| Marcel, gördüğüm kadarıyla Bu beyler bir sorun yaşıyorlar. Burada olduğuna göre onlara fikir vermeni istiyorum. | Open Subtitles | يبدو بأن هؤلاء السادة يواجهون بعض الصعوبة، هلاّ نصحناهم؟ |
| Eminim ki Bu beyler de çaya kalmak isterler. | Open Subtitles | بالتأكيد هؤلاء السادة المحترمين سيبقوا للشاي |
| Bu beyler seni ormanda bir yürüyüşe çıkarmak istiyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء السادة يفكرون بأخذك فى نزهة صغيرة فى الأدغال |
| İzin verirsen sonra edelim. bu beylerle biraz işim var. | Open Subtitles | . فيما بعد ، إذا سمحتي لديّ بعض الأعمال مع هؤلاء السادة |
| Bu baylar Tokyo Metrosu yöneticileri. | Open Subtitles | هؤلاء السادة هم مدراء مطران نظام الأنفاق في طوكيو |
| Gemellus! Senden Bu beylere dikkatle bakmanı istiyorum. | Open Subtitles | جاميلوس أريدك أن تنظر إلى هؤلاء السادة بعناية فائقة |
| Bu beyefendiler bir anlaşmazlığın yanlış sonucuna nasıl dahil olmuşlar? | Open Subtitles | وكيف وصل هؤلاء السادة للطرف الخاطئ من الطريق |
| Sanırım Bu beyler işleri halletmek için özel görüşmek isterler. | Open Subtitles | بيل، أعتقد أن هؤلاء السادة يودون قليل من الخصوصية لفترة من الآن نوعا ما لتسوية الامور |
| Bu beyler yüzünden geleceğimiz tehlikede. | Open Subtitles | هؤلاء السادة هددوا مستقبلنا بخطورة شديدة |
| Çocuklar, Bu beyler Amerikan ordusundan. | Open Subtitles | أيها الأطفال هؤلاء السادة المحترمين مِنْ الجيشِ الأمريكيِ |
| Bu beyler size eve kadar eşlik edecek. | Open Subtitles | هؤلاء السادة سيرافقونكم إلى المنزل وستبقون |
| Uh, Amber, bir tanem, Bu beyler polis, ve benim pazar sabahı nerede olduğumu merak ediyorlar. | Open Subtitles | آمبر حبيبتي هؤلاء السادة من الشرطة وهم يتسائلون أين كنت في صباح الأحد |
| Bu beyler besbelli ki başka işlerle meşguldüler. | Open Subtitles | هؤلاء السادة واضح أنه تفرض عليهم مسؤوليات أخرى |
| Bu beyler Daniel'in bilgisayarının sabit diskini kopyalamak zorunda. | Open Subtitles | السّيدة بيرل، نحن سَنَحتاجُ للنَظْر إلى حاسوبِ دانيال. هؤلاء السادة المحترمين إحتجْ لنَسْخ القرص الصلبِ. |
| bu beylerle daha önce hiç karşılaşmadım efendim ve... ee..siz...siz..siz... | Open Subtitles | أنا لم أقابل هؤلاء السادة من قبل يا سيدي أنت قلت |
| Bu baylar ardarda... iki gece nöbet tutarken, karşılarına babanıza benzer bir hayal çıkmış . | Open Subtitles | لليلتين متتاليتين هؤلاء السادة في مثوى الأموات وسط الليل شاهدوا صورة تشبه والدك امامهم |
| Bu beylere elbiselerini değiştirebileceklerini söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرت هؤلاء السادة بأنهم يستطيعوا ان يقوموا بتغيير ملابسهم |
| Umuyorum ki Bu beyefendiler bana izin vereceklerdir. | Open Subtitles | أأمل ان هؤلاء السادة معهم تصاريح بحملهم |
| Eğer Bu beyleri odalarından çıkarmamı istersen bunu yaparım. | Open Subtitles | لو تريدي مني أن أُخرِج هؤلاء السادة من غرفهم,سأفعل |
| Bu bayları kızlarıma götür. | Open Subtitles | سيرا ، يؤدي هؤلاء السادة لبناتي. |
| Eminim bu beylerden biri onunla görüşebilir. | Open Subtitles | متأكد أن أحد هؤلاء السادة يمكنه أن يدلكما على كيفية التواصل معه |
| Beyefendilere bir ziyarette bulunacağım. | Open Subtitles | سأدفع لزيارة هؤلاء السادة. |
| bu beyefendilerle halletmem gereken bir kaç şey var. | Open Subtitles | لكن عليّ أن أتخذ قرارات تتعلق ببعض الأمور مع هؤلاء السادة |
| İyi ama, kredimin bu İspanyol-Amerikan karışımı beylerin gözünde iyi göründüğünden şüpheliyim. | Open Subtitles | ولكن أشك إذا الائتماني الخاص بي جيد مع هؤلاء السادة الاسبانيين الامريكيين. |