"هذا الشيء الذي" - Translation from Arabic to Turkish

    • bu şey
        
    • o şey
        
    • o şeyi
        
    bu şey, senin ve benim insanlarımı öldüren diğer taraftan. Open Subtitles هذا الشيء الذي قتل رجالك ورجالي هو من الجانب الآخر
    Yani, bu kütüphaneyi geminin tabanına oturtun -- işte bu şey o kadar büyük olacaktı. TED إذن، ضعوا هذه المكتبة في قاعدة المركبة الفضائية هذا يوضح لنا ضخامة هذا الشيء الذي قمنا بعمله.
    Ama, çağrılan bu şey kaleyi bütünüyle yutacak kadar büyükmüş. Open Subtitles ولكن ,هذا الشيء الذي إستدعاه كبير كفاية مما يمكنه من إبتلاع كامل القلعة
    o şey kemer tokasına mı benziyordu? Open Subtitles هذا الشيء الذي يشبه حزام ربط حزام الأمان؟ مشبك معدني لحزام؟
    o şey seni kahrolası domuz kıyması gibi küçük parçalara ayırmıştı, Jerry. Open Subtitles او هذا الشيء الذي حولك الي اشلاء من اللحم المفروم
    Onlara dilinle yaptığın o şeyi anlat. Open Subtitles قل لهم حول هذا الشيء الذي تفعله بلهجتك
    Gördüğün gibi bu şey dokunan tüm canlıları öldürüyor. Open Subtitles المتطوعين، يرغبون برؤية هذا الشيء الذي يقتل أي شيء يلمسه
    bu şey pizza kutusundan çıkan peynirin kapağa yapışmasını önleyen parça. Open Subtitles هذا الشيء الذي يوضع في علبة البيتزا لمنع حدوث التصاق بين الجبنة و الغطاء
    bu şey her neyse Bu , şu anda aramızda oluyor bu gerçek . Open Subtitles مهما يكن هذا الشيء الذي يحدث بيننا إنه حقيقي
    Dışarıdan gördüğüm bu şey nedir? Open Subtitles ماهو هذا الشيء الذي أراهـ عن طريق النافذة على جدارك؟
    Karnındaki bu şey ile anlaşma sağlayacağım göreceksin. Open Subtitles ‫سأرى كيف يمكنهم التعامل ‫مع هذا الشيء الذي في بطنكِ
    Ama senin hissettiğin bu şey kafanın içinde. Open Subtitles لقد ضاعت، حسنًا؟ لكن هذا الشيء الذي تشعر به
    Neymiş peki görmeni istemedikleri bu şey? Open Subtitles إذن ما هذا الشيء الذي لا يريدونكِ أن تريه؟
    bu şey, mahzenindeki yerlilerle taşınmış. Bence o cehennemde yapıldı. Open Subtitles هذا الشيء الذي جيء به مع قاطنة قبوك، أظنه صُنع في الجحيم.
    Elbiselere koyduğun o şey neydi? Open Subtitles ما هذا الشيء الذي كنتي تضعينه في ملابسنا؟
    Umarım tekne dediğin o şey bizi 36 saatte nehrin yukarısına götürür. Open Subtitles أنا أتمنى حقًا أن هذا الشيء الذي تعتبرونه قارب يمكنه أخذنا إلى الشاطيء في 36 ساعة
    - Hayır, ama o şey verdi onlar Chris bize attı olduğunu, o yeraltı kişiler ile bir kurşun alabilir umuduyla, biliyor musun? Open Subtitles لا ، لكنني أعطيت هذا الشيء (الذي رموه علينا لـ (كريس أتمنى أن يجد خيط يدلنا عليهم في العالم السفلي ، أتعلم ؟
    ... Ilgi onu bilmek sana uyandırıyor o şey Şey... Open Subtitles حسنا ... أنا لا أعرف هذا الشيء الذي يستحث فيك الاهتمام ...أن تعرفها
    Camdaki o şeyi gördün mü? Open Subtitles هل رأيت هذا الشيء الذي ظهر في النافذة؟
    Kazanmamızın tek yolu içerideki o şeyi öldürmemek. Open Subtitles و هو بعدم قتل هذا الشيء الذي بالداخل - .. حسناً -
    Malick'i, planlarını ve geçitten getirdiğiniz o şeyi. Open Subtitles عن (مالك) وخطته بشأن هذا الشيء الذي أعدتموه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more