Onlar inkar içinde yaşıyor diye neden biz mutluluğumuzu azaltalım ki? | Open Subtitles | لماذا يجب ان نقلل بهجتنا فقط لمجرد انهم يعيشون فى نكران. |
Onlar inkar içinde yaşıyor diye neden biz mutluluğumuzu azaltalım ki? | Open Subtitles | لماذا يجب ان نقلل بهجتنا فقط لمجرد انهم يعيشون فى نكران. |
Suçlu olduğunu istediğin kadar.. ...inkar edebilirsin. Ancak benim gördüğüm.. | Open Subtitles | أُنظر، يمكنك نكران الذنب كل ما تريده، لكن كما اراه |
İnkâr içinde yaşayan bir avuç hipi hıyarın zırvalarını duymak istemiyorum! | Open Subtitles | لا أحتاج إلى سماع الترهات من مجموعة هيبيين مخبولين يعيشون في حالة نكران الذات |
Ama bu doğru olsa bile, şu da inkâr edilemez ki o kız bize saldıranların ortağı. | Open Subtitles | لكن لا يمكننا نكران أنها متعاونة مع من هاجمونا |
Uzun bir zaman inkar ederek yaşadım ve inkar edişim belki de olanlardan, okulu bırakmamdan ve işten atılmamdan dolayıydı. | TED | لقد عشت في نكران للذات لمدة طويلة، وقد يكون النكران بسب الأشياء التى حدثت. ترك الدراسة والطرد من العمل. |
Biliyorsun, Clark, senin tarafında olmak için çok çabalıyorum, ama sen Lana'nın bildikleri ile ilgili inkar bölgesindesin. | Open Subtitles | تعرف، كلارك،أنا ألعب أفضل دفاع منطقة لكن أعتقد أنت في منطقة نكران ما تعلمه لانا |
- Umarım öyledir. Birlikte iyi bir ekip oluşturuyoruz, bu da inkar edilemez. | Open Subtitles | ولا أظنني أستطيع نكران بأني انا وانت نشكّل فريقاً جيداً |
Tek doğru yolu inkar etmeleri kendilerinin olmayan bir dünyada oynamaları çok yakında sona erecek. | Open Subtitles | , نكران طريق واحد حقيقي , يحدث بعالم ليس ملكهم . سينتهى قريباً جداً |
İnkar edebilirdim, ama çok bir anlamı olmaz | Open Subtitles | يمكنني نكران ذلك ولكن لا جدوى من ذلك، يوجد هنا ذهب تفوق قيمته المليون دولار |
Bunu ne inkar edebilirim, ne de açıklayabilirim ama mucizeler olur. | Open Subtitles | لا يمكننى نكران ذلك، او توضيحه ولكن العجزات تحدث |
Bak, artık inkar falan istemiyorum. | Open Subtitles | انظر ، انا فقط لا أريد أن أكون في حالة نكران بعد الآن |
Bunu anladıklarında ise inkar ederler ve doğum günü telaşından uzak durmak isterler. | Open Subtitles | ثم يتضح أن حياتهم أنتهت بدون فعل أى شىء ثم يعيشون بقية حياتهم الهادئة فى نكران وتصبح ذكرى أعياد الميلاد جزء من هذا |
Aramızda inkâr edilemez bir çekim var. | Open Subtitles | دعنا نواجه الأمر, لا نكران في ان هناك حرارة بيننا |
- Ben de. Bak burada tuhaf şeyler olduğunu inkâr edebilirsin ama Pedere baskı yapmamız gerek. | Open Subtitles | اسمع، يمكنكَ نكران الأشياء الغريبة التي تحدث هنا، |
Yani, senin yüzünden ilk günden beri farklı birisi oldu. - Bunu inkâr edemezsin. | Open Subtitles | إنّها مختلفة منذ اليوم الأوّل بسببكَ ولا يمكنكَ نكران ذلك |
İyi taraflarını görmüyorsun. Onları inkâr ediyorsun. | Open Subtitles | انتي تتجاهلين صفاته الجيده وكأنكي في حالة نكران منهم |
Çünkü içinde bulunduğun dünyanın gerçeklerini inkâr etmeye devam ediyorsun. | Open Subtitles | لأنّك تستمر في نكران واقع العالم الذي تعيش بهِ. |
Seni anlıyorum. Ben de bunu belli bir süre inkâr ettim. | Open Subtitles | أعلم، كنت في نكران لفترة من الزمن أيضًا. |
Halen kendi kendime bunun inkarı içindeyim. | Open Subtitles | اوه , انا حقا في نكران عميق بأن هذا سيحصل |
O reddetme değildi. Ebeveyn sorumluluğuydu. | Open Subtitles | لم يكن ذلك نكران ، كان ذلك مسؤولية أبوة |
Bu çok özverili bir şey. | Open Subtitles | لـأنه عمل نبيل وفيه نكران للذات، |