| Bütün sürücülere ne tür bir sosyal güvenlik ağı getirmeleri gerektiğini düşünüyorlardı. | TED | فكروا في نوعية شبكة الأمان الاجتماعي التي عليهم جلبها إلى كل السائقين. |
| Önemli olan sadece verilen bilgi ve tavsiyenin kalitesi mi? | TED | هل ما يهم حقا هو فقط نوعية النصيحة و المعلومات؟ |
| Böyle kaliteli bir vücudu saklayamazsın. Bu adam, az kalsın hepimizi öldürtecekti. | Open Subtitles | أستطيع أن أراها من تحت البدلة لا يمكنك أن تخبئ نوعية كهذه |
| Bu insanlara kibarlık için değil, kalplerinin kalitesini yargılamak için takıyorum. | Open Subtitles | لا أرتديه كمجاملة لهؤلاء الناس ولكن لأني أحكم على نوعية قلوبهم |
| Buharlı, sırtından ter damlatan, komşuları rahatsız eden kırk sekiz eyalette yasak türden seks. | Open Subtitles | باسلوب اغرائي كان ليجعل ظهرك يتصبب عرقا ويجعل جيرانك يتصنتون عبر الجدران من نوعية الجنس الممنوع في 48 ولاية |
| Özel yapım, en kalite çelikten, kısa tığ, zırh delen. | Open Subtitles | مُنتج خاص, فولاذ من أفضل نوعية, سهم قصير, خارق للدروع. |
| Eglenmek icin ansiklopedi yazmayi secmis bir insan tipi genelde oldukca zeki insanlardan olusuyor. | TED | نوعية الناس الذين انجذبوا لكتابة موسوعة من أجل المرح يميلون لأن يكونوا أناس أذكياء. |
| Sorarım size, bu Nasıl medeniyettir Kocası olacak bir insan, nişanlısına böylemi davranır? | Open Subtitles | أسألك .. ما نوعية هذه الثقافة عندما يتصرف زوج المستقبل هكذا مع خطيبته؟ |
| Bence Terry'nin bölgesinde ne tür bir adam olduğunu hepiniz biliyorsunuzdur. | Open Subtitles | و أظنكم جميعاً تعرفون نوعية الأصدقاء التي يشكلها تيري لهذه المقاطعة. |
| Ama ne tür bir belaya girersem gireyim beni sever. | Open Subtitles | لكنه يحبني بغض النظر عن نوعية المتاعب التي أسببها له |
| ARC tam olarak Architect'i işe alacak kaynaklara sahip olan bir tür organizasyondur. | Open Subtitles | تُعد عصابة الثورة الآرية من نوعية المُنظمات التي تحظى بالموارد اللازمة لتوظيف المعماري |
| Ben odun ateşi yakarım, uzun sürer ama kalitesi çok daha iyi olur. | Open Subtitles | بناء الخشب بالنّار يستغرق وقتا أطول. لكن نوعية الفحم تلعب الدور الأكبر هنا. |
| İçinde bulunduğumuz oda, ses hacminin yükselmesi, enstrümanın kalitesi bagetlerin cinsi, vesaire vesaire. Hepsi farklıdır. | TED | الغرفة التي صدف أننا فيها، تضخيم الصوت، نوعية الآلة، نوعية العصى، هلمجرا، وهلمجرا. جميعها مختلفة. |
| Hayatlarınızı daha kaliteli hale getirmek için süren çalışmalarımda bir çift yeni program daha başlatacağım. | Open Subtitles | خِلال سعي المُستمِر لتحسين نوعية حياتكُم سأبدأُ ببرنامجين جديدين |
| İyi kaliteli polyester. Çocuklarına elbise yaparsın. | Open Subtitles | بوليستر من نوعية جيدة يصلح لملابس الأطفال |
| Dogru anda yapılan ufacık bir yatırım, ilişkilerinizin kalitesini radikal bir şekilde değiştirebilir ve hayat kalitenizi yükseltebilir. | TED | مع أصغر توظيف في الأماكن الصحيحة , يمكنك إجراء تحويل جذري في نوعية علاقاتك ونوعية حياتك. |
| Ama bence sen en yüksek fiyatı verene... gidecek türden birisin. | Open Subtitles | لكني أظنك من نوعية الرجال الذين يذهبون مع السعر الأعلى |
| Çünkü artan kalite sonucunda, daha yüksek fiyat isteyebildik. | TED | بسبب تحسن نوعية ، يمكن أن نسأل عن ارتفاع الأسعار. |
| Ne yani? Showa, devam ederiz hala istiyorsaniz ama tipi farkli ! | Open Subtitles | كان العرض ليستمر لكن سيصبح من نوعية مختلفة |
| Neyse işte, sadece gazetecinin Nasıl biriyle konuştuğunu bilmesini istedim. | Open Subtitles | عامة، وددت المراسلة أن تعلم نوعية الرجل الذي ستجلس معه. |
| Benim eski erkek arkadaşım ancak bu tarz bir kızla çıkardı. | Open Subtitles | هذه هية نفس نوعية الفتاة التي سيواعدها حبيبي السابق لو باستطاعته |
| Depo arkada. Kombi Norge marka. | Open Subtitles | الخزان خارجاً بالخلف الفرن نوعية نورج |
| Peki ya kaybettikleri şey tam da bu çeşit bir bilgiyse? | Open Subtitles | حسناً، ماذا اذا كانت هذه نوعية المعلومات التي بالضبط ما فقدوه |
| Şu andan itibaren olmak istediğim türde bir salak olacağım. | Open Subtitles | أبله، من الآن فصاعدا سأكون من نوعية البلهاء التي أريدها |
| İşte, bu tip soruları yanıtlıyorum ve bir sürü farklı garip soru yazan insanlar oluyor. | TED | هذه هي نوعية الأسئلة التي أجيب عليها، يكتب لي الناس المزيد من الأسئلة الغريبة الأخرى. |
| Peki ama, yaşam tarzı aslında yaşam kalitesi ile alakalıysa ve belki hepimizin daha çok keyif alacağımız birşeyse, ya şu anda sahip olduklarımızdan daha iyi birşeyse? | TED | ولكن ماذا لو كان نمط الحياة حقاً حول نوعية الحياة وربما شيء كنا سنتمتع به اكثر, شيء سيكون أفضل مما لدينا الآن؟ |
| BMW için tam bir inanç sıçraması olacak bir araba yapmak istedik. | TED | أردنا أن نصنع سيارة تكون طفرة نوعية في مسيرة بي أم دبليو. |