ويكيبيديا

    "نفترض أن" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • olduğunu farz
        
    • Diyelim ki
        
    • varsayıyoruz
        
    • varsaymalıyız
        
    • olduğunu düşünüyoruz
        
    • olarak farz
        
    • olduğunu kabul
        
    • olduğunu sanıyoruz
        
    • olduğunu varsayacağız
        
    Güçlü bir destek olduğunu farz etmek akıllıca bence. Open Subtitles أنا أعتقد أنه من الأسلم أن نفترض أن هناك دعم قوي
    Karl'ı öldürenin gizli koleksiyonundan haberi olduğunu farz etmeliyiz. Open Subtitles حسنا، علينا أن نفترض أن من قتل كارل عرف حول مجموعته السرية
    Diyelim ki tanıdığım ve bana yakın biri, gerçekten korkunç bir şey yaptı. Open Subtitles نفترض أن أحد الأشخاص وكنت أعرف، شخص قريب لي، فعل شيء فظيع حقا،
    Gittiklerinde sinyalin durduğunu varsayıyoruz. Open Subtitles نحن نفترض أن الأشارة توقفت عندما غادروا ستار جيت
    Yüce güçler eğer böyle bir sonucu göze alıyorlarsa, madeni paranın ve anahtarın çok önemli olduğunu varsaymalıyız. Open Subtitles يجب أن نفترض أن هناك علاقة قوية بين هذه العملة والمفتاح.
    Şimdilik, bunun ardında birkaç farklı sebebin olduğunu düşünüyoruz. TED وفي الوقت الراهن، نفترض أن عوامل كثيرة هي السبب.
    Dünya bir sonraki durağı olabilir ama her Federasyon gezegenini hedef olarak farz etmek zorundayız. Open Subtitles الأرض قد تكون هي محطتهم التالية لكن يجب أن نفترض أن كل كواكب الاتحاد مستهدفة
    Bir boş kümenin tekil kompleks dizisinin sıfıra eşit olduğunu kabul ediyoruz. Open Subtitles نستطيع أن نفترض أن السلسة المفردة تتكون من مجموعة خالية تساوي صفر.
    Adamınızın bu tezgahın bir parçası olduğunu sanıyoruz. Open Subtitles حسنًا، ارجوك، لا تتردد في التحقق من النتائج التي توصلنا إليها مع شعبك. نحن نفترض أن رجلكم كان جزء من مؤامرة.
    Kilise çanlarının çalmasını dayanak alarak, fotoğrafın çekildiği zaman ile, kaydın yapıldığı zamanın aynı zaman dilimi olduğunu varsayacağız. Open Subtitles بناءاً على رنين أجراس الكنيسه سوف نفترض أن التسجيل تم عمله فى نفس وقت إلتقاط الصوره
    Demliğin kamyon, fincanın ise aracımız olduğunu farz et. Open Subtitles نفترض أن إبريق الشاي هو الشاحنة والكؤوس هي السيارات
    Bombayı ele geçirene kadar planın hâlâ yürürlükte olduğunu farz etmeliyiz. Open Subtitles حتى تكون القنبلة في حوزتنا لابد أن نفترض أن خطتها لازالت قائمة
    İkisi içinde mantıklı bir açıklama olduğunu farz edelim. Open Subtitles -هذه نقطة اخرى جيدة . دعونا نفترض أن هناك تفسير منطقي لكلاهما.
    Diyelim ki, farklı yaşlarda iki insan üniversitede tanışıyor. Open Subtitles دعنى نفترض أن شخصين مختلفين فى العمر تقابلوا فى مكان ما فى الكون
    Neyse, Diyelim ki bu kadının kızı Amerikan vatandaşı. Open Subtitles والآن، دعنا نفترض أن ابنة تلك المرأة مواطنة أمريكية
    Diyelim ki çok tehlikeli adamlar Trent'in peşine düştü. Open Subtitles دعنا نفترض أن هناك أشخاص خطيرين يسعون للنيل من ترينت
    Ama hâlâ Wraithlerin onun içine bir tane daha koyduklarını varsayıyoruz. Open Subtitles لكنا مازلنا نفترض أن الريث وضعو جهاز آخر به
    Ama doktorlar, hemşireler ve postacılar... ölmediklerine göre... nanitlerin bir şekilde sadece hedeflerine... saldırdıklarını varsayıyoruz. Open Subtitles نحن نفترض أن النانويتس مبرمجة بطريقة ما كي تهاجم هدفهم فقط
    - Daha fazla olduğunu varsaymalıyız. - Bunu yapmak zorunda mıyız? Open Subtitles ــ يجب أن نفترض أن هنالك أكثر من ذلك ــ أليس كذلك ؟
    Bu yüzden bence, yapmaya çalışacağı ilk şeyin, gizli örgütlerden bazılarını harekete geçirmek olacağını varsaymalıyız. Open Subtitles لذا أعتقد أنه علينا أن نفترض أن أول ما سيفعله أنه سيحاول تنشيط بعض خلاياه النائمة
    Benzer gruplar olduğunu düşünüyoruz. Ama yerlerini ve kimliklerini bilmiyoruz. Open Subtitles نفترض أن هناك مجموعات أخرى متصلة، ولكن لا نعرف من يكونون أو أين هم.
    Bu toplantının, kahramanınızın Rincewind'i yakalamaktaki başarısızlığı haberleri ile bir alakası olduğunu düşünüyoruz. Open Subtitles نفترض أن هذا له علاقة بنبأ أن بطلتك أخفقت في القبض على (رينسويند)
    Bana kalırsa bunu bir terör saldırısı olarak farz etmek için erken beyler. Open Subtitles أعتقد أنه من السابق لأوانه قليلا أن نفترض أن هذا من أعمال الإرهاب ، يا سادة
    Pekala, pekala, bunun doğru olduğunu kabul edelim. Bu bir şeyi değiştirir mi? Open Subtitles حسناً، دعنا نفترض أن ذلك صحيح، هل كان ذلك سيحدث تأثيراً ؟
    Enfekte olmayan 52 kişinin Saint Mary'nin ikmal noktasında olduğunu sanıyoruz. Open Subtitles الان، نحن نفترض أن الـ 52 السليمين الباقون محاصرون داخل مدرسة ساينت ماري .بوسط المدينة
    Affedersiniz Bayan Delfino ama gerçek kanıtınız olmadıkça kızınızın yaşadığının tesadüfen kurbanı olduğu bir olay olduğunu varsayacağız. Open Subtitles آسف، سيّدة"دلفينو"،ولكن .. مالميكنلديكِدليلحقيقي.. فسوف نفترض أن هذه الحادثة كانتحادثةعشوائية..

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد