Birbirimizi takip ederiz, kontrol ederiz, kişisel düşüncelerimizi söyleriz ve yeri geldiğinde özür dileriz. | TED | فنحن نتابع، ونفحص، نتحدث بحقائقنا الشخصية، وإذا لزم الأمر، فإننا نعتذر. |
Sonra gerekirse özür dileriz. | Open Subtitles | حتى يمكننا أن ننتهى نعتذر , أذا كان ضرورياً |
Bayanlar ve baylar film beklediğimizden daha kısa sürdüğü için özür dileriz. | Open Subtitles | أيها السيدات و السادة نحن نعتذر لكم لأن الفلم ليس طويل بما فيه الكفاية |
Bu haberi size yüz yüze söylemeden önce öğrendiğiniz için üzgünüz. | Open Subtitles | نعتذر من خروج الخبر قبل أن نتمكن من الوصول واخبارك شخصيا |
Sevgili arkadaşlarım bazı teknik nedenlerle yaşanan gecikmeden ötürü özür dilerim. | Open Subtitles | نعتذر عن التأخير والتي كان من المفترض ان تكون خلل فنيّ |
Biz de bir an için şok oluyoruz ve bolca özür diliyoruz, adam alışveriş merkezine doğru koştururken ona şans diliyoruz. | TED | ننصدم للحظات، نعتذر كثيرا ونتمنى له التوفيق بينما هو يندفع نحو المدخل. |
Hanımefendi, bu saatte tekrar rahatsız ettiğimiz için üzgünüm. | Open Subtitles | نعتذر لأزعاجكم ثانيةً في هذه الساعة المتأخرة |
İyi akşamlar, Kusura bakmayın, geç kaldık, ama çok trafik vardı. | Open Subtitles | طاب مساءكم، نعتذر لهذا التأخير، بسبب زحمة المرور |
Arkadaşlarımızla ilgili her yanlış anlama için özür dileriz. | Open Subtitles | نعتذر عن أي سوء فهم كان عندك مع أصدقائنا |
-Zor olduğunun farkındayız. Bunun için özür dileriz. | Open Subtitles | سيدي، نحن نعي بأن هذا مفروض ونحن نعتذر إليكم |
Bu oturumu böldüğümüz için özür dileriz ancak John Steward bizim dostumuz. | Open Subtitles | نحن نعتذر عن تعطيل هذه الأجراءات. لكن جون ستيوارت صديقنـا. |
İzinsiz girişimiz için özür dileriz ancak, bir yardım çağrısına cevap vermiştik. | Open Subtitles | نحن نعتذر على التطفل نحن نستجيب لطلب استغاثه |
Baylar ve Bayanlar, gecikme için bir kez daha özür dileriz. | Open Subtitles | سيداتي سادتي نعتذر عن التأخير هذا المساء |
Eeee... kesinti için özür dileriz; ama Interpol'den dünyaya özel bir yayın var. | Open Subtitles | نعتذر عن قطعنا للبرنامج لدينا بث مباشر من شرطة الإنتربول سيعرض الآن |
Gecikme için üzgünüz ama Kızgın Bob Younger'ı kontrol altına almamız gerekiyor. | Open Subtitles | نعتذر علي التاخير يا جماعة, لكن وجب ان نسيطر علي بوب يانغر المجنون |
Hayır, ciddiyiz, eşyalarını çaldığımız için üzgünüz. | Open Subtitles | كلا، نعتذر لأننا سرقنا أغراضك نريد أن نعيدها لك |
- Dikkatini dağıttığımız için üzgünüz, Drama. Yani, normalde ne kadar dengeli olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | نعتذر على التشويش عليك نعرف كم أنت مستقر عادة |
Merhaba, özür dilerim. Çok acelemiz vardı. Sizi fark edemedik. | Open Subtitles | مرحبا , نعتذر , كنا في عجله لذلك لم نلحظكم |
özür dilerim Binbaşı, kilise hizmetini yarıda mı kesiyoruz? | Open Subtitles | نعتذر, ايها الرائد, هل نحن نعطل خدمة الكنيسة؟ |
Efendim, düşük güç ile çalıştığımız için özür diliyoruz fakat yansıtıcı büküm alanına uğradık. | Open Subtitles | سيدى,نحن نعتذر لأننا نعمل تحت نظام منخفض الطاقه ولكننا نُجرى تجربة المجال المثنى المعكوس والقريب من محور المجره |
Aslında, çocuklar, akşam yemeği iptal edildi, üzgünüm. | Open Subtitles | في الحقيقة يا أصدقاء ، لقد أُلغي العشاء ، نعتذر |
Kusura bakmayın, Foshan Jingwu Birliğinin kuralları vardır. | Open Subtitles | نعتذر لأن إتحاد فوشان جنغ واو لديهم قواعد |
Önceki gün seni de yanımıza almadığımız için özür dilemek istedik. | Open Subtitles | أردنا فقط أن نعتذر لأننا لم نأخذكِ معنا في ذلك اليوم |
Öyle bir şey değil. Affedersiniz. Sizi alarma geçirmek istememiştik. | Open Subtitles | لا علاقة للأمر بذلك نعتذر لم نقصد إزعاجك |
Ona gidip şahsen özür dilememiz gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | اشعر اننا من الواجب ان نعتذر شخصيا للرجل |