"نعطيهم" - Translation from Arabic to Turkish

    • onlara
        
    • vermek
        
    • vereceğiz
        
    • vermeliyiz
        
    • Onları
        
    • veriyoruz
        
    • verip
        
    • vermemiz
        
    • vermiyoruz
        
    • verebiliriz
        
    • versek
        
    • vermeyeceğiz
        
    • ver
        
    • veririz
        
    • verirsek
        
    Biz onlara o kadar çok bilgi veriyoruz ki bizim hareketlerimizi izleyerek TED لأننا نعطيهم معلومات كثيرة، ويجب عليهم في أن يروا فعلا كيفية تنقلنا.
    Hadi onlara kulak verelim böylece her yerde işe yaradığını ispat edebilsinler. TED دعونا نعطيهم الاهتمام حتى يتمكنوا من اثبات انها تنجح في كل مكان.
    Bayan Riley, bizim işimiz bu çocuklara boş ümitler değil, iyi bir eğitim vermek. Open Subtitles سيدة رايلى وظيفتنا أن نعلم الأولاد ليس أن نعطيهم آمال كاذبة
    Sanırım onlara birkaç hayvan ve Crystal City'e varmalarına yetecek kadar su vereceğiz. Open Subtitles نعطيهم خيلا وما يكفي من الماء للوصول الى كريستال سيتي - نعم -
    Bu toplumlarda yaşayan insanlarla beraber çalışmalıyız ve onlara sorunlarını çözmek için ihtiyaçları olan araçları ve kaynakları vermeliyiz. Bunu yapmanın en iyi yolu budur. TED علينا أن نعمل مع الناس في هذه المجتمعات, وأن نعطيهم المصادر والأدوات التي يحتاجونها ليحلوا مشاكلهم الخاصة.
    Bence Onları bırakıp otuz saniye önceden çıkmalarına izin verelim. Open Subtitles ربما يجب علينا إطلاق سراح الجميع نعطيهم 30 ثانية للبداية
    onlara verdiğimiz, yıllarca çalışıp emek harcayarak kullanımını öğrenebilecekleri aletler değil. TED فنحن لن نعطيهم أدوات يتوجب عليهم دراستها لسنوات من أجل استخدامها
    onlara Ebola araştırması için ekipman ve alan sağlamamız yetiyordu. TED لقد كان علينا فقط أن نعطيهم الأدوات والمكان ليستطلعوا للإيبولا
    Amerikalılar, lüksü standart olarak görürler, biz de onlara ekstralar sunarız. Open Subtitles الأمريكان يحبون المفروشات الفاخرة والمترفة لذا نعطيهم اشياء زائدة مثل الراديو,
    onlara vaat ettiğin hiçbir şeyi sağlamamız söz konusu bile olamazdı. Open Subtitles من المستحيل إننا نستطيع أن نعطيهم أي شيء قريب مما وعدتهم.
    Ama sence de onlara kendilerini kanıtlamaları için bir şans veremez miyiz? Open Subtitles لكن ألا تعتقدي أنه الأحرى بنا أن نعطيهم فرصة ليثبتوا أنفسهم ؟
    onlara yapabilecekleri seçimler, alabilecekleri önlemler, hakkında öngörü aşılıyoruz. TED فنحن نعطيهم منحى عام يمكن ان يوضح الخيارات التي يمكن ان يقوم بها المرض لكي يحسن من وضعه
    Umudumuzu kesmeden önce onlara bir şans vermek zorundayız. Open Subtitles يجب ان نعطيهم فرصة لكى يجدونا قبل ان نستسلم
    Onlarla arkadaş olup bize sarıImalarına izin vereceğiz. Open Subtitles انها سوف تكون أصدقائنا وعلينا ان نعطيهم عناق.
    Böyle insanlar bulursak, onlara çocukları hemen vermeliyiz. Open Subtitles إذا وجدنا أشخاصاً بهذه الصفات الأفضل أن نعطيهم الأولاد منذ الآن
    Savaş cehennemse, cehenneme gönderelim Onları. Open Subtitles إذا أرادوا الجحيمِ ، فدعونا نعطيهم الجحيمَ.
    onlara ton balıklı sandviç veriyoruz, ama tonlu sandviç istemiyorlar. Open Subtitles نعطيهم ساندوتش تونه0 لا يريدون ساندوتش تونة0
    Ne yapıyoruz peki? onlara Ritalin verip “Girişimci olma. TED ما نفعله هو أن نعطيهم دواء ريتالين ونقول: لا تكن من نوعية رجال الاعمال المستقلين
    Biliyorum. Ama niye bu kadar çok hediye vermemiz gerektiğini anlamıyorum. Open Subtitles أعرف، لكني لا أعرف لمَ علينا أن نعطيهم الكثير من الهدايا
    Neden geri çekilip savaşmaları için onlara şans vermiyoruz? Open Subtitles لذا لم لا نعطيهم فرصة الاجتهاد للنجاح وندعمهم
    Birisi hatıramaya yaklaştığında onlara pencerede bir topak verebiliriz. TED حينما الأشخاص أكثر احتمالاً لأن يتذكروا, نستطيع حينها أن نعطيهم كتلة من المعلومات في ذلك الإطار.
    - Evet. onlara konuşacak bir şey versek iyi olur. Open Subtitles حسناً، يستحسن أن نعطيهم شيئاً ليتحدثوا عنه
    Ve her şeyden öte onların asla, asla arabaya binmelerine izin vermeyeceğiz. Open Subtitles والأولوية المطلقة ألا نعطيهم الفرصة لركوب السيّارات أبدًا
    onlara önden bir şey ver, albümün kalanını yiyip bitirsinler. görürsün Open Subtitles نعطيهم القليل من المعاينة، وأنها سوف يأكل ما تبقى من هذا السجل، وكنت مشاهدته.
    onlara biraz zaman hatta belki de bir eğitim veririz. TED نعطيهم القليل من الوقت وربما بعض التدريب.
    Stacie, Treblemakers bize saygı göstermiyor ve bizim içimize nüfuz etmelerine izin verirsek onlara gücümüzü vermiş oluruz. Open Subtitles ستايسي ,فرقة صناع المشاكل لا يحترموننا و إذا سمحنا لهم أن يخترقونا نحن نعطيهم قوانا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more