"نومك" - Translation from Arabic to Turkish

• Uyku
• yatak
• uyudun
• uykunda
• Yatma
• uyurken
• odana
• odanda
• odan
• odanın
• uyu
• odanı
• Senin
• odanızda
• uyuyorsun

Artık Uyku zamanı. Sarhoş çocuklar hep çirkin yalanlar söylerler.
حان موعد نومك الآن ، الأطفال الثمالى يتفوهون بأبشع الأكاذيب

Aferin size. Çarşamba günü yatak odanızdayken, birkaç şey fark ettim.
عندما كنت في غرفة نومك يوم الأربعاء , لاحظت بعض الأشياء

- Günaydın. - Günaydın tatlım. Nasıl uyudun mu?
صباح الخير صباح الخير عزيزتى.كيف كان نومك

Belkide sinirlerimizi bozmak için yada sadece seni uykunda becermek için.
ربّما ليفلت أعصابك أو ربّما يرجع ليمارس الجنس معكى في نومك.

"Yatma zamanında senden hoşlanıyorum" mu? Bunu gerçekten söyledin mi?
أحبّك أثناء وقت نومك أنت فى الحقيقة التى قلت ذلك

Sen insanların kanepelerinde yatıp, uyurken rüyasında tavşan gören köpek gibi seğiren birisin.
و أنت تنام على أرائك الناس و ترتعش في نومك ككلب يحلم بأرنب

Bu yüzden mi ikimizi yatak odana kilitleyip elbisenin düğmesini açtın?
ألهـذا حبستنـي في غرفة نومك و فتحتِ زر فستـانك العلوي ؟

Kız arkadaşının evine gideceğini söylediğin zaman aslında bundan kastın kız arkadaşının evine gidip yatak odanda ki çocukla buluşmak demek oluyor.
إذا عندما قلتي أنك ذاهبة الى منزل صديقة أنت حقيقاً كنت ذاهبة الى منزل صديقة لتلتقي بذلك الولد الذي كان بغرفة نومك

Jetlag gibi aşırı bir uykusuzluk da sizi biyolojik saatinizden çıkartabilir, Uyku düzeninizi yıkabilir.
والحرمان الشديد من النوم مثل تعب ما بعد السفر والذي قد يعطل ساعتك البيولوجية، ويبطش بنظام نومك بطشًا.

Zaten Uyku zamanım geldi. Dişlerini fırçaladın mı?
بالاضافة انه قد الوقت وقت نومك هل غسلت اسنانك ؟

Gece 3? Senin Uyku saatin değil mi?
على ذلك الثالثه صباحا اليس هذا متأخرا عن ميعاد نومك

Senin yatak odandalardı. Bunun için bir sandalye getirip oturmam gerekiyor mu?
كانو في غرفة نومك هل علي الحصول على كرسي مقابل هذا ؟

yatak odandaki her şeyi göremedim ama en benzerini yapmaya çalıştım.
لا أرى شيئاً في غرفة نومك هذا ما توقعت حالما أغلق

"Günaydın Camille. İyi uyudun mu?"
حسناً صباح الخير كاميليا كيف كان نومك ؟

Fazla uyudun.
لقد أفرطت فى نومك

Güzel. Çünkü eğer istemeseydin, seni uykunda öldürmek zorunda kalacaktım.
جيد ، إن لم تفعل يجب على قتلك أثناء نومك

Dün gece uykunda öldün, ve bu yüzden Julie'yi görebiliyorsun.
لقد متَ في نومك ليلة البارحة ولهذا السبب رأيت جولي

Yatma zamanı, Kevin. Saat 9:00.
حان وقت نومك يا كيفين الساعة الآن التاسعة

Aslında bir nevi tanıştık sayılır. Siz uyurken, sizi seyretmiştim.
لقد كُتب لي ملاقاتك، أعني بأنني كنتُ أُراقبك أثناء نومك.

yatak odana gidelim. Baba, yatağına döner misin lütfen? Bu kim?
هيا نذهب لغرفة نومك أبي، هلا عدت لغرفتك، رجاء؟

İki ay önce odanda matemaik ödevine yardım ederken söylemiştim.
قبل شهرين في غرفة نومك, وأنا أساعدك في واجب الحساب.

Kendi yatak odan olacak. Her gece kilitleyebileceksin.
بإمكانك اختيار غرفة نومك لكِ وحدك يمكنك أن تغلقيها كل ليلة

Peki sen erkeklerin olduğu bir evde yatak odanın kapısını açık bırakmaya utanmıyor musun?
الا تخجلى انتى من النوم و باب غرفة نومك مفتوح فى وجود شباب فى البيت؟

Otur, uyu ve oyna deriden yapılmış büyük bir jeodezik adada.
مقعدك، مكان نومك و لعبك في جزيره مصنوعه من الجلد.

Hayır, odanı ona vermen gerekmiyor.
كلا , ليس عليك أن تتخلي عن غرفة نومك , كلا

yatak odanızda inanılmaz bir kadın olduğunda ne yaparsınız?
ما الذي عليك أن تفعله عندما يكون لديك إمرأة مذهلة في غرفة نومك

Sürekli işten geç çıkıyorsun ve ofiste uyuyorsun ve bu arada barlarda, beş para etmez kadınlarla takılıyorsun.
دائما ما تتحدث حول عملك لوقت متأخر و نومك فى المكتب، بينما انت تتسكع فى الحانات و تلتقط القمامة