Cine neden ihtiyaç duyarlar? Liseden mezun olduğumda ben de Böyle miydim? | Open Subtitles | أبي، هل كنت أتصرف على هذا النحو حين تخرجت من المدرسة الثانوية؟ |
Adam ol ya da defol. Sen işleri işte Böyle yürütürsün. | Open Subtitles | تصرف بشكل صالح أو أرحل أدرت الأمور على هذا النحو هنا |
Bir kadın sana Böyle baktığında... genelde özel bir anlamı vardır. | Open Subtitles | عندما تنظر إليك إمرأة على هذا النحو فإن ذلك يعني شيئاً |
Eğer Öyle kalmasını istiyorsan o zaman bu işi halletmeme izin ver. | Open Subtitles | إن أردت ابقاء الأمر على هذا النحو فعليك أن تدعني اتولى هذا |
Sizlere olabildiğince stressiz bir ortam sağlayabilmek için bu şekilde tasarlandı. | Open Subtitles | صُمِّمَت على هذا النحو لتكون خالية من الإجهاد بقدر الإمكان لِتناسبكم. |
Pekala, sanırım böylesi daha iyi. | Open Subtitles | على هذا النحو تماما آه, حسنا, أعتقد أن هذا حسن |
- Bu çok , çok fazla. Böyle olma ahbap. | Open Subtitles | ذلك كثير, ذلك كلام كثير بربك, لاتتصرف على هذا النحو |
Bence etrafta Böyle dolandığımız sürece bize bir şey olmaz. | Open Subtitles | بالإضافة ، أظن أننا بخير مادمنا نتحرّك على هذا النحو |
Söylediklerin ne kadar güven verici olsa da birçok insan Böyle algılamaz. | Open Subtitles | يبدو ذلك مطمئناً الكثير من الأشحاص لا يرون الأمر على هذا النحو |
Benim gibi birini Böyle görmenin ne zor olduğunu bilirim. | Open Subtitles | انا اتفهم مدى صعوبه الاستمرار في رؤيتي على هذا النحو |
Uzun zamandır Böyle hissediyordum hep sorun bende diye düşündüm. | Open Subtitles | كنتُ أشعرُ على هذا النحو منذ وقتٍ طويل وظننتُ بأني |
Ve Elena benim onun ruhunu Böyle paramparça etmemi istemezdi. | Open Subtitles | ولا أظنّها كانت ستودّني أن أمحق روحه على هذا النحو. |
Böyle bir şey çıktı ortaya: İyi dinlenmiş bir şekilde uyan tabi ki iyi bir gece uykusundan sonra. | TED | وكان على هذا النحو : أستيقظ عند الشعور بالراحة بعد ليلة نوم جيدة. |
Şunu söylemeliyim ki STK dünyasındaki tecrübelerime göre bu her zaman Böyle olmuyor. | TED | عليّ أن أخبركم أن الأمر ليس على هذا النحو دائمًا من خلال تجربتي في عالم المنظمات غير الحكومية. |
Ve bu etki Böyle sürdü. Bu yüzden 2007 görüntüsü buna benziyordu. | TED | واستمروا على هذا النحو. هذه هي الاشكال والصور في 2007 |
Gidip keyfine göre kimseyi öldüremez. Bu işler Öyle işlemez. | Open Subtitles | لا يستطيع قتلها هكذا لا يتم الأمر على هذا النحو |
Fakat ayrıca, ağlar yalnızca yeni bir moda değil ve Öyle zannedip gözden kaçırmamız da kolay bir şey. | TED | ولكن الشبكات أيضا ليس فقط اتجاها جديدا، و من السهل جدا بالنسبة لنا رفضها على هذا النحو. |
Ve hepiniz Öyle ya da Böyle bilirsiniz ama bunu anlamak zor olabilir fakat anlamak zorundasınız. | TED | و لا يماثله أي نوع معروف مما حصل من تغيرات، لكن الإحاطة به صعبة وعلى هذا النحو أنتم تفهمونه في واقع أمره. |
Belki bu şekilde varlığını gösterirse... tekrar beraber geri döneceklerini sanıyor. | Open Subtitles | ربما يعتقد انه بعرض نفسه على هذا النحو سيجمعهم سويّة ثانية |
Dünyadaki herhangi bir jüri bile bunu bu şekilde anlar. | Open Subtitles | أي هيئة محلفين في العالم ستنظر للأمر على هذا النحو. |
Hayatta kalmak için insanlarla mesafemi açtım. bu şekilde kalmasını istiyorum. | Open Subtitles | لقد فعلتُ الكثير لأظلّ حياً أرزق، وأودّ البقاء على هذا النحو. |
Hepimiz için, böylesi daha güvenli. | Open Subtitles | وربما أكثر أمنا بالنسبة لنا جميعا على هذا النحو |
Zar ateş gibiydi, o da o şekilde sürmesini sağladı. | Open Subtitles | ، النرد كان مُشتعلاً و هي أحتفظت به على هذا النحو |