Onların adına çalışanların da burada olmadıkları anlamına gelmez bu. | Open Subtitles | لا يعني انهم لا يملكون الناس العمل هنا نيابة عنهم. |
Onların adına özür dilemenize gerek yok, Albay. | Open Subtitles | لا يوجد داعي للإعتذار نيابة عنهم كولونيل |
- Onların adına konuşayım. - Sen onlardan birisin zaten. | Open Subtitles | دعيني أتكلم نيابة عنهم - أنت مثلهم تماماً - |
Onun çocuklarınızın yakınıza taşınmasını ister misiniz? Tamam, tamam, onlar adına konuşuyorsunuz ama aslında kendiniz için konuşuyorsunuz. | Open Subtitles | حسناً، سمعتك تتحدثين نيابة عنهم ولكنك تتحدثين لمصلحتك أنتِ |
Aslında, birilerini temsil ettiğini ve buraya gelip, resmi teklifi onlar adına yapmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال في الواقع انه كان يمثل شخص آخر و أراد أن يأتي وتقديم عرض رسمي للممتلكات نيابة عنهم |
Üzgünüm evde yoklar, onların yerine ben teslim alayım. Birisi kapıya baksın. | Open Subtitles | اسف, المستأجر ليس هنا انا سأوقع لك نيابة عنهم هلا يجيب احد علي هذا |
Bunun sonucu olarak, dünyada ne şekilde yer almak istedikleri ve dünyanın onlar için ne şekle bürünmesini istedikleri hakkında yeni düşüncelere sahip oluyorlar. | TED | ونتيجة لذلك، إنهم يطورون طرقًا جديدة لكيفية ظهورهم في العالم وكيف يتوقعون من هذا العالم ليظهر نيابة عنهم. |
Goa'uld'la savaşımızı Onların adına da yapıyoruz. | Open Subtitles | إننا تقاتل الـ * جواؤلد * نيابة عنهم |
Bu ödülü Onların adına alacağım. Güle güle! | Open Subtitles | سأقبل إذن الجائزة نيابة عنهم |
Onların adına konuşmak için buradayız. | Open Subtitles | نحن هنا للتكلم نيابة عنهم |
Ödülü onlar adına ben alıyorum. | Open Subtitles | لذا أَقْبلُ هذه الجائزةِ نيابة عنهم. |
Yani onlar adına konuşamıyorsun. | Open Subtitles | إذا لا تستطيعين التحدّث نيابة عنهم. |
onlar adına konuşmak bana düşmez. | Open Subtitles | لست هنا للحديث نيابة عنهم. |
Umarım onların yerine özrümü kabul edersiniz. | Open Subtitles | أرجو أن تقبل اعتذاري نيابة عنهم |
onlar için kim konuşuyor onu duyamıyorum. | Open Subtitles | ما لم أسمعه هنا من يتحدث نيابة عنهم |