| Bu şeyin saldırdığı başka yerler de var. | Open Subtitles | لقد حصلت على فيديو لمكان آخر هاجمه هذا الشيء |
| Yumurtaları aldı ama köpek saldırdı. Hepsini düşürdü. | Open Subtitles | لقد أعطته البيض، ولكن الكلب هاجمه فتهشم |
| saldıran kendisi olduğu halde hastaneye dalıp saldırıya uğradığını mı söylüyor? | Open Subtitles | هذا الرجل داخل المستشفى صارخاً بأن أحدهم هاجمه بينما هو المهاجم |
| Buradan uzak olmayan yerde eşeğine binerken, bir aslan aniden onlara saldırmış. | Open Subtitles | كان يركب حماره فى الانحاء عندما هاجمه اسد فجأة |
| Topun ağzındayız şu an. Leşlerin saldırısına uğradı, olay bu. | Open Subtitles | حياتنا معلّقة بخيط هنا، هاجمه المتعفّنون، وتلك هي القصّة. |
| Kendini sorgula, konsantre ol... canlanır, saldır ve al, tamam mı? | Open Subtitles | تصوره , هاجمه وبعد ذلك استخدمه ثانية ؟ |
| Bay Barnell size uyarmak zorundayım, hayvan saldırısı hiç hoş değildir. | Open Subtitles | سيد بارنيل أود أن أحذرك أن أحد الحيوانات هاجمه , أليست مأساه؟ |
| Yaptığı robot ona saldırdığı için birkaç hafta okula gelmeyince birinciliği kaçırdı. | Open Subtitles | لقد كانَ كذلك ، حتى فوّت بعض الأسابيع والرجل الآلي الذي صنعه .. هاجمه |
| Hal'ın bugün saldırdığı sığınak, 30 mil ötedeydi, değil mi? | Open Subtitles | المعقل الذي هاجمه هال اليوم يقع على بعد 30 ميلا، أليس كذلك؟ |
| Son saldırdığı restorandan yalnızca 1,5 km uzakta. | Open Subtitles | هذا يبعد فقط 1.6 ميل من اخر مطعم هاجمه |
| O yumurta istedi, köpek ona saldırdı, yumurtalar kırıldı. | Open Subtitles | لقد طلب بيضاً هاجمه الكلب وانكسر البيض |
| Adama saldırdı. Onu hemen oradan çıkarın. | Open Subtitles | لقد هاجمه للتو أخرجه من هُناك الآن |
| Hymen Compton General Hastanesi'nde ölmeden önce kendine saldıran şeyi tarif etmişti. | Open Subtitles | غشاء البكارة مات نتيجة لجروحه في مستشفى كومبتون العام، لكن ليس قبل إعطاء المفصّل وصف الذي هاجمه. |
| Ona saldıran hayvansa hiçbir şeye benzemiyormuş. | Open Subtitles | لكنه يقول أن الحيوان الذي هاجمه ليس ذئباً |
| Karavanı olan beyaz bir genç yağmurda levyeyle saldırmış. | Open Subtitles | يقول أن شابا أبيض في بيت متنقل هاجمه بواسطة عتلة تحت المطر |
| Kumandan'a göre bu ölülerden biri ona kendi odasında saldırmış. | Open Subtitles | ,إسناداً لـ القائد واحداً من هولاء الرجال الموتى هاجمه في غرفته |
| Geçen gece bir polis tarafından saldırıya uğradığını iddia eden şu adam hakkında bir şey biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل يعرف أحدكما شيئاً عن الرجل الذي يدعى أن شرطياً هاجمه بسكين؟ |
| Yaratık tarafından saldırıya uğradı. Muhtemelen sadece dış yaralanmadan fazlasına sebep oldu. Semptomlara baksana. | Open Subtitles | لقد هاجمه الوحش ربما اصابه بأكثر من الرضوض, انظري إلى الأعراض |
| Odada olmayan bir hayvanın saldırısına uğradı. | Open Subtitles | لقد هاجمه حيوان غير موجود بالغرفة |
| saldır ona. Zayıflıklıklarını nasıl açığa çıkaracağını öğren. | Open Subtitles | هاجمه و لاحظ نقاط ضعفه |
| Ormanda bulunmuş. Gerçek bir hayvan saldırısı. | Open Subtitles | لقد وُجد في الأحراج، إذ أن ثمّة حيوانٌ ضارٍ هاجمه بحقّ. |
| Ya parmaklıkların arkasından saldırıp onu şu anki yerine ittilerse? | Open Subtitles | ماذا إن كان هاجمه من خلال الأعمدة و دفعه للخلف إلى مكانه الآن؟ |
| Önce, başka bir mahkumun saldırdığını sanmıştım, ama bu derisine yapışmıştı. | Open Subtitles | في البداية افترضت أنه هاجمه سجين آخر لكنني وجدت هذا في جلد ظهره |
| Lumpy, ona saldıranın Meksikalı olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | لامبي قال أن من هاجمه مكسيكى |
| Boonlua adında bir maymunla karşılaştım. Boonlua bebekken birkaç köpeğin saldırısına uğramış ve iki bacağı ve bir kolu kopmuş. Boonlua rahiplerin onla ilgilendiği bir tapınağa sığınmış. | TED | التقيت بقرد يدعى بونلوا، وحينما كان بونلوا طفلاً، هاجمه قطيع من الكلاب، ومزقوا ساقيه الاثنتين وذراعه، فأخذ بونلوا يجر نفسه حتى وصل إلى دير حيث أدخله الرهبان. |