| Buradaki güneş ışığı beni öldürüyor. Hadi bara gidelim David. | Open Subtitles | إن نور الشمس هنا يقتلني دعنا نذهب إلى الحانة، ديفيد |
| Ama inatçı bir güneş ışığı ilk günümzün sabahında yatak odamıza vuruyordu. | Open Subtitles | ولكن شعاعاً عنيداً من نور الشمس أشرق على سريرنا. |
| Biraz güneş ışığı sana iyi gelir. | Open Subtitles | أنتَ يُمكنُ أَنْ تَستعملَ نور الشمس قليل. |
| Kaplandı doruklar, günışığı ve bülbüllerin şarkısıyla. | Open Subtitles | الأسطح مبللة بالندى في نور الشمس والعندليب يغني |
| İşte, ayağa kalkıp demire uzandığı sırada gün ışığı tam ön camdan geliyordu ve koltuk altını gördüm. | Open Subtitles | وحينما وقفت لتصل الى الممسكة جاء نور الشمس من خلال الزجاج الأمامي |
| Ne güneşi ne okyanusu ne yağmuru ne karı ne de Tanrı'nın yarattığı canlıları gördüler. | Open Subtitles | لم يروا نور الشمس قط أو المحيط أو المطر أو الثلج أو أيا من مخلوقات الله |
| Çorbayı, yağmuru ve en çok da Gün ışığını özlediğini söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرتني بأنها إفتقدت الحساء والمطر والأهم من ذلك، نور الشمس |
| Bu güneş ışığı paketi, insanlığı topraktaki zahmetli emeğinden kurtardı. | Open Subtitles | وهذا اللجزء من نور الشمس سوف يعطي الراحة للبشر على الأرض |
| Biliyorum, biliyorum ama güneş ışığı, plajlar, o küçük Küba Tatlıları... | Open Subtitles | ,أعرف, أعرف, لكن نور الشمس والشواطئ, وتلك المعجنات الكوبية الصغير.هيا |
| Hava ve güneş ışığı olmadan yaşayamam. | Open Subtitles | لن أتمكن من العيش من دون نور الشمس والهواء. |
| Buna güneş ışığı denir. Bunun her an kaldırılabilecek bir... imtiyaz olduğunu düşün. | Open Subtitles | -أنه يدعى نور الشمس أعتبره أمتياز ممكن أن يسحب منك |
| güneş ışığı rahatsız ediyor mu? | Open Subtitles | هَلْ نور الشمس يزعجه ؟ |
| - Yapma ya! Kalbe kazık biraz güneş ışığı. | Open Subtitles | العصا خلال القلب .. نور الشمس |
| Kaplandı doruklar, günışığı ve bülbüllerin şarkısıyla. | Open Subtitles | الأسطح مبللة بالندى في نور الشمس والعندليب يغني |
| Kaplandı doruklar, günışığı ve bülbüllerin şarkısıyla. | Open Subtitles | الأسطح مبللة بالندى في نور الشمس والعندليب يغني |
| Tabii canım! Sevgililer gün ışığı gibidirler. | Open Subtitles | أعلم، الأعزاء هم نور الشمس الساطعة. |
| gün ışığı ülkeyi terk etti, dünya grileşti. | Open Subtitles | نور الشمس إختفى والعالم أصبح مظلماً |
| Cevaplamazsan güneşi göremeyeceksin. | Open Subtitles | لن ترى نور الشمس إلا إذا اجبت على سؤالي |
| Söyle bana, beynin hiç Gün ışığını gördü mü? | Open Subtitles | اخبرني هل مخك رأى نور الشمس قبل ذلك ؟ من انت ؟ |
| Sonunda gün ışığına çıktın, öyle değil mi? | Open Subtitles | لقد استطعت أخيراً الخروج إلى نور الشمس .. أليس كذلك؟ |
| Güneş ışığına veda edebilirsin, günışığım. | Open Subtitles | يمكنك توديع نور الشمس، يا نور الشمس. |
| Ve o zaman Güneş ışığını onlara doğrulttuğunuzda ışık, tıpkı bir hayvanın gözünde olduğu gibi tersine yansıyacaktır. | TED | ثم, عندما تركز ضوء الشمس عليها نور الشمس سينعكس مرة أخرى كما حصل مع الضوء المنعكس من أعين الحيوانات |
| Güneş ışığının bizi öldürmesini istediğimizde şahane olacak. | Open Subtitles | ستكون مثالي عندما نريد نور الشمس أن يقتلنا |
| * Bu gece kavga edeceğim, güneş doğana kadar * | Open Subtitles | ♪ الليلة سأقاتل حتى نرى نور الشمس ♪ |