| Sonunda hak ettiğin güzel bir hediye için yeterli para biriktirdiğimi düşünmüştüm. | Open Subtitles | إعتقدت أني أخيراً قد وفرت المال الكافي لأشتري إليكي هدية جميلة تستحقينها |
| Yarın onlara güzel bir hediye yollarım. | Open Subtitles | عظيم، فكرة رائعة غدا سنبعث لهم هدية جميلة |
| - güzel bir hediye. - Öyleyse neden bana geri veriyorsun? | Open Subtitles | ـ كانت هدية جميلة منك ـ ولكن لماذا أعدتها لي؟ |
| Özel durumlardan paylaşılmak üzere verilmiş çok güzel bir hediye. | Open Subtitles | أجل، هدية جميلة جدًا لتُحتسى في مناسبة خاصة جدًا. |
| Sonra Pazar günü gelip seni göreceğim ve eğer iyi olursan Noel'de sana çok hoş bir hediye vereceğim. | Open Subtitles | و في يوم الأحد سأأتي و أراكِ. و ثم إذا كنتِ جيدة جداً في الكريسماس سأهديكِ هدية جميلة جداً. |
| Söz veriyorum, sana güzel bir hediye alacağım. | Open Subtitles | أنا أعدك بأنني سأحضر لك هدية جميلة |
| Sana güzel bir hediye almak istedim ama işte, ne bileyim. | Open Subtitles | أنا فقط أردت أن أعطيك هدية جميلة جداً |
| - O kemik güzel bir hediye. - Sikik bir hediye bu! | Open Subtitles | العظمة تمثل هدية جميلة - إنها هدية سيئة - |
| Madam. Kapil için gerçekten güzel bir hediye. | Open Subtitles | سيدتي ، هذه هدية جميلة حقا لكابيل |
| Eğer Jenny'ye güzel bir hediye alırsan... ki mutlaka almasın, çünkü hak ediyor... denklemin içine para sokmuş olacaksın ve bu herşeyi değiştirir. | Open Subtitles | لعلمك، لو .. لو إشتريت هدية جميلة لـ (جيني) ويفترض بك ذلك، لأنها تستحقها ستقحم المال في المعادلة، و هذا يغيّر كل شيء |
| Kevin size Paris'ten çok güzel bir hediye sepeti yollamış. | Open Subtitles | سلة هدية جميلة أرسلها لك كيفن من باريس. |
| Bu ne güzel bir hediye! | Open Subtitles | يالها من هدية جميلة |
| - Kocaman görünüyor, güzel bir hediye olmalı. | Open Subtitles | -يبدو كبيراً، قد يكون هدية جميلة |
| Karım için güzel bir hediye. | Open Subtitles | . هدية جميلة للزوجة |
| Sana güzel bir hediye. | Open Subtitles | هدية جميلة لك شكرا لك |
| Yine de Ade'e güzel bir hediye almalısın. | Open Subtitles | لكنك مازلت بحاجة لتحضر لـ (آيد) هدية جميلة |
| Ama yine de çok güzel bir hediye. | Open Subtitles | على كل ما زالت هدية جميلة |
| Çok güzel bir hediye. Aile yadigârı. | Open Subtitles | هدية جميلة , إنها إرث عائلي |
| İşte bu, hoş bir kız için, hoş bir hediye. | Open Subtitles | ... تفضلي و خذيها إذاً هدية جميلة لفتاة جميلة |
| İpek şal ise her zaman hoş bir hediye olur. | Open Subtitles | وشاح الحرير دائما يعتبر هدية جميلة |
| Yine de, sana çok hoş bir hediye göndereceğim. | Open Subtitles | سأرسل لك هدية جميلة للغاية. |