردت فقط الذهاب لإلقاء نظرة عليه

Orada yaşamayı bilemiyorum, ama içeriye bir göz atmak isterdim.
انا لا اهتم بالعيش به ولكنى ارغب فى القاء نظرة عليه من الداخل

bir göz atabilir miydiniz?
و قد إلتوى كاحلها هلاً يمكنك إلقاء نظرة عليه ؟

Sanırım şimdi bodruma gidip hemen ona bir bakacağım.
أفكر في أن أنزل للقبو وألقي نظرة عليه الأن

- Tamam. Hemen şimdi gidip bakabilir miyiz?
-حسناً، أيمكننا أن نذهب ونلقي نظرة عليه الآن؟

Bugün teslimatçın gelip tankı doldurmadan, gelip bir bakabilir misin?
"هل يمكنك المجيء وإلقاء نظرة عليه" "قبل أن يملأ موظفك الخزان؟"

Bir bakabilir miyim lütfen?
أيمكنني أن ألقي نظرة عليه من فضلك؟

Belki biz gittikten sonra Dr. Enys ona bir bakabilir.
لعل د.إنيس يلقي نظرة عليه بعد مغادرتنا؟

Bu parça aşağıda sergileniyor, fırsat bulursanız bir göz atın.
وهذا الرجل المعروض في الدور السفلي، لذا ألقوا نظرة عليه إذا سنحت الفرصة لكم

Gazi İşlerine gitmeden önce ona bir bakayım..
سألقي نظرة عليه قبل ذهابي الى شؤون المحاربين

Bir bakayım, tamam mı? Önce şu ışıkları bir açayım.
, سألقي نظرة عليه لكن أولاً سأشعل الإنارة

Bir bakayım.
أوه ، أوتش، واسمحوا لي بأن أُلقي نظرة عليه. اه ، يا أيها الغني.

Yarın tamir edip edemeyeceğime bakarım.
سالقي نظرة عليه ! سأرى إذا أمكنني فعل شيء

Telefon bozuk. Gelip bakarım dedi.
الهاتف معطل، قال أنّه سيلقي نظرة عليه.

Sadece ona bakmak istemiştim.
أنا فقط أردتُ أن ألقي نظرة عليه

Don Lemon'un bana bizzat kendisinin ona bakmak için geldiğini söyledi.
أخبرني أن (دون ليمون) بنفسه جاء لإلقاء نظرة عليه

Aslına bakarsanız serayı gördüm ve dışarı çı kıp bir göz atmak istedim.
فى الحقيقة, لقد رأيت منزل النباتات فكرت فى الذهاب لألقى نظرة عليه, يبدو مثل الجنة

bir göz atabilir misin?
فكرت بأن تلقي نظرة عليه

Kimse yaralandımı, Size bir bakacağım.
أي شخص جريح، يذهب الي البهو. أنا سألقي نظرة عليه.