Kendi ölümü taklit etmenin yasa dışı olduğunu bile bilmiyorduk. | Open Subtitles | لم نكن نعرف أن تزييف المقتل هو أمر غير شرعي |
Dünyanın büyük olduğunu ya da bizden farklı olduğunu da bilmiyorduk. | Open Subtitles | لم نكن نعرف أن العالم كبير أو أنه كان مختلفاً عنا |
Bunu becerip beceremeyeceğimizi bilmiyorduk; oldukça çekişmeliydi. | TED | لم نكن نعرف أن بإمكاننا سحبه ، بل كان مثيرا للجدل للغاية. |
Bu benim dikkatimi çekti, Ve tam zamanlı olarak bunun üzerinde çalışmaya başladık, çünkü düşündüm ki hedef ne onu bilmiyoruz. | TED | وهذا فعلاً قد جذب اهتمامي وقد بدأنا العمل على هذا الامر لفهم ماهيته على مدار الساعة لاننا لم نكن نعرف ما هو الهدف |
Elbette o zamanlar onlardan haberimiz yoktu. | Open Subtitles | بالطبع لم نكن نعرف بوجود مصاصي الدماء أيامها، |
Dilin oynadığı rolün, uyaran ve tepkinin, seslenme ve cevaplamanın önemini bilmiyorduk. | TED | لم نكن نعرف دور اللّغة، حافزا و استجابة و نداء و ردّا، كم كان ذلك هامّا في تطوّر هؤلاء الأطفال. |
Biz altı gibi olduklarını biliyoruz, ama 2x3'ü neyle çarptığımızda o büyük sayıya ulaşacağımızı bilmiyorduk. | TED | كنا نعرف أنه كان مثل ستة، ولكن لم نكن نعرف ما هو 2 × 3 التي تتكاثر معا لتعطينا هذا العدد الهائل. |
Fakat bu doğru değil. Kimsenin size bunu zaten hepimizin bildiğini söylemesine izin vermeyin. Çünkü bilmiyorduk. | TED | وهذا ليس صحيحا. لا تدع أحدا يقول لكم أن كنا نعرف هذا من قبل، لأننا لم نكن نعرف هذا بالفعل. |
En büyük korkularımızdan biri bu olabilirdi ama biz bunların olduğunu bilmiyorduk. | TED | ربما كان أسوأ مخاوفنا شيئا من هذا القبيل ولكن لم نكن نعرف هذا ما كان يحدث. |
Bunu bilmiyorduk. PRISM programını bilmiyorduk. | TED | لم نكن نعرف عن هذا. لم نكن نعرف عن بريزم |
XKeyscore programını bilmiyorduk. Cybertrans programını bilmiyorduk. | TED | لم نكن نعرف عن اكس كي سكور لم نكن نعرف عن سايبرتانس |
Yer fıstığı boyutunda beyinleriyle, bireyselliklerini koruyabiliyor, uzun vadeli bağlar kurabiliyorlar. Bunun mümkün olduğunu bilmiyorduk. | TED | بواسطة أدمغة بحجم حبة الفول السوداني، هي تبقي على روابط فردية و طويلة المدى. لم نكن نعرف أن ذلك كان من الممكن حدوثة. |
İlk önce ne olduklarını bilmiyorduk, o yüzden ''küçük yeşiller'' diyorduk. | TED | في البداية، لم نكن نعرف ماهيتهما، لذا أطلقنا عليهما "الخضراوتان الصغيرتان". |
Çok yakın bir zamana kadar silahla öldürülen Brezilyalıların sayısını bilmiyorduk. | TED | حتى وقت قريب جداً، لم نكن نعرف ببساطة عدد البرازيليين الذين قتلوا بالسلاح. |
Anders Fjellberg: Başlangıçta kolay olmadı, çünkü neler keşfedebileceğimizi bilmiyorduk. | TED | أندرس فجلبرغ: لم يكن ذلك سهلا في الأول، لأننا لم نكن نعرف ما الذي نبحث عنه. |
Todd'un konuştuğu kaç tane insan var bilmiyoruz. | Open Subtitles | لم نكن نعرف عدد الأشخاص الذين أخبرهم تود |
O da şirkette çalışıyor, hiç haberimiz yoktu. | Open Subtitles | إنه يعمل لصالح الشركة، أيضاً، ولم نكن نعرف بعضنا البعض. |
Binlerce büyük baş hayvanı barındıran bu arazi, şimdi sadece yüzlercesine sahipti ve bununla nasıl başa çıkacağımızı bilemedik. | TED | هذه المزرعة التي كان بها الآلاف من رؤوس الماشية بها المئات فقط ولم نكن نعرف كيف نتعامل معها |
İhtiyacımız olduğunu bile bilmediğimiz şeyler satın alıyoruz. | TED | نحن نشترى أشياء لم نكن نعرف اننا بحاجة لها. |
Neyin üzerinde çalıştığımızı bilmeden ne yapabilriz ki ? | Open Subtitles | أنّى لنا النجاح في القيام بها إن لم نكن نعرف ما نحمي؟ |
Ben sizin yaşlarınızda iken, evrenin ne yapacağını bilemiyorduk. | TED | عندما كنت في عمركم، لم نكن نعرف ما الذي سيفعله الكون. |
Keşke her şey suratımızda patlamadan neyi bilmediğimizi bilebilsek. | Open Subtitles | نعم، إذا استطعنا أن نعرف فقط ما لم نكن نعرف قبل أن فقط كل يفجر في وجوهنا. |
"Malum konuyu" konuşacaktık, ... ama nasıl konuşacağımız hakkında pek fikrimiz yoktu. | Open Subtitles | "الحديث". ونحن حقيقةً لم نكن نعرف كيف سنتبادل الحديث |
Oy Tanrım. İki yıl öncesine kadar birbirimizi tanımıyorduk bile ama şimdi hava karardıktan sonra evine geliyorum. | Open Subtitles | يا إلهي ، منذ عامين مضوا ، لم نكن نعرف بعضنا البعض |