Bilirsin, kadınlar biraz zarafetten hoşlanırlar. Bu daha romantik. | Open Subtitles | النساء يحببن القليل من التأنق هذا أكثر رومانسية |
Bu daha çok tüylü... bir çeşit gibi. | Open Subtitles | هذا أكثر من الفرويين ريشة تشكيلة فريزاموبل |
Şu anda buna, senin benden daha çok ihtiyacın var. | Open Subtitles | أظن انه في هذا الوقت .. تحتاجين هذا أكثر مني |
Sanırım bu şimdiye kadar en çok eğlendiğim olay. Biliyor musun? | Open Subtitles | أعتقد أن هذا أكثر شيء متعةً قد قمت به، كما تعلم؟ |
Bu aşamada, bir şirket kurmaya ve bunu daha ileri götürmeye karar verdik çünkü belli ki bu sadece basit bir tıknaz iki ayaklı. | TED | الآن ، في هذه المرحلة ، فقد قررنا إنشاء شركة وتطوير هذا أكثر لأنه من الواضح أن هذا كان مجرد جسم قصير ذو قدمين. |
Bu çok daha sıradan bir şey. Sevişmek isteyen bir milyarder. | Open Subtitles | هذا أكثر دنيوية ملياردير يريد التعرف على نساء |
Senin konumundaki çoğu kişiden daha fazla kazandın, inan bana. | Open Subtitles | هذا أكثر مما يجنيه معظم من هم بمركزك، ثق بي |
Batı Otoyolu'nda bu kadar kötü biçmiyorlar. Ama neden? | Open Subtitles | هذا أكثر مما يفعلوه على تعديلات الطريق الغربي السريع |
Siz ikiniz bunu herkesten daha iyi bilirsiniz, değil mi? | Open Subtitles | أنتما تعرفان بشأن هذا أكثر من أي أحد آخر، صحيح؟ |
Galiba, Bu daha basit bir şey. Taşikardi ya da nöbetler gibi. | Open Subtitles | أظن هذا أكثر أساسية إنه فقط الخفقة و النوبات |
Bakın, daha sonra Bunun için çok vaktimiz olacak. - Şimdi Bu daha önemli. | Open Subtitles | هناك متسع من الوقت لذلك لاحقا هذا أكثر أهمية |
Bence şu anda Bu daha önemli senin için. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا أكثر أهمية بالنسبة لكِ الأن. |
Bu daha çok senin problemin. Onlara söyledin mi? | Open Subtitles | أعتقد أن هذا أكثر ل كنت من المشاكل أن نكون صادقين |
Bu daha da garipleşebilir mi acaba? Sanırım evet. Sanırım bütün bu kiremitler birer tuzak kapısı. | Open Subtitles | هل يمكن أن يصبح هذا أكثر غرابه؟ أعتقد ذلك أعتقد أن كل هذا البلاط هو فخوخ |
Unutmayın ki, Janet'ın buna sizden daha çok ihtiyacı var. | Open Subtitles | الشيء الذي عليك تذكره أن جانيت تحتاج هذا أكثر مِنك |
Fiyatlar kanunun bu tarafında biraz yüksektir.Parçalara bölüp gram olarak sattığında şu ankine göre daha çok para eder. | Open Subtitles | يُسعّر بأعلى بقليل بما إنه غير قانوني عندما تفرق ال3 أونصات , وتبيعه بالقرام هذا أكثر بكثير من عرضك |
bunu daha somut hale getirmek için, en çok izlenen ve en az izlenen TED Talk'larda en çok öne çıkan on kelimeye göz atalım. | TED | الآن، لجعل هذا أكثر تركيزاً، لنلقي نظرة على قائمة العشرة الأولى من الكلمات التي ترتبط إحصائياً مع أكثر محادثات تيد تفضيلاً وأقل محادثات تيد تفضيلاً. |
Günün sonuna kadar bunu doldurabilir miyim diye bakacaktım ama Bu çok daha ilginç oldu. | Open Subtitles | كنتُ سأرى ما إذا كان بمقدوري الشطب عليهم كلهم قبل نهاية اليوم الدراسي. لكن هذا أكثر تشويقًا. |
Ama belki de bu bakkal dükkanını bahsettiğinden daha fazla seviyorsundur. | Open Subtitles | لكن ربما تحبّ متجر البقالة هذا أكثر مما قلت أنك تفعل |
Babam ancak bu kadar hoş görülü olabilir, bunu bir iltifat olarak kabul et. | Open Subtitles | هذا أكثر تسامح ممكن من أبي. يجب أن تشعر بالاطراء. |
Göğüslerimizi beraber yaptırdık. Sen daha iyi bilirsin. | Open Subtitles | لقد أجرينا عملية تكبير الأثداء سوياً أنت تعرفين هذا أكثر من أى شخص |
bu en önemli şeydir. Bu olmadan,hiçbir şey yapamazsın. -Tamam. | Open Subtitles | هذا أكثر شي أساسي بدونه لا يمكنك فعل شيء |
Hadi ama Bunun üstünden en az bir yıl geçti. | Open Subtitles | بالله عليك , لقد مضى على هذا أكثر من سنة |