Böyle bir durumda yapmamız gerekeni hepimiz biliyoruz, öyle değil mi? | TED | ونحن نعلم جميعاً ماذا سيحدث في هذه الحالة .. صحيح ؟ |
hepimiz biliyoruz ki Travmayla, kayıpla, tüm hayat değiştirici deneyimlerle başa çıkma yolu anlam bulmaktır. | TED | نعلم جميعاً أن طريقة التكيف مع المرض أو الفقدان أو التجارب التي تحدث تغيراً جذرياً هي بإيجاد المعنى |
2. Dünya savaşından sonra, sanayi entegrasyonunun bugünkü barışsever Avrupa Birliğini meydana getiren süreci başlattığı Avrupa'nın hikayesini hepimiz biliyoruz. | TED | نعلم جميعاً قصة أوروبا بعد الحرب العالمية الثانية، حيث انطلقت عملية التكامل الصناعي التي أدت اليوم إلى الاتحاد الأوروبي السلمي. |
Ve Hepimizin bildiği gibi en iyi makyaj hilelerinin bile kapatamadığı bazı küçük mor halkalar vardır. | Open Subtitles | واظن اننا نعلم جميعاً ان هناك دائرات سوداء معينه لا تستطيع مساحيق التجميل إخفائها |
yapmak için lüks Oh, evet, ve Hepimizin bildiği o olabilir. | Open Subtitles | نعم , و لوكس , لفعلها ما كنا نعلم جميعاً انها تستطيع فعله |
Tüm Bildiğimiz, bir sektör dolusu ölü insanla sonuçlanabilir. | Open Subtitles | كما نعلم جميعاً ، يمكن أن ينتهي الوضع بقطاع مليئ بأناس ميتين |
Söylediğin için sağol, ikimiz de biliyoruz ki fedakarlığın, takdire şayandı. | Open Subtitles | بما أنني أقدر مخرجاتك نعلم جميعاً أن التضحيات ليست بلا جوائز |
Yeterince dinledim. Bence, bu son güncellemenin neye gereksinim duyduğunu hepimiz biliyoruz. | Open Subtitles | لا حاجة بي لكل هذا الكلام المُنمق فأظننا نعلم جميعاً علام تنطوي هذه الترقية |
Bu şöhretin bir canavar olduğunu hepimiz biliyoruz, sen ise bu işi daha da kurcalıyorsun. | Open Subtitles | نعلم جميعاً أنّ الشهرة وحش، وأنتَ هنا تغزّها بعصا |
hepimiz biliyoruz ki bu ülkeyi parababaları yönetiyor. | Open Subtitles | إننا نعلم جميعاً أن رؤوس الأموال هي ما يتحكم بهذه الدولة. |
ama hepimiz biliyoruz ki asıl iş bu değil. | Open Subtitles | ولكننا نعلم جميعاً , بأنهُ لا يجدي نفعاً حقيقاً |
Ama son seferinde neler olduğunu hepimiz biliyoruz. | Open Subtitles | ولكننا نعلم جميعاً كيف إنتهى الأمر آخر مرة |
Ve böyle bir şey gerçekleşebilir olsaydı, FHİ nasıl tavır alırdı hepimiz biliyoruz. | Open Subtitles | ونحن نعلم جميعاً مدى استعداد إدارة الطيران الفيدرالية إذا حدث شيئاً حقاً مثل هذا |
Çocuk kitapları yazıyorum ve Pablo Picasso'nun bir sözünü görüyorsunuz: "Sanatın hakikat olmadığını hepimiz biliyoruz. | TED | أُؤلف كتب للأطفال، و هناك اقتباس من "بابلو بيكاسو"، "نعلم جميعاً بأن الفن ليس صدقاً. |
Blogçuların ne kadar güvenilir olduklarını hepimiz biliyoruz zaten. | Open Subtitles | حسناً، نعلم جميعاً كم أنّ المدوّنيّين موثوقُ بهم! |
- Onları yazan insanların boş konuşmak konusunda ne kadar yetenekli olduğunu hepimiz biliyoruz. | Open Subtitles | -أجل، نعلم جميعاً كم هو بارع الرجل الذي كتب هذه التقارير |
Hepimizin bildiği gibi, suçlanan kişilerin ve özellikle gençlerin işlemedikleri suçları kabullenmeleri sık rastlanılan bir durumdur. | Open Subtitles | كما نعلم جميعاً ، أن هذا الفعل شائع في اتهام الاشخاص يستخدم بشكل خاص في الاعتراف بالجريمة التي تم ارتكابها |
Arkadaşımın demek istediği Hepimizin bildiği gibi kutup ayıları kıyı yırtıcılarıdır ama kıyı boyunca seyahat etmediğimizden önerilen önlemler bizim zaman ölçeğimiz için geçerli değil. | Open Subtitles | ما يقصده صديقي أه منذ ذلك الحين كما نعلم جميعاً الدببة القطبية هي حيوانات ضارية ساحلية ونحن لا نسافر على طول الساحل |
Hepimizin bildiği üzere Batı uygarlığını yıkmaya meyilli İslamcı bir terörist kendisi. | Open Subtitles | , الذّي , كما نعلم جميعاً ... بأنّه ليس بمستواك إرهابي إسلامي عازمٌ على ... إسقاط . الحضارة الغربيّة |
Tek Bildiğimiz, dışarıda sana zarar vermek isteyen insanların hala var olduğu. | Open Subtitles | كما نعلم جميعاً ، ثمّة أناس بالخارج، لازالوا يكنون الآذى لكَ. |
Bence buraya neden geldiğimi ikimiz de biliyoruz. Uçağınız, yerel ordudan 18 saat kadar önce serbest bırakılmış. | Open Subtitles | أظننا نعلم جميعاً لم أنا هنا تم تحرير طائرتك بتدخل محلي منذ حوالي 18 ساعة |
hepimiz biliyorduk ki sadece bir günlük bir erteleme makûldü. | Open Subtitles | كنا نعلم جميعاً أنه مسموح بيوم واحد تأخير فى الأبحار |