"هايديس" - Translation from Arabic to Turkish

    • Hades
        
    Hermes ve Athena'nın yardımları ile Hades'in yanına indi ve tanıştı. TED نزل "هرقل" للعالم السفلي، بمساعدة "هرمس" و"أثينا"، لمقابلة "هايديس" شخصياً.
    Hades'e nasıl inilebilir ki? Open Subtitles كيف قدْ يكون ممكناً فحسب النزول ل(هايديس) ؟
    Hades'e inen ve sonra dönen insanların hikâyelerini duymuştum. Open Subtitles لقدْ سمعتُ قصصاً عنْ أُناسٍ نزلوا إلى (هايديس) وعادوا
    Persephone'nin Hades yollarının sırlarını müritlerine söylediğine inanılır. Open Subtitles يُعتَقَدُ بأنّها بيّنتْ أسرار (الطريق إلى (هايديس لأتباعها الأكثر ولاءً
    Hades'e inmemize yardımcı olabileceğini söylediler. Open Subtitles لقدْ قيلَ لنا إنّ بوسعكَ مساعدتنا (في النزول إلى (هايديس
    Arkadaşımızın hayatı bizim Hades'e inmemize bağlı. Open Subtitles حياة صديقتنا تعتمدُ على (نزولنا ل(هايديس
    Sonra ise Persephone sizi Hades'e yönlendirecek. Open Subtitles ثم إسمحوا ل(بريسافوني) بأن (تقودكم لأعماق (هايديس
    Hades'e geçmiş arkadaşlarını ya da akrabalarını selamlamak için gelmişler. Open Subtitles إنّهم هنا ليرحبّوا بأصدقائهم ...و أقربائهم الذين دخلوا (إلى (هايديس
    Kutuyu Hades'e Zeus gönderdi. Çünkü kutu içinde dünyadaki tüm kötülükleri barındırıyor. Open Subtitles (وضع (زيوس) الصندوق في (هايديس لأنّه يحتوي على كلّ شرور الأرض
    Kutuyu Hades'in en karanlık derinliklerinden almak için hayatlarımızı riske attık. Open Subtitles لقدْ جازفنا بأرواحنا للتو لنجلبه (من أعماق (هايديس
    Hades'te Kampe'nin barınağında bulabilirsiniz. Open Subtitles (موجودٌ في عرين (كيمب (في (هايديس
    Hades'te Kampe'nin barınağında bulabilirsin. Open Subtitles (إنّه موجودٌ في عرين (كامب (في (هايديس
    Hades'e inmek demek, kesinlikle ölmek demek. Open Subtitles (النزول إلى (هايديس يعني موتاً محتّما
    Hades'in karısı Persephone'nin hizmetkârı. Open Subtitles (إنّه خادم عروس (هايديس (بريسافوني)
    Hades'e inmek gayet basittir. Open Subtitles (النزول إلى (هايديس بسيطٌ للغاية
    Hades'e onun yanına gittiğinde yeminini tuttuğunu söylersin o zaman. Open Subtitles (إذاً ... فلتكُن واثقاً من إنّكَ ستخبر (بريسافوني ...إنّكَ حافظتَ على ذلكَ العهد (حينما تلتحق بها في (هايديس
    Orası Hades'in en karanlık, en derin noktası. Open Subtitles إنه المكان الأعمق و الأكثر ظلمةً ...(في (هايديس
    Hades'in en karanlık en derin noktası en çok eziyet çeken ruhların bulunduğu ızdırap dolu bir zindan mı? Open Subtitles المكان الأعمق و الأكثر ظلمةً" ..."(في (هايديس زنزانة معاناةٍ لأشدّ" "الأرواح تعذيباً
    Evet ama kutu Hades'e boşuna gönderilmedi. Open Subtitles نعم ... ولكنه أُلقي به في هايديس) لسبب وجيه)
    Hades'te. Open Subtitles (إنّه في (هايديس

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more