Ama buradan gitmemize izin verirseniz bir daha asla dönmeyeceğimize söz veriyoruz. | Open Subtitles | لكن إن سمحتم لنا بمغادرة هذا المكان نعدكم بألا نعود أبدًا |
Ve nereye gidersek gidelim, herşeyin içine edeceğimize söz veriyoruz. | Open Subtitles | و نعدكم أننا سنقوم بالإغتصابات في جميع تلك الأنحاء |
Adilce, etraflıca ve bıkıp usanmadan bu ilişkinin sonucunda ortaya çıkan her türlü halkın güvenini ihlal eden durumu ortaya koymaya söz veriyoruz. | Open Subtitles | ونحن نعدكم بالإنصاف و الدقة و السعي بلا هوادة لأي انتهاك للثقة العامة في هذه القضية |
Kesinlik ve dokunulmazlık sözü veriyoruz. | Open Subtitles | نعدكم بالدقة والحصانة. |
Kesinlik ve dokunulmazlık sözü veriyoruz. | Open Subtitles | نعدكم بالدقة والحصانة. |
söz veriyoruz onlara kulak asmayacağız. | Open Subtitles | نعدكم أن لا نستمع |
Ancak, biliyorsunuz, yüksek kaliteli olacağına söz veriyoruz, | Open Subtitles | لككنا نعدكم بعروض أفضل |
Size söz veriyoruz. | Open Subtitles | نعدكم |
Size söz veriyoruz. | Open Subtitles | نحن نعدكم |
Hükümetler, birbirleri ile tartışmak ve küresel ısınma için birbirlerini suçlamak ile çok meşgullerdi. Küçük bir ülke elini kaldırıp, "biz her zaman karbon nötr kalma sözü veriyoruz" dediğinde, kimse bizi duymadı. | TED | فقد كانت الحكومات مشغولة بالتناقش في ما بينها و إلقاء الملامة على بعضها البعض بخصوص التسبب في التغير المناخي، و عندما قام بلد صغير برفع يده و أعلن، "نعدكم بأننا سنبقى محايدين للكربون دائما." لم يسمعنا أحد. |