| "Baksana! Adamın suratı yok. Mürekkepleri bitmiş olmalı." | Open Subtitles | هذا الرجل بلا وجه لابد أن الحبر نفذ منهم |
| Mesela benzinleri bitmiş olabilir. Bak bu güzel. | Open Subtitles | ـ ربما نفذ منهم الوقود .. ـ نفذ منهم الوقود |
| Twitter'a yazdıklarına göre güneş kremleri bitmiş yani ağaç sınırında kalmak zorundalar yoksa melanom olabilirler. | Open Subtitles | طبقاً لحسابهم على التويتر، لقد نفذ منهم كريم واقي الشمس الذي يعني أن عليهم أن يستظلوا بالشجر، أو يتعرضوا لمخاطر الإصابة بسرطان الجلد |
| -Elmaları kalmamış, tatlım. | Open Subtitles | لقد نفذ منهم التفاح يا عزيزتي لكنه تفاح دائماً لأجل الغداء |
| Bölüm 4`teki 2 beyaz çocuğun parası kalmamış. | Open Subtitles | إثنان نفذ منهم المال في القسم 4 |
| Ellerinde extra-large kalmamıştı, Sayın Yargıç. | Open Subtitles | لقد نفذ منهم الحجم الكبير، ياحضر القاضي. |
| Kurşunları bitmiş olmalı. | Open Subtitles | لابد أن الرصاص نفذ منهم يا أبي |
| Mazot bitmiş. | Open Subtitles | لقد نفذ منهم الوقود |
| Bütün yemekler bitmiş! | Open Subtitles | لقد نفذ منهم الطعام كلياً |
| - Ne? Benzinleri bitmiş. | Open Subtitles | لقد نفذ منهم البنزين |
| Mankenlerin mentolü kalmamış ve Yeşil Oda'nın suyu soğuk, oda sıcaklığında değil. | Open Subtitles | العارضات نفذ منهم المينثول و ماء " الغرفة الخضراء " بارد ولا اقصد حرارة الغرفة |
| Kasabadaki hiçbir markette hindi kalmamış. | Open Subtitles | كل محل في البلدة نفذ منهم الديك الرومي |
| İstediğin soğuk cipslerden kalmamış. | Open Subtitles | لقد نفذ منهم الدوريتوس |
| Peynirleri kalmamış be Runner! | Open Subtitles | (نفذ منهم الجبن يا (رانر |
| Ellerinde extra-large kalmamıştı, Sayın Yargıç. | Open Subtitles | لقد نفذ منهم الحجم الكبير، ياحضر القاضي. |
| Zeytinleri kalmamıştı. | Open Subtitles | لقد نفذ منهم الزيتون |