Bu küçük dostumuzun öksürüyor. İlaç dolabında ona uygun ilacın var mı? | Open Subtitles | هذا الصغير لديه بعض السعال هل لديك اى شىء فى دولاب الدواء |
Bu ABD Tarım Bakanlığı'nın porsiyon büyüklüğü, Bu küçük ufak şey. | TED | هذا هو حجم الحصة الغذائية لوزارة الزراعة الأمريكية , هذا الصغير جداً |
Bu ufaklık sanki midesi sırtına yapışmış gibi yemek yiyor. Evet. | Open Subtitles | هذا الصغير كان يأكل وكأن سرته كانت ملتصقة بظهره |
Çünkü Bu ufaklık fünyeleri fazla sıktı. Hayatta patlamaz. Bu adamdan hayır yok. | Open Subtitles | هذا الصغير قد حزم الفيوزات بشكل خاطئ وستنفجر |
Ama Bu yavru, bir yetişkini işin nasıl yapılması gerektiğini göstermesi için ikna etmiş. | Open Subtitles | لكن هذا الصغير أقنع بالغاً ليطلعه على ما يفعل. |
Sence de Bu çocuk naruto yemek istemiyor mu? | Open Subtitles | ألا يبدو هذا الصغير وكأنه يريد أكل الناروتو؟ |
Bu bebek tırı sürerken... yapacağın tek şey arkana yaslanmak ve kıçının büyüdüğünü hissetmek. | Open Subtitles | مع هذا الصغير الذي يقود لك كل ماعليك هو أن ترجع ضهرك الي الخلف وتستريح |
Bu küçük bir gendir. Küçük ve kötüdür. | TED | انه هذا الجين .. اعني هذا الصغير الشرير |
Onu neredeyse unutmuştum. Bu küçük değersiz şey için para bulabilirim. | Open Subtitles | نسيته تقريبا.سأكون قادرا على احضار المال من هذا الصغير. |
Parmak arası terliklerden öğrendiğim kadarıyla Bu küçük ip orana burana bakteri taşıyormuş. | Open Subtitles | أحيانا نتعرف على العدوى بالطريقة الأصعب هذا الصغير يشبه خط قطار يحمل البكتيريا من المهبل إلى فتحة شرجك |
Eminim ki pek yakın bir zamanda Bu küçük dostumuz çok meşhur olacak. | Open Subtitles | انا متأكد انة فى المستقبل القريب هذا الصغير سيكون معروف جداْ |
Çünkü Bu ufaklık fünyeleri fazla sıktı. Hayatta patlamaz. Bu adamdan hayır yok. | Open Subtitles | هذا الصغير قد حزم الفيوزات بشكل خاطئ وستنفجر |
Bu ufaklık acıkmış ve bunu babasının ayaklarını kemirerek ve yanında çırpınarak anlatıyor. | Open Subtitles | هذا الصغير جائع ويخـبر أباه .. بقضم سيقانه وإهتزاز جسمه أيضاً |
Bence Bu ufaklık ayakkabılarını nasıl giyeceğini biliyor. | Open Subtitles | أعتقد بأن هذا الصغير يعرف كيف يرتدي حذائه |
Bu yavru fil hayatı boyunca, birçok kez bu zorlu yolculuğa çıkacak. | Open Subtitles | خلال حياته الطويلة سيقوم هذا الصغير بهذه الرحلة عدة مرات |
Bu çocuk bunu sizden öğrenmezse, benden öğrenmelerinden emin olmak için orada olacağım. | Open Subtitles | , واذا لم يتعلم هذا الصغير منكِ ذلك فسأكون هناك لأتأكد من ان يتعلم ذلك مني |
Bu bebek jet metalinden suni damara kadar her şeyi test edebiliyor. | Open Subtitles | يأخذنا خطوات أقرب لم نصل إليها هذا الصغير يختبر كل شيء من خلال الاطارات المثبتة في المعادن |
Bu çocuğu böyle beslememeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن أتوقف عن إطعام هذا الصغير |
Pekala Matty Bu bebeği bir gezintiye çıkaralım. | Open Subtitles | حسنا, ماتي, دعنا نأخذ هذا الصغير فى جولة |
Gitmem gerek. bu çocuğun omzunu yerine tak, olur mu? | Open Subtitles | هلا اخذت هذا الصغير الى مكانه ، لو سمحت ؟ |
Bu delikanlıya göre, yeniden doğmuş Hektor'muşsun sen. | Open Subtitles | هذا الصغير يصر على أنك (هيكتور) وعدت من جديد |
Biliyorum, aptalca geliyor ama o küçük çocuğu özleyeceğim. | Open Subtitles | أعلم أن هذا سيبدو سخيفًا ولكني سأشتاق إلى هذا الصغير |
Ancak bu genç, fırsatı fark eden tek sakallı akbaba değil. | Open Subtitles | لكن لم يكن هذا الصغير بالنسر الملتحي الوحيد الذي رصد الفرصة. |
Bu küçüğün ataları, milyonlarca yıldır... böyle ormanlarda yaşadı. | Open Subtitles | أجداد هذا الصغير عاشوا في الغابات مثل هذه لملايين السنين. |
Acaba bu bebeğin annesinin cansız bedenine sarılmasını sağlayan bir tür sevgi mi? | Open Subtitles | هل هو نوع من الحب ؟ ذلك الذي يبقى هذا الصغير متعلقا بفراء أمه الميتة ؟ |
bu yavrunun karşısına çifte bela çıkmış. | Open Subtitles | يوشك هذا الصغير أن يواجه مشكلة مضاعَفة |
Fakat üzülmene gerek yok çünkü kaputun altında bu ufaklığı buldum. | Open Subtitles | لكن أحتفظ بهذا العبوس على وجهك لأني وجدتُ هذا الصغير مخبئ في السيارة |