Tahminime göre, nerede bir efsane varsa, orada bir anomali bulacağız. Tüm yapmamız gereken, tüm bu efsanelerin tarihini doğru bir şekilde konumlandırmak. | Open Subtitles | إعتقادي انه حيثما توجد اسطورة توجد هالة كل ما علينا فعله هو تأريخ هذه الأساطير بدقة. |
Yeni Şafak, insan yapımı ve kalıcı bir anomali açacak. Diğer anomalilerin enerjilerini içine çekerek, hepsini eş zamanlı olarak kapatacak. | Open Subtitles | الفجر الجديد سيقوم بفتح هالة صناعية مستقرة وستقوم بغلق كل الهالات الأخرى آنيًا بينما تمتص طاقتهم.. |
Onun için anomali dedektörü bir şey bulduğu zaman bizi cepten uyaracak bir uygulama üzerinde çalışıyorum. | Open Subtitles | لذلكَ أنا أعمل على تطبيق ينبّهنا لو عثرَ الجهاز الكاشف على إحداثيات هالة |
Terry, bu Haleh. | Open Subtitles | تيري، وهذا هو هالة. |
auran hiç görmediğim kadar güçlü ve güzel. | Open Subtitles | إن هالة طاقتك قويّة وجميلة كأيّ هالة رأيتُها قبلًا. |
Bulunduğun yerin 6,5km doğusunda bir anomali bulduk. | Open Subtitles | لدينا هالة على بعد حوالي خمسة أميال شرق مكان تواجدك |
Buraya göre son 72 saattir bir anomali açılmamış. | Open Subtitles | وفقاً لهذا، لم تُفتح هالة منذُ الـ 72 ساعة الماضية. |
anomali bulamadık çünkü ortada anomali falan yok. | Open Subtitles | لم نستطع العثور على هالة لأنَّهُ لا يوجد واحدة. |
Şimdi tek ihtiyacımız olan üzerinde denemek için bir anomali. | Open Subtitles | ...إذاً الآن كُل ما نحتاج إليه هو هالة لنجربهُ عليها |
İçeride, Brooke'un öldüğü güne açılan bir anomali var. | Open Subtitles | ثمة هالة هناك أنها تؤدي إلى اليوم الذي ماتت فيه بروك. |
- Matt, ben de sana ulaşmaya çalışıyordum. anomali alarmı var. | Open Subtitles | -[لقد كنت أحاول الأتصال بك يا (مات)، هناك إنذار بوجود [هالة |
- Matt, anomali alarmı, Mc Kinnon Okulu, Thornton Caddesi. | Open Subtitles | -انذار بوجود [هالة] يا (مات) بمدرسة اعدادية، شارع (ثورنتون ) |
Haleh'le sorunlarım var. | Open Subtitles | - أواجه مشاكل مع هالة. |
Haleh. | Open Subtitles | هالة. |
Sofistike auran şimdi anlaşıldı. | Open Subtitles | حسناً هذا يفسر وجود هالة من الحكمة حولك |
Halo oynuyordu, şimdi de halleniyor. | Open Subtitles | كان يلعب هال الآن لديه هالة. |
Muhtemelen ilk teorim doğru. aurası lastik gibi elastik. | Open Subtitles | ربّما ذراعه الذي قُطع أوّلًا، إذّ أن إمتداد هالة طاقته مطّاطيّ. |
Bedendeki aura akışının yarattığı his kişiden kişiye göre değişir. | Open Subtitles | الإحساس بتدفّق هالة الطاقة عبر الجسد مختلف بين شخص وآخر. |
Çok dişi bir auram varmış. | Open Subtitles | لدي هالة مراهقات |
Kundalini, altıncı çakranın ötesine yükseldiğinde, bir enerji halesi oluşturmaya başlar. | Open Subtitles | فعندما ترتفع الكونداليني خارج شاكرا السادسة, فإنها تبدأ في خلق هالة الطاقة. |
Gece çökünce karanlıkta gizlenebilirim. Düşmanın aurasını belirlemek daha kolay olur. | Open Subtitles | "حين يجثم الليل، سيمكنني التخفّي في الظلام، وسيسهل انتقاء هالة الخصم" |
Mıknatıslı anomalinin yakınında, büyük metal bir tüp. Denizaltının nereye gittiğini gören başka kimse var mıdır acaba? | Open Subtitles | انبوب معدني ضخم على مقربة هالة ممغنطة هلا توقع أحد بطريقة سيرها؟ |
Zaten yeni filtrelerle bile kapanmış bir anomaliden manyetik değer okuyacak değiliz. | Open Subtitles | أتعلمين, ليسَ من المرجح أن نعثر على آثار مغناطيسية من هالة مغلقة حتى بوجود هذهِ الفلاتر الجديدة |
Kendi anomalisini nasıl açacağını biliyor, zira ona yolunu gösterdim. | Open Subtitles | ويعرف كيف يفتح هالة بسبب أنني أريته كيف يفعلها. |