"هدّدت" - Translation from Arabic to Turkish

    • tehdit etti
        
    • tehdit ettin
        
    • tehdit etmiş
        
    • tehdit ettiniz
        
    • tehdit ettim
        
    Belki bu ilişkiyi açıklamakla tehdit etti ve o da, sessiz kalması için onu öldürmeye karar verdi. Open Subtitles ربّما هدّدت بفضح العلاقة وقرّر أن يقتلها للحفاظ على هدوئها.
    Onunla yatmaya devam etmezsem beni cinsel tacizden rapor etmekle tehdit etti. Open Subtitles لقد هدّدت بتقديم بلاغ حول تحرّش جنسي إذا لم أواصل مُعاشرتها.
    Bir ay kadar önce, annesi, Brad'le bir daha konuşursam beni öldürmekle tehdit etti. Open Subtitles قبل شهر هدّدت والدته بقتلي إن خاطبته مرة أخرى
    Onu dava etmekle tehdit ettin. Ama bunu yapmamı sen söylemiştin. Open Subtitles هدّدت بمقاضاتها لكنّك اخبرتنى ان أقول ذلك
    Ve bir hafta önce ondan ayrılmaya çalıştığında Tessa onu kız arkadaşına söylemekle tehdit etmiş. Open Subtitles وأنّ عندما حاول الإنفصال عنها قبل أسبوع، لقد هدّدت بالذهاب لإخبار خليلته.
    Ne yaptınız, kızına tecavüz etmekle mi tehdit ettiniz? Open Subtitles ما الذي فعلته , هل هدّدت باغتصاب ابنته ؟
    Sadece... ..tehdit ettim, o kadar. Open Subtitles بل تقريباً هدّدت بذلك.
    Bir ay kadar önce, annesi, Brad'le bir daha konuşursam beni öldürmekle tehdit etti. Open Subtitles قبل شهر هدّدت والدته بقتلي إن خاطبته مرة أخرى لكنكِ فعلتِ ذلك
    Çünkü sosyal hizmetliden telefon gelmeden hemen önce Savunma Dairesinden gelen avukat seni zor kullandığından ötürü suçlamakla tehdit etti. Open Subtitles لمَ تسأليني ذلك؟ لأنّ قبل المكالمة الهاتفيّة من العاملة الإجتماعيّة، محامية من مكتب الدفاع العام، هدّدت بإتهامكِ بإستخدام القوّة المفرطة.
    Bu gece sizi kendi çikari için yerin dibine sokacagina dair tehdit etti mi etmedi mi? Open Subtitles هل هدّدت بتدميركم في الحفل الخيري الليلة أم لا؟
    Geçen sefer bizi tehdit etmişti. Ama bu sefer tüm krallığı tehdit etti. Open Subtitles المرّة الماضية هدّدتنا نحن هذه المرّة هدّدت المملكة بأسرها
    Neler yaptığımı anladı ve beni yönetime şikayet etmekle tehdit etti. Open Subtitles لقد اكتشفت ما فعلت، ثمّ هدّدت أنّها ستُسلّمني لإدارة المدرسة إذا لمْ أساعدها.
    O donmuş koşullar Dünya'daki hayatın varlığını tehdit etti. Open Subtitles هذه الظروف المتجمدة هدّدت بوجود... الحياة على كوكب الأرض...
    Onları anlaşmalarına göre burada tutmaya çalıştık ama Zitek dava ile tehdit etti onlar da grubu dağıtmayı tercih edip ayrıldılar. Open Subtitles حاولنا إلزامهم بعقدهم معنا لكن هدّدت منشأة "زايتيك" برفع دعوى قضائية لذا رحلوا عوضاً أن يكونوا مشبوهاً بأمرهم
    Kendini öldürmekle tehdit etti. Open Subtitles هدّدت بقتل نفسها
    Ve onu kovacak olursanız, olanları Bay Meier'e söylemekle tehdit etti. Open Subtitles و قد هدّدت بإخبار السيد (ماير) إن قمتَ بطردها
    Anlattıkların doğruysa, neden Stan'in karısını tehdit ettin? Open Subtitles حسناً، لو كان ذلك صحيحاً، فلمَ هدّدت زوجته؟
    Az önce bir personeli tehdit ettin. Open Subtitles يا رجل، لقد هدّدت لتوّك موظفًا حكوميًا أثناء تأدية عمله
    Amber öğrenince onu ele vermekle tehdit etmiş, o da kızı öldürmüş. Open Subtitles وبمجرّد أن إكتشفت (آمبر) ذلك، هدّدت بالإبلاغ عنه، -وقتلها
    - Bayan Charters'ı tehdit ettiniz mi ? Open Subtitles - هل هدّدت دساتير الرمية الخاطئة أبدا؟ هدّد؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more