"هالة" - Translation from Arabic to Turkish

    • anomali
        
    • Haleh
        
    • auran
        
    • Halo
        
    • aurası
        
    • aura
        
    • auram
        
    • halesi
        
    • aurasını
        
    • anomalinin
        
    • anomaliden
        
    • anomalisini
        
    Tahminime göre, nerede bir efsane varsa, orada bir anomali bulacağız. Tüm yapmamız gereken, tüm bu efsanelerin tarihini doğru bir şekilde konumlandırmak. Open Subtitles إعتقادي انه حيثما توجد اسطورة توجد هالة كل ما علينا فعله هو تأريخ هذه الأساطير بدقة.
    Yeni Şafak, insan yapımı ve kalıcı bir anomali açacak. Diğer anomalilerin enerjilerini içine çekerek, hepsini eş zamanlı olarak kapatacak. Open Subtitles الفجر الجديد سيقوم بفتح هالة صناعية مستقرة وستقوم بغلق كل الهالات الأخرى آنيًا بينما تمتص طاقتهم..
    Onun için anomali dedektörü bir şey bulduğu zaman bizi cepten uyaracak bir uygulama üzerinde çalışıyorum. Open Subtitles لذلكَ أنا أعمل على تطبيق ينبّهنا لو عثرَ الجهاز الكاشف على إحداثيات هالة
    Terry, bu Haleh. Open Subtitles تيري، وهذا هو هالة.
    auran hiç görmediğim kadar güçlü ve güzel. Open Subtitles إن هالة طاقتك قويّة وجميلة كأيّ هالة رأيتُها قبلًا.
    Bulunduğun yerin 6,5km doğusunda bir anomali bulduk. Open Subtitles لدينا هالة على بعد حوالي خمسة أميال شرق مكان تواجدك
    Buraya göre son 72 saattir bir anomali açılmamış. Open Subtitles وفقاً لهذا، لم تُفتح هالة منذُ الـ 72 ساعة الماضية.
    anomali bulamadık çünkü ortada anomali falan yok. Open Subtitles لم نستطع العثور على هالة لأنَّهُ لا يوجد واحدة.
    Şimdi tek ihtiyacımız olan üzerinde denemek için bir anomali. Open Subtitles ...إذاً الآن كُل ما نحتاج إليه هو هالة لنجربهُ عليها
    İçeride, Brooke'un öldüğü güne açılan bir anomali var. Open Subtitles ثمة هالة هناك أنها تؤدي إلى اليوم الذي ماتت فيه بروك.
    - Matt, ben de sana ulaşmaya çalışıyordum. anomali alarmı var. Open Subtitles -[لقد كنت أحاول الأتصال بك يا (مات)، هناك إنذار بوجود [هالة
    - Matt, anomali alarmı, Mc Kinnon Okulu, Thornton Caddesi. Open Subtitles -انذار بوجود [هالة] يا (مات) بمدرسة اعدادية، شارع (ثورنتون )
    Haleh'le sorunlarım var. Open Subtitles - أواجه مشاكل مع هالة.
    Haleh. Open Subtitles هالة.
    Sofistike auran şimdi anlaşıldı. Open Subtitles حسناً هذا يفسر وجود هالة من الحكمة حولك
    Halo oynuyordu, şimdi de halleniyor. Open Subtitles كان يلعب هال الآن لديه هالة.
    Muhtemelen ilk teorim doğru. aurası lastik gibi elastik. Open Subtitles ربّما ذراعه الذي قُطع أوّلًا، إذّ أن إمتداد هالة طاقته مطّاطيّ.
    Bedendeki aura akışının yarattığı his kişiden kişiye göre değişir. Open Subtitles الإحساس بتدفّق هالة الطاقة عبر الجسد مختلف بين شخص وآخر.
    Çok dişi bir auram varmış. Open Subtitles لدي هالة مراهقات
    Kundalini, altıncı çakranın ötesine yükseldiğinde, bir enerji halesi oluşturmaya başlar. Open Subtitles فعندما ترتفع الكونداليني خارج شاكرا السادسة, فإنها تبدأ في خلق هالة الطاقة.
    Gece çökünce karanlıkta gizlenebilirim. Düşmanın aurasını belirlemek daha kolay olur. Open Subtitles "حين يجثم الليل، سيمكنني التخفّي في الظلام، وسيسهل انتقاء هالة الخصم"
    Mıknatıslı anomalinin yakınında, büyük metal bir tüp. Denizaltının nereye gittiğini gören başka kimse var mıdır acaba? Open Subtitles انبوب معدني ضخم على مقربة هالة ممغنطة هلا توقع أحد بطريقة سيرها؟
    Zaten yeni filtrelerle bile kapanmış bir anomaliden manyetik değer okuyacak değiliz. Open Subtitles أتعلمين, ليسَ من المرجح أن نعثر على آثار مغناطيسية من هالة مغلقة حتى بوجود هذهِ الفلاتر الجديدة
    Kendi anomalisini nasıl açacağını biliyor, zira ona yolunu gösterdim. Open Subtitles ويعرف كيف يفتح هالة بسبب أنني أريته كيف يفعلها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more