"نقابله" - Translation from Arabic to Turkish

• buluşmamız
• tanışmadık
• buluşacağız
• buluşuruz
• tanıştığımız
• tanışalım
• buluşacaktık
• tanışmadığımız

Bu gece şehir merkezinde onunla buluşmamız gerek.
نحن يُفترض أن نقابله وسط المدينة عند منتصف الليل.

Ama ikincisi de onunla yarın Carlton'da buluşmamız gerekiyor.
ولكن ثانياً , من المُفترض علينا أن نقابله فى فندق كارلتون غداً

Onunla hiç tanışmadık. Yazılanlar açık ve net, bilgi doğruydu.
لم نقابله قط لكن معلوماته جيده

Bu gece yarısı onunla buluşacağız ve bu gece gidecek.
"ليم " لا يتصل بنا لحمايتنا سوف نقابله الليلة في منتصف الليل

Onunla başka yerde buluşuruz. Sadece onu nerede bulucağımızı söyleyin..
يمكننا أن نقابله في مكان آخر فقط أخبرينا أين نجده

O lanet gaganı her tanıştığımız insana açarsan yemekler ne kadar dayanır sence?
كم سيتبقى منها باعتقادك إن استمريتي في إخبار كل من نقابله عنها؟

Lütfen, en azından tanışalım.
... أرجوكِ ، نحن نحن نريد أن نقابله فقط ...

Adamla bir kafede buluşacaktık ama gelmedi.
كان من المفترض أن نقابله في مقهى لكنه لم يظهر أبدا

Eğer babam haklıysa kasabada henüz tanışmadığımız başka bir kurt adam daha var demektir.
أتعلم؟ إن كان أبي محقًا فهذا يعني أن هناك مذئوب في المدينة لم نقابله بعد

Aklıma gelen tek şey; bu gece kaçtıklarında onunla buluşmamız gereken yer.
الشيء الوحيد الذي يمكنني التفكير به هو المكان الذي من المفترض أن نقابله فيه عندما يحدث الهروب الليلة.

Tamam. Görünüşe göre onunla çantayla birlikte buluşmamız gerekiyordu ve biz ortaya çıkmadık.
حسنا كان من المفترض ان نقابله ومعنا الحقيبه...

Hayır bilmiyoruz. Daha tanışmadık bile.
لا، لا اعلم نحن لم نقابله من قبل

Peki neden biz hala tanışmadık?
اذا لماذا لم نقابله للآن ؟

Daha onunla tanışmadık bile.
إننا لم نقابله بعد

Onunla burada mı buluşacağız yoksa...?
هل من المفترض أن نقابله هنا أو... ؟

Onunla akşam yemeğinde buluşacağız, John.
(سوف نقابله على العشاء يا (جون وفي خلال هذا الوقت اقترح أن نبقي شهيتنا مفتوح للعشاء

Onunla acil durum noktasında buluşacağız.
سوف نقابله في مكان الطوارئ

Onunla elimizde belgelerle buluşuruz, şirket kredisi hakkında soruşturuyormuş gibi.
وسوف نقابله بالاوراق لنستعلم منه على قروض الشركات

"Onunla bir yerde buluşuruz sanırım" da ne demek?
ماذا تقصد بانك تعتقد؟ سوف نقابله فى مكان ما

Buna uygun değilsin. - Biliyorsun, ilk tanıştığımız insanlara verdiğimiz bir sınır vardır
أتعلم، هناك مقولة نخبرها لشخص نقابله لأول مرة لأنهم...

Herkese söyleyeceğiz, tanıştığımız tüm avcılara.
،سنخبر كل شخص .كل صيادًا نقابله

- Hadi o şeyle tanışalım.
حسنا، دعنا نقابله.

Bugün onunla buluşacaktık da.
كان من المفترض ان نقابله اليوم

Hiç tanışmadığımız terapiste mi?
ذلك الذي لم نقابله مُطلقاً؟