Buradaki herkesi tanıyoruz. Benzin bulmak zor olmaz. | Open Subtitles | نعرفُ الجميع هنا الحصول على الوقود لن يكونَ صعباً |
Gerçekten nerdeyse birbirimizi 8 yıldır tanıyoruz. | Open Subtitles | جدياً نحنُ نعرفُ بَعضنا لأكثر من 8 سنوات |
Farklı olan biri geldiğinde insanların nasıl tepki verdiğini hepimiz biliriz. | Open Subtitles | نحنُ جميعاً نعرفُ كيف يتعامل الناس . عندما يتعلق الأمر بشخص مُختلف |
Karanlık yerlerde kötü şeylerin döndüğünü biliyorduk. | Open Subtitles | نحنُ نعرفُ أن أشياءً سيّئة تحدث في الأماكنِ المظلمة. |
Ama bilim insanları olarak bugün kaç hücre tipi olduğunu bile bilmiyoruz ve çoğu konuşma başlığı ne olurdu, onu da bilmiyoruz. | TED | لكن كعلماء، لا نعرف حتى الآن عدد أنواع الخلية الموجودة ولا نعرفُ ما ستكون عناوين معظم تلك المحادثات. |
O hayatı yaşayan çocuklara ne olduğunu biliyoruz. | TED | نعرفُ ماذا يحدثُ للأطفال الذين يعيشون حياة كذلك. |
Fakat birbirimizi çok az tanıyoruz ve seni henüz sevip sevmediğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | لكننا بالكاد نعرفُ بعضنا البعض.. ولا أعرف إن كنتُ أحبُكِ بعد. |
Ne dedin? Birbirimizi uzun süredir tanıyoruz. | Open Subtitles | نعم، نعرفُ بَعضنا منذُ زمنٍ طويل |
Birbirimizi uzun zamandır tanıyoruz, değil mi? | Open Subtitles | نحن نعرفُ بعضنا منذ زمنٍ طويل، صحيح؟ |
Her çift değil tabii. Brad ile biz birbirimizi onlarca yıldır tanıyoruz. | Open Subtitles | (ليس كأيِ زوجينِ آخرين, فأنا و (براد نعرفُ بعضنا البعضُ منذ 10 سنين |
Nokta mutasyonlardan kaynaklanan ağır genetik hastalıklar özellikle sinir bozucudur çünkü genelde biliriz ki hastalığa sebep olan o tek harf değişimi teoride onu tedavi edebilir. | TED | تعدُ الأمراض الوراثية الخطيرة التي تسببها الطفرات النقطية محبطة بشكلٍ خاص، لأننا نعرفُ أحيانًا تغير الحرف الواحد تمامًا الذي يسبب المرض ويمكننا نظريًا علاج المرض. |
Bunu bir arkadaş olarak düzeltemeyeceğimizi biliriz, o acısını dindiremeyiz, bu yüzden o garip sessizliği doldurmak için bir şeyler söyleriz, kimi zaman pişman olduğumuz şeyler. | TED | نعرفُ كأصدقاء أننا لا نستطيع معالجة الأمر، ولا نستطيع طرح الألم جانبًا، لذلك نقول كلمات لملء السكون الغريب، كلمات نندمُ أحيانًا على قولها. |
Bizden olanla nasıl ilgileneceğimizi biliriz. | Open Subtitles | هناكَ شيء، نحنُ نعرفُ كيفَ نعتني ببعضنا |
Bunları zaten biliyorduk. | Open Subtitles | غننا نعرفُ كل ذلك مسبقاً. |
Oysa hepimiz George'un nerede olduğunu biliyorduk. | Open Subtitles | .(الآن جميعُنا نعرفُ أينَ كانَ (جورج |
Yok olmadığını biliyorduk, Mark. | Open Subtitles | (نعرفُ أنك لم تغادر يا (مارك |
Bu türün en yakın akrabalarını henüz bilmiyoruz. | TED | حالياً، لا نعرفُ في الحقيقة أقرب أقارب هذه المخلوقات بعد. |
Daha henüz dışarıda ne kadar pusucu olduğunu ya da ülkenin ne kadar içine sızdıklarını ve hangi tehditleri oluşturduklarını bile bilmiyoruz. | Open Subtitles | لا نعرفُ عددَ المُتخفّين حتّى. أو مدى تغلغلهم في بلدنا. أو مدى ما يشكّلوه من خطر، لا شيءَ من ذلك. |
Güvenlik mi? Neler yapabilecekleri hakkında hiçbir şey bilmiyoruz. Güvenlik diye bir şeyden söz edemeyiz. | Open Subtitles | لا نعرفُ أيّ شيءٍ عن قدراتهم لا يوجدُ ما يُسمّى آمن |
Konuşamadan ya da düşünemeden önce neyin yanlış ve doğru olduğunu biliyoruz. | TED | نعرفُ ما هو الصواب وما هو الخطأ قبل أن نتمكن من التحدث أو التفكير حوله. |
Nerede yaşadığını, kim olduğunu biliyoruz. Buda avukatımızından küçük birşey. | Open Subtitles | نحن نعرفُ أينَ تسكن , و نعرفُ إسمك , هاك شيئ من المحامي. |
Seyirciler: Evet! TK: Artık daha iyi bir yol olduğunu biliyoruz. | TED | تريسي كيسي: نعرفُ بوجود طريقة أفضل. |
Cranwell ve St. John B.'de geçirdiğin süreden haberdarız. | Open Subtitles | نعرفُ بشأن فترك في كرانويل "والقسم "ب" في مشفى "القديس جونز |