"نوع مختلف من" - Translation from Arabic to Turkish

    • farklı bir
        
    • farklı türde bir
        
    • farklı çeşit
        
    • farklı tür bir
        
    • değişik bir
        
    Şimdi, mesele şu ki, bu farklı bir tür büyü. TED إذاً الآن، الأمر هو أن هذا نوع مختلف من التهجئة.
    Yani o, farklı bir sonar sinyâl tasarladı, rastgele gibi görünen . TED لذا صمم نوع مختلف من نغمات السونار، واحدة تبدو عشوائية.
    Fakat farklı bir cevap, farklı türde bir cevap, aşağı yukarı iki bin yıllık kış uykusuna yatmış, son zamanlardaki en büyük başarıya sahip bir cevap. TED لكن إجابة مختلفة، نوع مختلف من الجواب، بقيت في سبات عميق ما يقارب 2000 سنة، حققت نجاحا كبيرًا مؤخرًا.
    Bugün burada farklı türde bir parti veriyoruz. Open Subtitles هذا نوع مختلف من الحزب نحن سيكون لدينا هنا اليوم
    Ve böylece yedi farklı çeşit sirke, ve 14 farklı çeşit hardal ve 71 farklı çeşit zeytinyağınız oldu -- TED وهذا ما أدى إلى أنكم تجدون سبعة أنواع مختلفة من الخل, و 14 نوع مختلف من المسطردة, و 71 نوع مختلف من زيت الزيتون..
    Bütün o yeni teknolojileri kullanarak farklı bir tür yakınlık yaratmak istedik. TED أردنا خلق نوع مختلف من التناغم. مستخدمين كل التقنيات الحديثة.
    Vebanın ne olduğunu ve neden bir türün hıyarcıklı olduğunu anlamak istersiniz, diğeri farklı bir tür veba ve diğeri de farklı bir tür veba? TED تريدون أن تفهموا الطاعون و لماذا يكون طاعون دبلي، والآخر نوع مختلف من الطاعون والآخر نوع مختلف من الطاعون
    Yani, hayır, Strauss bunu istemiyor. Bu da farklı bir tür kontroldür. TED إنه لا يريد ذلك، وهذا نوع مختلف من التحكم
    farklı bir tarzımız var. Zincirler, bisiklet parçaları arasında söylüyoruz. Open Subtitles انها نوع مختلف من الموسيقى ..لدينا سلاسل, أجزاء دراجات
    Sizinle beraber gülen ya da elinizi tutan biri olmadan dolaşmak farklı bir şeydir. Open Subtitles عندما تسير وحيداً , لا أحد لكي يضحك معك أو ليُمسِكَ بيدك إنه نوع مختلف من المسير. أتعلمون؟
    Ertesi gün Miranda farklı bir riskli davranışla karşılaşacaktı. Open Subtitles وفي اليوم التالي، شهدت ميراندا نوع مختلف من السلوك عالية المخاطر.
    Yer var gerçekten dünyanın farklı bir tür olduğunu umut. Open Subtitles عن أمله في أن هناك في مكان ما نوع مختلف من العالم
    Belki bu müdahale farklı türde bir istismar içindir. Open Subtitles إذن ربما هذا التدخل من أجل نوع مختلف من الإساءة
    Dansçıların ve diğer koreografların yanı sıra sık sık tasarımcılarla ve görsel sanatçılarla da çalışıyorum. Ama bunlardan daha çok ekonomistler, antropologlar, nörologlar, biliişsel bilimciler gibi çeşitli uzmanlık alanlarından, kendi bilgilerini farklı türde bir yaratıcı sürece uyarlayan insanlarla çalışıyorum. TED أنا اعمل غالبا مع مصممين وفنانين، من المؤكد راقصين ومصممين للرقص. لكن أيضا، زيادة على ذلك، مع خبراء إقتصاد، علماء الأنثروبولوجياء، علماء الاعصاب و علماء المعرفة، أناس حقا جاءوا من مجالات مختلفة من الخبرة، يجلبون ذكائهم لضغطه لتحمل نوع مختلف من العمل الإبداعي.
    farklı türde bir kurt. Open Subtitles نوع مختلف من الذئاب
    Yılın her gününe özel 365 farklı çeşit peynir tipi olan bir ülke. Open Subtitles إنّه بلد به 365 نوع مختلف من الجبن، نوع لكل يوم من أيام السنة،
    Bunların farklı çeşit yiyecekler olduğunu söyledik. TED قُلنا أن هذا نوع مختلف من الطعام.
    14 farklı çeşit tekila ısmarladım. Open Subtitles لقد طلبت 14 نوع مختلف من التيكيلا
    farklı tür bir yılanla baglantılı. Open Subtitles ولكنها انها مرتبطة إلى نوع مختلف من الثعابين
    10 küçük makarna kasesi ve her birinin üzerinde değişik bir spagetti sosu. TED عشرة أطباق صغيرة من المكرونة, كل طبق مضافا إليه نوع مختلف من الصلصة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more