| Neil Gershenfeld: Bu harika. Dün gece prova yaparken, filleri izleyerek eğlendi. | TED | نيل: هذا رائع. عندما كنا نتمرن الليلة الماضية، كان مستمتع برؤية الفيلة. |
| Yani adamı tamamen yanlış tanımışım. Bu harika bir şey! | Open Subtitles | أعني, لقد إتخذتُ فكرة خاطئة عن هذا الرجل, هذا رائع |
| - Ve yeniden öyle olacak. - Bu harika, kızlar. | Open Subtitles | ــ و سيعود كما كان ــ هذا رائع, يا فتيات |
| Bu harika onun tuvalette oldugunu sandim bunu bir erkege söylesen,ona etkileyici gelir | Open Subtitles | أنت تمزح أليس كذلك؟ هذا رائع دانييل يحب جيمي وهي أطول منه بقدم |
| Bu harika. Gidip sana bir süper kahraman kostümü ayarlayalım. | Open Subtitles | هذا رائع دعني أذهب و أفصّل لكَ زيّ بطلٍ خارق |
| Tamam, Bu harika oldu. Biraz da adamdan bahseder misin? | Open Subtitles | حسناًو هذا رائع, هل يمكنك ان تخبرني عن الرجل ؟ |
| Giymemi istediğin elbise bu mu? Şey, Bu harika oldu. | Open Subtitles | أهذا هو الفستان الذي أردت أن أرتديه؟ هذا رائع جدا |
| Bu harika. Onlara güveniyorum çünkü kendilerini bana kırılgan gösteriyorlar. | TED | هذا رائع. أنا أثق بهم لأنّهم وضعوا أنفسهم في حالة ضعف أمامي. |
| CA: Bu harika aslında, TED'in yarısı aklını tamamen kaçırmış. | TED | هذا رائع جدًا، نصفهم يحدّقون بجنون تمامًا كالبونكيرز. |
| CA: Bu harika. Tamam, gerçekten sert bir resimden bir nevi daha az sert bir resme bakıyoruz. | TED | هذا رائع. حسنًا، لننتقل من صورة عدائية جدًا إلى صورة أقل عدائية نوعًا ما. |
| Bu harika! Başına gelebilecek en güzel şey. Kız kim? | Open Subtitles | هذا رائع ، إنه أفضل شئ يمكن حدوثه ، من هى الفتاة ؟ |
| Bu harika. Peki kocanı ne yapacağız? | Open Subtitles | هذا رائع , لكن ما الذي سنفعله بشأن زوجك ؟ |
| - Ama savaş sicilini araştır. - Bu harika, Bay Wade. | Open Subtitles | لكن قم بالتنقيب بذلك السجل الحربي هذا رائع سيد ويد |
| - ...bir şeye... - İşte Bu harika Norman. | Open Subtitles | ـ لشيء يمكن للناس أن يفهموه ـ هذا رائع يا نورمان |
| Şaka yapıyorsun! Bu harika. Rodeoya katılacak mısın? | Open Subtitles | أنت تمزح , هذا رائع هل هذا يعني أنك ستخوض المسابقة للسجن ؟ |
| - Bu harika. - Açık fikirli ol. | Open Subtitles | ـ أوه ، هذا رائع ـ إحتفظ بعقلك المتفتح ، ستيفن |
| Bu harika bir sezon geçireceksin anlamına geliyor. | Open Subtitles | هذا رائع, رائع هذا يعنى أن سنتك ستكون ممتازة. |
| Bu inanılmaz. Kaset kızın bana şantaj yaptığını ve onu öldürmediğimi kanıtlıyor. | Open Subtitles | هذا رائع ، المسجل الذي إعتادت إبتزازي به ، هو الذي يثبت أنني لم أقتلها |
| Aman Tanrı'm Bu mükemmel. Ben sadece ilaçlarımı değiştirmek istiyordum. | Open Subtitles | يا إلهي، هذا رائع كنت أبحث عن تغيير الأدوية فقط |
| Harika. Bu muhteşem. Sana bir şey söyleyeyim mi, hayatım? | Open Subtitles | رائع ، هذا رائع ، دعيني أخبرك بشيئ عزيزتي لقد كنت مصدوما |
| Lassi Çok iyi bir dosttur. | Open Subtitles | أوه ، والأطفال، ليس هذا رائع ؟ ل اسي صديق جيد جدا، إيه ؟ |
| Bu çok güzel, Mark. Bu, söylediğin her şeyi doğruluyor. | Open Subtitles | هذا رائع يا مارك هذا يؤكد كل ما كنت تقوله |
| Ne güzel. - Bir an önce New York'a dönmeliyiz. | Open Subtitles | كم هذا رائع لابد أن نسافر إلى "نيويورك" فى الحال |
| O küçük topu ağzının tam içine koy. - Ah, bu güzel. | Open Subtitles | ضعي تلك الكرة الصغيرة في فمك أجل, هذا رائع |
| - Bu olağanüstü! | Open Subtitles | هذا رائع |
| Dinleme onları. Bu müthiş bir şey. Tekrar görüşecek misiniz? | Open Subtitles | لا تستمع لهم , هذا رائع هل ستراها مره اخرى؟ |