Hak ettik. Hem Önemi yok, elimizden bir şey gelmez. | Open Subtitles | نستحقّ ذلك، لكنّ هذا لا يهمّ فما مِنْ حلّ بديل |
Neyse, Önemi yok. Onu asla incitmezdim. Ama ona yalan söyledin. | Open Subtitles | على أيّ حال، هذا لا يهمّ فلن أؤذيه أبداً |
Sonuçta pek bir Önemi yok. Müvekkilim firmanız hakkındaki ileri detayları açıklamaya devam ederse kaybedersiniz. | Open Subtitles | في النهاية هذا لا يهمّ إنّ استمرت موكّلتي بإكتتاب تفاصيل عن شركتك |
Bunun bir Önemi yok! - Oh, elbette bir önemi var. | Open Subtitles | هذا لا يهمّ اوه, بلى يهم كثيرا |
Bunun bir Önemi yok. Onu durdurmanın bir yolunu bulacağız. | Open Subtitles | لكنْ هذا لا يهمّ سنجد طريقة لردعها |
Sen iyi olduktan sonra Önemi yok. | Open Subtitles | هذا لا يهمّ طالما أنكِ بخير |
Artık hiç Önemi yok. | Open Subtitles | هذا لا يهمّ الآن على أية حال. |
Bunun Önemi yok. | Open Subtitles | أوه .. هذا لا يهمّ .. |
Bunun şu anda hiçbir Önemi yok. | Open Subtitles | هذا لا يهمّ الآن. |
Bunun bir Önemi yok artık. | Open Subtitles | هذا لا يهمّ الآن |
- Hayır, artık bir Önemi yok. | Open Subtitles | لا، هذا لا يهمّ الآن. |
Ama bunun çok bir Önemi yok. | Open Subtitles | لكن هذا لا يهمّ حقاً. |
Hiç Önemi yok. | Open Subtitles | هذا لا يهمّ في الواقع |
Önemi yok. Ona vurdun. | Open Subtitles | هذا لا يهمّ. |