Güçlü bir destek olduğunu farz etmek akıllıca bence. | Open Subtitles | أنا أعتقد أنه من الأسلم أن نفترض أن هناك دعم قوي |
Karl'ı öldürenin gizli koleksiyonundan haberi olduğunu farz etmeliyiz. | Open Subtitles | حسنا، علينا أن نفترض أن من قتل كارل عرف حول مجموعته السرية |
Diyelim ki tanıdığım ve bana yakın biri, gerçekten korkunç bir şey yaptı. | Open Subtitles | نفترض أن أحد الأشخاص وكنت أعرف، شخص قريب لي، فعل شيء فظيع حقا، |
Gittiklerinde sinyalin durduğunu varsayıyoruz. | Open Subtitles | نحن نفترض أن الأشارة توقفت عندما غادروا ستار جيت |
Yüce güçler eğer böyle bir sonucu göze alıyorlarsa, madeni paranın ve anahtarın çok önemli olduğunu varsaymalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نفترض أن هناك علاقة قوية بين هذه العملة والمفتاح. |
Şimdilik, bunun ardında birkaç farklı sebebin olduğunu düşünüyoruz. | TED | وفي الوقت الراهن، نفترض أن عوامل كثيرة هي السبب. |
Dünya bir sonraki durağı olabilir ama her Federasyon gezegenini hedef olarak farz etmek zorundayız. | Open Subtitles | الأرض قد تكون هي محطتهم التالية لكن يجب أن نفترض أن كل كواكب الاتحاد مستهدفة |
Bir boş kümenin tekil kompleks dizisinin sıfıra eşit olduğunu kabul ediyoruz. | Open Subtitles | نستطيع أن نفترض أن السلسة المفردة تتكون من مجموعة خالية تساوي صفر. |
Adamınızın bu tezgahın bir parçası olduğunu sanıyoruz. | Open Subtitles | حسنًا، ارجوك، لا تتردد في التحقق من النتائج التي توصلنا إليها مع شعبك. نحن نفترض أن رجلكم كان جزء من مؤامرة. |
Kilise çanlarının çalmasını dayanak alarak, fotoğrafın çekildiği zaman ile, kaydın yapıldığı zamanın aynı zaman dilimi olduğunu varsayacağız. | Open Subtitles | بناءاً على رنين أجراس الكنيسه سوف نفترض أن التسجيل تم عمله فى نفس وقت إلتقاط الصوره |
Demliğin kamyon, fincanın ise aracımız olduğunu farz et. | Open Subtitles | نفترض أن إبريق الشاي هو الشاحنة والكؤوس هي السيارات |
Bombayı ele geçirene kadar planın hâlâ yürürlükte olduğunu farz etmeliyiz. | Open Subtitles | حتى تكون القنبلة في حوزتنا لابد أن نفترض أن خطتها لازالت قائمة |
İkisi içinde mantıklı bir açıklama olduğunu farz edelim. | Open Subtitles | -هذه نقطة اخرى جيدة . دعونا نفترض أن هناك تفسير منطقي لكلاهما. |
Diyelim ki, farklı yaşlarda iki insan üniversitede tanışıyor. | Open Subtitles | دعنى نفترض أن شخصين مختلفين فى العمر تقابلوا فى مكان ما فى الكون |
Neyse, Diyelim ki bu kadının kızı Amerikan vatandaşı. | Open Subtitles | والآن، دعنا نفترض أن ابنة تلك المرأة مواطنة أمريكية |
Diyelim ki çok tehlikeli adamlar Trent'in peşine düştü. | Open Subtitles | دعنا نفترض أن هناك أشخاص خطيرين يسعون للنيل من ترينت |
Ama hâlâ Wraithlerin onun içine bir tane daha koyduklarını varsayıyoruz. | Open Subtitles | لكنا مازلنا نفترض أن الريث وضعو جهاز آخر به |
Ama doktorlar, hemşireler ve postacılar... ölmediklerine göre... nanitlerin bir şekilde sadece hedeflerine... saldırdıklarını varsayıyoruz. | Open Subtitles | نحن نفترض أن النانويتس مبرمجة بطريقة ما كي تهاجم هدفهم فقط |
- Daha fazla olduğunu varsaymalıyız. - Bunu yapmak zorunda mıyız? | Open Subtitles | ــ يجب أن نفترض أن هنالك أكثر من ذلك ــ أليس كذلك ؟ |
Bu yüzden bence, yapmaya çalışacağı ilk şeyin, gizli örgütlerden bazılarını harekete geçirmek olacağını varsaymalıyız. | Open Subtitles | لذا أعتقد أنه علينا أن نفترض أن أول ما سيفعله أنه سيحاول تنشيط بعض خلاياه النائمة |
Benzer gruplar olduğunu düşünüyoruz. Ama yerlerini ve kimliklerini bilmiyoruz. | Open Subtitles | نفترض أن هناك مجموعات أخرى متصلة، ولكن لا نعرف من يكونون أو أين هم. |
Bu toplantının, kahramanınızın Rincewind'i yakalamaktaki başarısızlığı haberleri ile bir alakası olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نفترض أن هذا له علاقة بنبأ أن بطلتك أخفقت في القبض على (رينسويند) |
Bana kalırsa bunu bir terör saldırısı olarak farz etmek için erken beyler. | Open Subtitles | أعتقد أنه من السابق لأوانه قليلا أن نفترض أن هذا من أعمال الإرهاب ، يا سادة |
Pekala, pekala, bunun doğru olduğunu kabul edelim. Bu bir şeyi değiştirir mi? | Open Subtitles | حسناً، دعنا نفترض أن ذلك صحيح، هل كان ذلك سيحدث تأثيراً ؟ |
Enfekte olmayan 52 kişinin Saint Mary'nin ikmal noktasında olduğunu sanıyoruz. | Open Subtitles | الان، نحن نفترض أن الـ 52 السليمين الباقون محاصرون داخل مدرسة ساينت ماري .بوسط المدينة |
Affedersiniz Bayan Delfino ama gerçek kanıtınız olmadıkça kızınızın yaşadığının tesadüfen kurbanı olduğu bir olay olduğunu varsayacağız. | Open Subtitles | آسف، سيّدة"دلفينو"،ولكن .. مالميكنلديكِدليلحقيقي.. فسوف نفترض أن هذه الحادثة كانتحادثةعشوائية.. |