"نومه" - Translation from Arabic to Turkish

    • yatak
        
    • uykusunda
        
    • uyku
        
    • uykusu
        
    • uykuda
        
    • uyurken
        
    • yatma
        
    • uyuyan
        
    • uyuyor
        
    • uykusuna
        
    • rüyasında
        
    Albay, üzüntülü bir durumda. Ve kendini yatak odasına kapatıp yalnız kalıyor. Open Subtitles الكولونيل, كان فى حالة هائجة, قام باغلاق غرفة نومه على نفسه بمفرده
    yatak odası dolabında, yere sabitlenmiş metal bir kutu vardı. Open Subtitles كان هناك صندوق معدني موصد بالارض في خزانة غرفة نومه
    Bak, eğer onu sadece öldürmemi istiyorsan uykusunda da öldürebilirim. Open Subtitles إن كنت تريد مني قتله فقط فيمكنني قتله اثناء نومه
    Ve görünmeyen şeytanlardan ve dumandan söz ediyordu, ve birinin onu uykusunda nasıl zehirlediğinden. TED وكان يتحدث دوماً عن الشياطين والأدخنة الغير مرئية وكيف أن احدهم حاول تسميمه أثناء نومه
    Yani, yaşamını sonlandırmak üzere olan bir adam, niçin bir kitap okuyor olsun ve uyku ilacı alsın? Open Subtitles أعني لو مرء على وشك قتل نفسه لماذا كان يقرأ كتاب ويأخذ أقراص نومه ؟
    Onun uyku düzenini inceleyenler o saatte onun derin uykuda olacağını önerdiler. Yapacak bir şey yok. Open Subtitles بحث نمط نومه قرر أن نومه عميق في تلك الساعة ماذا كان يفترض بي أن أفعل
    Bana borçluydu ve uykusu çok ağır. Open Subtitles كـان يدين لي بواحدة، أضف، أن نومه ثقيـل.
    O filmi izlemenin tek yolu yatak odasının tavanında oynarsa olacak. Open Subtitles الفلم ذلك لمشاهدة الوحيدة الطريقة نومه غرفة سقف على بعرضه ستكون
    Cüzdanı ve saati kayıp yatak odasındaki diğer değerli eşyaları ile birlikte. Open Subtitles ومحفظته وساعته قد أختفت. مع بعص من الحاجات الثمينة من غرفة نومه.
    Meslektaşlarımla beraber yatak odasının gerçek olan sırlarının ortaya çıkmaması için yıllarımızı verdik. Open Subtitles انا وزملائي امضينا سنينا . في ابقاء الحقيقه بشأن هوايات غرفه نومه مكتومه
    Marilyn Monroe gibi yapıp yatak odasında bir şişe hapı mideye indirmiş. Open Subtitles قلد الرجل مارلين مونرو وابتلع زجاجة كاملة من الحبوب في غرفة نومه
    yatak odasının bir yarısı benim çalışma odamdı. Ve diğer yarısı da onun yatak odasıydı. TED كان مكتبي عبارة عن نصف غرفة النوم وكانت غرفة نومه هي النصف الاخر.
    Bruce Wayne yatak odasında iken bir yarasa kafasının üzerinden uçuyor, ve o da bunu Batman olmak için bir işaret olarak görüyor. TED وبروس وين الذي كان في غرفة نومه طار فوق راسه وطواط فتكهن انه سيغدو الرجل الوطواط
    Hiç uykusunda yürüyen birini gördün mü? Open Subtitles هل رأيت احدا من قبل وهو يسير اثناء نومه ؟
    Michael bu, uykusunda bile o lanet kabukları sayıyor. Open Subtitles انه مايكل ,لقد بدأ عد الاصداف حتى فى نومه
    Beşiğimde yatardım ve uykusunda çığlık atışlarını duyardım. Open Subtitles كنت أستلقي في سريري وأنصت إليه .وهو يصرخ أثناء نومه
    Uzun bir uyku çekmesi için Tony Soprano'nun, annesinin yastığını yüzüne kapatmasını anlatıyorlar. Open Subtitles كيف ان توني سابرانو وده يخنق امه بمخدتها علشان تنام نومه طوييييله وحلوه؟ ؟
    Geçen yaz Duke'a anlattım. uyku tulumunu ıslattı. Open Subtitles أخبرتُ ذلك إلى الدوقِ الصيف الماضي وهو بلّلَ كيسَ نومه.
    uyku şapkasını unutmuş, biliyorsun. Onun uğuruydu. Open Subtitles لقد نسى قبعة نومه كانت قبعته الجالبة للحظ
    uykusu açılmasın diye. Open Subtitles حتى يتمكن من إكمال نومه و كسله الشديدين
    Bu anıları öyle çok hatırladı ki, beyni artık uykuda onları hatırlama ihtiyacı hissetmedi. TED قام بالتعامل مع ذكرياته وتحويلها لدرجة لم يعد دماغه في حاجة إلى العودة لتلك التجارب في نومه.
    Bir gece o uyurken elini tuttum ve kendimi çizdim. Open Subtitles لذا ذات يوم, و أثناء نومه أخذت يده وخدشت نفسي
    Saat neredeyse 8, neredeyse yatma zamanı geçiyor. Nerede o? Open Subtitles أصبحت الساعة 8, تجاوز الوقت ساعة نومه, أين هو؟
    Yeterince güçlü bir Gama radyasyon patlaması Dalek ve insan genetik kodlarını birbirine bağlayabilir ve uyuyan tüm bedenleri uyandırabilir. Open Subtitles إنفجار قوي في أشعة الجاما يكفي كي يلصق الداليك وشيفرة البشر الجينية ويوقظ كل جسد من نومه
    Şimdi birimiz uyuyor. Open Subtitles والآن على ما يبدوا, أحدنا سقط في أعماق نومه
    uykusunda gidip, bütün keçilerini sağıp sonra tekrar uykusuna dönen bir adam biliyordum. Open Subtitles أعرف رجل مرة نهض حلب كلّ عنزاته وبعد ذلك ذهب عائدا إلى سريره. كلّ ذلك كان في نومه
    Başkan'ın gece rüyasında ne gördüğünü bilir. Open Subtitles إنه يعلم الأحلام التي تراود الرئيس أثناء نومه ليلاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more