| Sakıncası yoksa, elimizdeki çizime gir göz atar mısınız lütfen. | Open Subtitles | هل تمانع في إلقاء نظره على هذا الرسم هنا, رجاءً؟ |
| Bozulmuş olamaz. İzin ver de şuna bir göz atayım. | Open Subtitles | ، لا يمكن أن يكون معطلاً دعني ألقي نظره عليه |
| Her neyse, hepiniz iyice bakın. | Open Subtitles | على كل حال فإنكم جميعا ألقيتم نظره جيده على هذا |
| Bu acı olaylar bakış açısında ve kişiliğinde derin etkiler bırakmıştır. | Open Subtitles | هذه الأحداث الملتهبه سيكون لها تأثير عميق على وجهة نظره وشخصيته |
| Ben sadece,bir arka tarafa bakayım dediydim ve orada birşeyler gördüm. | Open Subtitles | لا سبب.. مجرد فقط ألقيت نظره خلفنا و شئ ما هناك |
| Bahçeye bakalım. İnsanları rahatsız etmeye gerek yok. | Open Subtitles | دعنا نلقى نظره فى الحدائق اولاً لا داعى من ازعاج الناس |
| Bay McGregor, onun farkına vardı ama Peter bunu önemsemedi. | Open Subtitles | امعن السيد مكجرجرس نظره الى الزاوية لكن بيتر لا يهتم |
| Şu şirketlere bir göz at, ve ne düşündüğünü söyle. | Open Subtitles | ألقي نظره على تلك الشركات و قل لي ما رأيك |
| Hemen bir göz gezdireceğim. Lütfen? Cleveland'a yerleşmek, boşanmayı atlatmanın en iyi yolu. | Open Subtitles | نظره سريعه لو سمحت؟ افضل طريقه للمضي قدما بعد الطلاق الانتقال الي كليلفلند |
| Kendini yeterince iyi anlattı. Oğluna göz kulak olmam gerekiyor. | Open Subtitles | قال وجهة نظره بكل وضوح انا يجب ان أرعى إبنه |
| Daha iyi anlamak için bu derslerden biri olan, meslektaşım ve ortak kurucumuz Andrew Ng tarafından verilen Makine Öğrenmesi dersine göz atalım. | TED | لنفهم هذا، لنلقي نظره على أحد هذه الفصول، فصل التعلم الآلي الذي يقدمه زميلي والمؤسس الآخر أندرو نغ. |
| Haydi, en yakın masaya intikal edelim... ve bu müessesenin yemek listesine bir göz atalım. | Open Subtitles | دعنا نأخذ انفسنا لاقرب طاوله .. ِ و نأخذ نظره حول المكان |
| Edi'yle Büdü'ye yakından bir göz atmaya çalışacağız. | Open Subtitles | مجرد أحاول أن ألقى نظره أقرب على رأس بيفيز و بات |
| Hey, beyler, bir bakın. Sizin beyzbol kartlarınızı yaptık. | Open Subtitles | يا رجال، القوا نظره على هذه قمنا بعمل بطاقات بيسبول خاصه بكم |
| Her biri mahkeme salonuna kendilerine özgü bakış açısı getiren 12 kişiler. | Open Subtitles | بل هم 12 فرداً يحضر كل منهم وجهة نظره الخاصة إلى المحكمة. |
| Mönüye bir bakayım. -Yeni bir şeyler denemeliyim. | Open Subtitles | دعيني ألقي نظره على القائمه علي ان اجرب شيء جديد |
| Şu kötü çocuklara bakalım mı, artık? | Open Subtitles | حسنآ، أيمكننا القاء نظره على المجرمون الأن؟ |
| Bana olanları onun gözünden de görmem gerektiğini falan söylemen gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ألا يجدر بك أن تقول أن أرى الأمر من وجهة نظره ؟ |
| Belki sana uygun bir iş var mı diye bakmak istersin. | Open Subtitles | ربما تقوم بإلقاء نظره عليه وتريى لو كان هناك وظيفة لك |
| Ama herkes bilir ki ilk görüşte aşk diye bir şey yoktur. | Open Subtitles | صوتك مثل العاشقه لكن ليس هناك مثل هذا الشيء كالحب من أول نظره |
| Stromberg laboratuarına bakacağım. | Open Subtitles | أريد أن ألقى نظره أخرى على معمل سترومبرج |
| Aynada uzun uzun kendime baktım ve ne gördüm, biliyor musun? | Open Subtitles | لقد ألقيت نظره على نفسى فى المراه أتعلم ماذا رأيت؟ |
| Garson, içtiğimiz şarabın şişesinin etiketine bakabilir miyiz? | Open Subtitles | ايها النادل.. دعنى ألقى نظره على الملصق الذى على زجاجة النبيذ التى نشربها.. هل هذا ممكن ؟ |
| Doğru ısıda olduğunu sağlamak için hindiye kontrol etmem gerek. | Open Subtitles | صحيح ، يجب أن ألقي نظره على الديك الرومي للتأكد من أن الطبخ يسري في درجة الحراره الصحيحه |
| Muhtemelen serseriler girmiştir. Etrafa bakıp onları bulalım. | Open Subtitles | من المحتمل انهم بعض المتشردين لنلقي نظره ونجدهم |
| Eğer Tanrı'nın gözünde başka yolu yoksa birlikte olabiliriz. | Open Subtitles | لو لم تكن هناك وسيلة أخرى في نظره يمكن أن نكون معا |
| Sırf bana baktı diye bir adamı dövdüğün zamanları hatırlarım. | Open Subtitles | أتذكر أوقات كنت تضرب فيها رجلا لمجرد نظره إلي |