10. sınıftayken tek sezonda en çok Gol atan oyuncuydu. | Open Subtitles | قام بتسجيل هبوط في موسم فردي في الصف العاشر |
Houston, M.E.T.'e Gol attık. | Open Subtitles | "هيوستن"، لدينا هبوط في "إم.إي.تي" |
İyi inişti çocuklar. Kim demiş penguenler uçamaz? | Open Subtitles | هبوط جيد يا رفاق من قال أن البطريق لا يمكنه الطيران |
Bunca saat sonra faaliyetlerinde azalma, ya da kan basıncında düşüş yok. | Open Subtitles | بعد كل هذه الساعاتِ لا يوجد هبوط في النشاطِ، و لا هبوطَ في ضغطِ الدم. |
Sana o hediyeyi getirmeden Kralın Şehri'ne dönmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أعود إلى هبوط الملك حتى لدي ذلك بالنسبة لك. |
Tansiyonu kritik seviyede kan basıncı 60/30 ve hızla düşüyor. | Open Subtitles | إستجابة ضعيفة وضغط الدم ستون على 30 مع هبوط حاد |
Bir inişe geçtiğinde, sonunda bundan çıkarsın. | Open Subtitles | عندما تكوني في هبوط مفاجئ ستخرجين منه في النهاية ولن تستسلمين |
Lonhhorn'a başka bir Gol daha. | Open Subtitles | يدور. أوه، وآخر هبوط لونغورن. |
Gol Tony Nathan! | Open Subtitles | هبوط توني ناثان. |
Gol kralı Tony Nathan. | Open Subtitles | هبوط توني ناثان. |
Aslında benim için oldukça iyi bir inişti. | Open Subtitles | فى الواقع هذا كان أفضل هبوط لى |
İyi inişti, beyler. | Open Subtitles | هبوط رائع يا شباب |
Oldukça iyi. İyi inişti. | Open Subtitles | جيده جدا هبوط جيد. |
Hayır, borsada borsada minik bir düşüş yaşandı ve 13 milyon dolar kaybettim. | Open Subtitles | كلا , حدث هبوط بسيط بالسوق وخسرت 13 مليون دولار |
Sert bir düşüş. | Open Subtitles | يأتي كينيلي وهو مقلع ومتوجه نحو هبوط حادّ |
Ona morfinik reseptörleri bloklayan bir ilaç verdikten sonra, buradaki dopamin seviyesinde bir düşüş fark ettim. | Open Subtitles | بعد اعطائه المخدر الذي يوقف مفعول المخدر الاخر لقد لحظت هبوط في مستوي الدوبامين هنا |
Bu yaratıklar Kralın Şehri'ne ateş kusarken orada duracak değilim. | Open Subtitles | أنا لن يكون حول عندما تلك الأشياء بدء البصق النار على هبوط الملك. |
Kahretsin, oksijen seviyesi düşüyor. Yoldan çekil tatlım, haydi! | Open Subtitles | تباً، معدل الاكسجين في هبوط ابتعدي عن الطريق يا حلوتي |
Şu anda Ay'a ilk inişe yalnızca on iki saat uzaklıktayız | Open Subtitles | نحنالآنعلىبعد أثناعشرساعه من أول هبوط على سطح القمر |
Büyük bir iç kanama geçiriyordu. Kan basıncının hızla düşmeye devam ettiğini fark ettik. | Open Subtitles | لقد أدركنا ان ضغط الدم لديها كان في حالة هبوط شديد |
Kurtarma helikopteri sahile indikten sonra gitmek için ricada bulunmuştum. | Open Subtitles | لقد طلب مني المغادرة بعد هبوط مروحية الإنقاذ على الشاطئ |
Denize zorunlu iniş yaptığımız takdirde, sana hayatta bir şey olmaz, bence. | Open Subtitles | فى حاله وجود هبوط مائى أنت مقضى عليك على الرغم من ذلك |
Şey, 10 yıl aldı, ama ilk uçak kaza inişimizi yaptık. | Open Subtitles | حسناً، إستغرق الأمر 10 سنوات ولكننا توصلنا إلى أول حادث هبوط |
Mulder'ın bir damla daha su almasına izin vereceğimi düşünüyorsan avucunu yalarsın. | Open Subtitles | إذا تعتقد ذاهب إلى دع مولدر عنده هبوط آخر! |
Meteor yağmurunun, bir uzay gemisinin inmesi için mükemmel bir örtbas olduğunu düşünmüşümdür hep. | Open Subtitles | راودتني دائماً فكرة أن سيل النيازك كان أمراً مثالياً لتغطية هبوط مركبة فضائية على الأرض |
Bu, stok piyasası tarihindeki en büyük tek günlük düşüştü. | Open Subtitles | كانت أكبر نسبة هبوط مئوية خلال يوم واحد فى تاريخ سوق الأسهم |
Geçiş dönemlerinde her zaman inişler çıkışlar olabilir. | Open Subtitles | دائماً هناك صعود و هبوط خلال الفترات الإنتقالية |
Wagner dört yıl önce Uzay mekiğinin dünyaya acil inişi sırasında büyük cesaret gösterdiği zaman ulusal kahraman olmuştu | Open Subtitles | اصبح واجنر بطل وطني قبل أربعة سنوات عندما قام بعمل شجاع هبوط اضطراري في المكوك الفضائي أثناء اعادة دخول |