"نكهتها" - Translation from Arabic to Turkish

    • tadı
        
    • Tadını
        
    • tat
        
    • lezzetine
        
    Sana sürekli söylüyorum. Kendi yakaladığın şeylerin tadı daha güzel oluyor. Open Subtitles أخبرتك، الأشياء تبدو نكهتها أفضل عندما تصيدها بنفسك
    Kahve tanelerinin ve vaşağın mide özsuyunun bu bileşimi Kopi Luwak'a kendine has tadı ve aromayı verir. Open Subtitles إنها تركيب بين الحبوب و عصير القطط التي تعطي كوبيلواك نكهتها المميزة
    tadı çikolatalı gibi ama portakal kokuyor. Open Subtitles ، نكهتها مثل الشكولاتة و لكن تنبعث منها رائحة البرتقال أتشمي ذلك ؟
    Bu süreçte domates aşırı olgunlaşıyor ve Tadını kaybediyordu. Open Subtitles ما حدث أن الطماطم نضجت أكثر من اللازم فى العملية و كانت تفقد نكهتها
    Tanrı şahidim olsun ki, eğer bu sakız Tadını biraz daha korumuş olsaydı, bunların hiçbirisi başıma gelmezdi. Open Subtitles أقسم بأنّه لو كانت حلوى الفاكهة محافظة على نكهتها لما كنتُ بهذه الفوضى
    Diğerleri gibi yağsız yumuşak kekler tat merkezinizi yarı yolda bırakmaz... Open Subtitles كعكة خالية من الدهن والتي ..لايمكن أن تخذلك في نكهتها ..مثل العديد من
    Düşündüm ki, vampir tat alma duyuların bunların lezzetine varamasaydı çok fazla incinmiş olmazsın. Open Subtitles حسناً, أنا قلت أن تذوق مصاصى الدماء غير ناضج و لن تتذوق نكهتها حقاً... ثم كانت سوف يؤلمك... لو علمت
    Alkolikler kafayı bulmak için içer, tadı için değil biliyorum ama bunun tadı sidik gibi. Open Subtitles أنا أعرف المشروبات الكحولية بحجمها و ليس نكهتها لكن هذه مذاقها كالشعر المحروق
    Oyunun sonunda ne tadı olduğunu bilmek isterim. Tamam mı? Open Subtitles في نهاية المباراة أريد معرفة نكهتها
    Ben de güldüm. Ama ondan sonra oyunun tadı kaçtı. Open Subtitles و لكن بعد ذلك فقدت اللعبه نكهتها
    Ama ondan sonra oyunun tadı kaçtı. Open Subtitles و لكن بعد ذلك فقدت اللعبه نكهتها
    Gördüğünüz şampanya üzümleri aslında karbonantlanmış üzüm. Biraz deniz mahsülleri ve ekşi krema ve resmin tadı sahiden yemeğin tadıyla tamamen aynı. (Kahkahalar) BR: Ama sadece yenilebilir resimler değil. TED ان عنب الشمبانيا التي ترونها هنا هي عبارة عن حبات عنب غازية ومع الطعام البحري ونكهة الكريمة الذاكية والصورة التي تبدو نكهتها تماما كما الصحن نحصل على طبق مميز ( ضحك ) بين روشيه : لم نقف عن الصور القابلة للأكل
    Tadını ne zaman kaybedeceğini asla bilemezsin. Open Subtitles لا تعرفين أبدًا متى ستفقد نكهتها
    Tadını korur. Anladın mı? Open Subtitles حافظ على نكهتها أترى
    Tadını kaybetmeyen cikletler.. Open Subtitles و (برودنوز) بدأ بصنع علكة لا تفقد نكهتها
    Etler sadece yumuşatmak için değil... - ...genelde tat için de bekletilir. Open Subtitles ‫اللحوم تُعتق ليس فقط لأجل طراوتها ‫ولكن في الأساس لأجل نكهتها
    Şeftaliler hiç kahverengi olmaz, ...ölü meyveler onun ellerinde ebedi lezzetine kavuşur. Open Subtitles " فاكهة الخوخ لا تسمر مطلقاً " " الفاكهة الميته تصبح ناضجة في يديه " " و تبقى نكهتها إلى الأبد "

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more