| İşte Başlıyoruz. Yarı finalin ikinci maçının ikinci raundu. | Open Subtitles | ها نحن ذا إنها الجولة الثانية من الدور نصف النهائي الكبير الثاني |
| Tamam çocuklar. Başlıyoruz. Yaptım. | Open Subtitles | حسناً يا رفاق , ها نحن ذا يجب هذا ان يعمل |
| Hadi bakalım. Kaldırın. Aferin kızım. | Open Subtitles | حسناً , ها نحن ذا ارفعوها , احسنت يا فتاتي |
| Devam et salla, işte böyle. - Vaav. - Oh. | Open Subtitles | واصلي الأهتزاز , ها نحن ذا هل تلك هديتي ؟ |
| İşte geldik, üçüncü ders, Fransızca. | Open Subtitles | ها نحن ذا في الدرس الثالث اللغة الفرنسية. |
| İşte oldu. Dürtüsü ve bir silahı varmış. | Open Subtitles | حسناً ، ها نحن ذا لقد حصلتِ على الدافع والسلاح |
| Polisin kibarca söylenişi. Dış-uzay polisinin. İşte gidiyoruz! | Open Subtitles | اسم أنيق للشرطة شرطة الفضاء الخارجي، ها نحن ذا |
| Al bakalım. Beyler ve bayanlar, yaklaşın. | Open Subtitles | ها نحن ذا سيداتى وسادتى تقدموا |
| Aha, yine Başlıyoruz, bu saçma işe başladığından beri hep acelemiz var... | Open Subtitles | ها نحن ذا مجداً ، دائماً متعجلة مذ بدأت ذلك العمل اللعين... |
| Tamam. Pekâlâ, tamam. İşte Başlıyoruz. | Open Subtitles | كل شيء سيكون على ما يرام حسنٌ، ها نحن ذا |
| İşte yine Başlıyoruz. | Open Subtitles | أوه، ها نحن ذا إذاً، لا يجب أن نثق برجال الشرطة |
| Pekala, işte Başlıyoruz. | Open Subtitles | يجب أن أذهب بعيداً عن الجسر حسناً , ها نحن ذا |
| Hadi bakalım. Eller birlikte, hazır mısınız? | Open Subtitles | هيا بنا مجموعة من الأيادي , ها نحن ذا , مستعدون ؟ |
| Hadi bakalım. Sizin zaten sevgililer gününü kutlamamanız gerekiyor. | Open Subtitles | ها نحن ذا انتم ايها الأطفال لايفترض بأنكم |
| Hadi bakalım. 2. virajı geçti. İşte, gambon'da. | Open Subtitles | ها نحن ذا, قادم من المنعطف قبل الاخير, هاهو منعطف غامبون |
| Tamam, onun yanında üç veya kız olsun. Haydi, haydi. İşte böyle. | Open Subtitles | حسنا , 3 أو 4 معه , لنذهب هيا , ها نحن ذا |
| İşte böyle. Basit bir görsel sunum. Dikkatle dinlemen önemli. | Open Subtitles | ها نحن ذا أداة بصرية بسيطة من المهم أن توليني الاهتمام |
| Hiç kardeşim yoktu, işte böyle. | Open Subtitles | ليس لديّ أيّ إخوة وأخوات، لذلك ها نحن ذا |
| İşte geldik. Burası bizim bekletme alanımız. | Open Subtitles | حسنا , ها نحن ذا هذا نوعا ما منطقة تنظيم المعدات |
| İşte geldik. 1960'lar tüm tarihteki ve tüm evrendeki en mükemmel dönem. | Open Subtitles | ها نحن ذا في الستينات أعظم حقبة في تاريخ كل المجرات |
| - Tamam millet, sakin olun. Ben hallederim. Tamam, işte oldu. | Open Subtitles | حسناً ليهدء الجميع سأفعل هذا حسناً ها نحن ذا |
| Ofisimi buraya yapmak kimin fikriydi bilmiyorum ama işte gidiyoruz. | Open Subtitles | لا أعرف فكرة من هذه لوضع القهوة في الأعلى هنا لكن على أي حال ها نحن ذا إستمري في الصعود |
| Bilmiyorum. Al bakalım. | Open Subtitles | أو شيء لا اعرف ما تقصد به ها نحن ذا |
| İşte burada, ve şimdi en basit çözüme doğru gidiyoruz. | Open Subtitles | باختصار، المفهوم العام للقيم ها نحن ذا نحن نتجه نحو الحل الأكثر بساطة |
| İşte buradayız ve nihayet sizin için elimden geleni yaptım, artık dışarıya çıkıp kendi başınıza uçmak ve ölmek arasında seçim yapmalısınız. | Open Subtitles | ها نحن ذا في النهاية فعلت ما باستطاعتي من أجلكم الآن عليكم أن تذهبوا و تفكروا بأنفسكم حان الوقت للطيران أو الموت |
| İşte bu geldiğimiz nokta. | TED | إذًا، ها نحن ذا. |