bu öğleden sonra bir hayal kurdum bir gün burada, Detroit'te... | Open Subtitles | كان عندي حلم هذا الظهر انني احلم ان هنا في ديترويت |
bu öğleden sonra kızlarımın futbol takımına koçluk yapmam gerekiyor. | Open Subtitles | مفترض أن أقوم بتدريب فريق كرة قدم إبنتي هذا الظهر |
Hiç kimse gerçekten bu öğleden sonra orada neler olduğunu bilemez. | Open Subtitles | لا احد يعرف بالضبط ما الذى حدث هناك هذا الظهر |
bu öğleden sonra sana bir şey söylemek istemiştim ama ayrılacağını duyunca vazgeçtim. | Open Subtitles | هذا الظهر أردت قول شيء لك وعندما عرفت بمغادرتك تراجعت |
Erkek arkadaşını, bu öğleden sonra eve gitmek üzere bir uçağa bindiriyorlar. | Open Subtitles | سوف يضعون حبيبك في الطائره كي يعود الى المنزل هذا الظهر |
bu öğleden sonra yer radarı kullanarak mülkünüzde bir arama yaptık. | Open Subtitles | لقد أصدرنا مذكرة بحث على أملاكك هذا الظهر بإستعمال مستطلع إختراق الأرض |
Meade'in yeni finans müdürü Connor Owens'ın bu öğleden sonra uzun süre Condé Nast'la görüştüğünü doğruladı. | Open Subtitles | ان المدير التنفيذي المالي "كونور اوينز" اجتمع مع شركة"كانديناست" لعدة ساعات هذا الظهر |
bu öğleden sonra sosyal hizmetler onu bir huzurevine yerleştirecek. | Open Subtitles | الخدمات الإجتماعية قادمة بعد هذا الظهر |
Anlıyorum. Jordan aradı. bu öğleden sonra geleceğine emin olmak istiyor. | Open Subtitles | ولكن (جوردن) أتصلت وقالت تريد رؤيتك هذا الظهر |
bu öğleden sonra neredeydin Patrick? | Open Subtitles | أين كنت هذا الظهر " باتريك " ؟ |
bu öğleden sonra neredeydin? | Open Subtitles | أين كنت هذا الظهر ؟ |
Ve bu öğleden sonra kullandığın? | Open Subtitles | وإستعملته هذا الظهر ؟ |
bu öğleden sonra gidiyorum. | Open Subtitles | مخطط لي ان اغادر هذا الظهر. |
Brenasolo Karteliyle çalıştıklarını düşünüyorduk ama bu öğleden sonra bulabileceğimiz bütün ipuçları yandı bitti kül oldu. | Open Subtitles | ( بأنهم قد يعملون مع تحالف ( بريناسولو لكن كل دليل لدينا . قد اختفى هذا الظهر |
Aslında Öğleden sonra diş doktoruna gideceğim. | Open Subtitles | في الحقيقة لابد أن أذهب إلى طبيب الأسنان هذا الظهر |