Bütün Bu güzellik, fayda ve zenginlikle matematik gerçekten daha çekici görünüyor. | TED | الآن مع كل هذا الجمال والفائدة والثروة، تبدو الرياضيات أكثر إثارة. |
Bu güzellik, bu hayat görüşü Fransa'dan doğmadır. | Open Subtitles | هذا الجمال , هذه الرؤيه للحياه التى ولدت من رحم فرنسا |
Tüm Bu güzellik yorucu olabiliyor. | Open Subtitles | إنّه جميل جدًّا. كلّ هذا الجمال قد يكون مُرهقًا. |
Gelip bu güzelliği yaşamak istiyorlar ama bozulmamış olsun istiyorlar. | Open Subtitles | يأتون لتجربة هذا الجمال لكنهم يريدون هذا الجمال غير ملوثاً |
Bu yüzden birazcık geri kalanlar bu güzelliği yakalamayı ve zevk almayı imkansıza yakın görüyor. | TED | لذا فإن من يتخلفون قليلًا يجدون صعوبة بالغة في التعويض عن ذلك ليقدروا هذا الجمال. |
O güzelde, onun aşkında bulacağı renklerdi | Open Subtitles | " أن يجد طعم الحبّ في هذا الجمال " "وتكون الجميلة ملكة قلبه" |
Bütün bu güzellikler ve servet için sizin Çar'ı eleştirdiğimde yanılmışım. | Open Subtitles | كنت مخطئاً عندما كنت أنتقد قياصرتكم على كل هذا الجمال والترف |
Böyle bir güzellik karşısında dans etmeyi reddetmeyeceğinize eminim. | Open Subtitles | أنا واثق أنك لا تستطيع أن ترفض الرقص وكل هذا الجمال أمامك |
Ve o geceye kadar tüm Bu güzellik sadece bir vaat olacak. | Open Subtitles | و لحين تلك الليلة كل هذا الجمال سيبقى مجرد وعد |
Bu güzellik -- bu evrensel güzellik -- dünyayı değiştirebilecek nadir şeylerden biridir. | TED | حسنًا، هذا الجمال ... هذا الجمال الكوني، كما ينبغي أن أقول عنه.. هو أحد الأشياء القليلة التي يمكنُ أن تغير العالم. |
Bu güzellik ulusal müzeye ait. | Open Subtitles | هذا الجمال يعود للمتحف الوطني. |
Bu güzellik 20 milyon paskal üflüyor. | Open Subtitles | تبلغ قيمة هذا الجمال ثلاثة الآف باوند. |
Bu güzellik yalnızca onun için. | Open Subtitles | هذا الجمال له وحده |
İşte Bu güzellik. | Open Subtitles | حسناً الآن، هذا الجمال |
Çünkü ben burada oturmuş bu güzelliği yaratmak için götümü yırtıyorum. | Open Subtitles | عندما أنتهي من هنا بينما أن أعمل بجهد كبير لكل هذا الجمال |
Ve ondan sonra bu güzelliği serbest bırakmak... ve bana teslim etmek için arzularına engel olamazlar. | Open Subtitles | حتي ليطغي علي .كل شيء آخر وعنـدئذ، لا يمكنـهن ...تفادي تلك الرغبة بتحرير هذا الجمال .لكي يغمرونني فيه |
bu güzelliği korumalıyım bizzat kendim. | Open Subtitles | سأبقي هذا الجمال بِمأمن هنا في شخصيتي |
bu güzelliği gördükçe gözlerime ağrılar giriyor. | Open Subtitles | عيناي تؤلمني من رؤية كل هذا الجمال |
O güzelde, onun aşkında bulacağı renklerdi | Open Subtitles | " أن يجد طعم الحبّ في هذا الجمال " "وتكون الجميلة ملكة قلبه" |
Bütün bu güzellikler kaybolacak ve kendi zaman dilimimizdeki Dünya kayıp dünyalar arasındaki yerini almış olacak. | Open Subtitles | كل هذا الجمال سيندثر و أرض لحظتنا هذه ستأخذ مكانها بين العوالم المفقودة. |
Sizi şaşırttığım için bağışlayın ama siz de beni şaşırttınız, çünkü daha önce hiç Böyle bir güzellik görmedim. | Open Subtitles | سامحيني يا أميرة لأني فاجأتك، فأنت أيضاً فاجأتني فلم أر من قبل مثل هذا الجمال المشع |
Böylesine güzelini bu saatte nereden buldun? | Open Subtitles | أين وجدت هذا الجمال الفاتن في ساعة واحدة فقط |
Bir saattir yürüdüğümüzü biliyorum ama Şu güzelliğe bakınca buna değdi diyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أعلم بأننا نمشي منذ ساعة , لكن الأمر يستحق عندما تنظر إلى هذا الجمال , صحيح ؟ |